wholesale jerseys wholesale jerseys china wholesale nfl jerseys from china wholesale jerseys free shipping wholesale nfl jerseys online coach outlet coach handbags outlet coach handbags outlet michael kors handbags outlet michael kors handbags outlet michael kors outlet

www.sizedebiyat.com SiZedebiyat Edebiyat Enstit�s�

�YK� BULVARI

Telif Hakk� Sahibi: Emel BAYKARA

SUSKUN G�L

R�zg�r �deta sa�lar�n� ok�uyordu. Kad�n hi� konu�madan kayal�klar�n �st�nde �ylece oturuyor, g�zlerini dikmi� sabit bir �ekilde denize bak�yordu. Dalgalar�n kayalara vuru�una� Uzun siyah sa�lar� vah�ice dans ediyordu sanki. Sa�lar�n�n da��n�k olu�una ald�rmaz gibiydi. D���nceli g�r�n�yordu. G�ne� batmak �zereydi ve gen� kad�n�n�n y�z�ndeki tebess�mden, g�ne�in batarken yayd��� o k�z�ll��� sevdi�ini anlamak hi� de zor de�ildi. G�ne� batt�ktan sonra a��r ad�mlarla y�r�d� ve sonra g�zden kayboldu�

Kad�rga Kayal�klar�n� bug�ne kadar ziyaret eden pek �ok ki�i aras�nda, bu suskun kad�n� g�rmeyen �ok az insan vard� herh�lde. Y�llarca ad�ndan s�z ettiren bu kad�n, bir gazetecinin de dikkatini �ekmi�ti sonunda. Gazetecinin bu konuya ilgisi, k�z arkada��n�n anlatt�klar�ndan sonra ba�lam��t�;
 
- � A�va� da bir kad�n hemen her ak�am gelip, kayal�klar�n �st�ne oturup, denizi seyrediyor ve g�ne� batana kadar da kal�yor. G�ne�in batmas�yla birlikte ortadan kayboluyor. �ok gizemli bir kad�n. Onun hakk�nda pek �ok s�ylenti var; kimine g�re delirmi�, kimine g�re dikkat �ekmeye �al���yor, kimine g�re ise kimsesiz. Kad�n�n yan�na gitmeye kimse cesaret edemiyormu�; hatta giden birka� ki�inin daha sonra tuhafla�t�klar� da s�ylentiler aras�nda. Denilene g�re kad�n hi� konu�muyor, derin ve �zg�n bak��larla denize bak�yormu� sadece. Baz�lar� da onun bir b�y�c� oldu�unu d���n�yor. Tabii bunlar�n hepsi birer hik�ye! Onu bir iki kez g�rd�m ve resmini �ekmeyi ba�ard�m � diyerek �ekti�i foto�raf� uzatm��t� kendisine.
- � �lgin� ! Bu kad�n�n hali fazlas�yla ilgimi �ekti. Sence neden b�yle davran�yor olabilir? �
- � Benim bu konu hakk�ndaki d���ncemi sorarsan; kad�n deli!�
- � Kad�n� yak�ndan g�rd�n m�? Dikkatini �eken farkl� bir durum var m�yd�? �
- � Kad�n gelmeden �nceydi. Ben kayal�klar�n orada, oturmu� denizi seyrediyordum. Birden arkamdan birisinin geldi�ini hissettim. Bakt�m oydu, �ok heyecanl� bir hali vard�. Ben de heyecanland�m. Kalkt�m merhaba deyip elimi uzatt�m. Fakat �rkek�e bana bakt�, sanki ona her an zarar verebilirmi�im gibi benden uzak duruyordu. Elim havada as�l� kald�. Yan�na sokulmak istedim. Birden ka�maya ba�lad�. Oysa amac�m onu korkutmak de�ildi. Neden ka�t���n� �ok merak ettim ve pe�inden gitmeye ba�lad�m. Yerdeki ta�lar sivri, ayaklar�m�za bat�yordu. Aya��mda ayakkab� olmas�na ra�men can�m yan�yordu. Oysa o, aya��ndan ��kartt��� ayakkab�lar� elinde, ta�lar�n �zerinde ko�maya devam ediyordu. Bir s�re sonra ko�maktan yorulmu�tum. Durup nefes almak istedim; o hala ka��yordu. Durdum ve onun uzakla�mas�n� izledim. Ayaklar�n�n kanad���n� fark etti�imde i�im bir tuhaf oldu. �nsan niye b�yle ka�ar ki? Neden? �
 
Bir yandan anlat�p, bir yandan sorular�n� pe� pe�e s�ralamadan �nce derin bir nefes al�rken, sanki o an� tekrar ya��yor gibiydi.
 
Gazeteci, bu konu�man�n ard�ndan bir s�re A�va� da kalmaya karar vermi� ve bir pansiyona yerle�mi�ti. K���k, sevimli ve s�cak bir yerdi. Pansiyonun sahibi ya�l� bir �iftti. Pansiyonu ellerinden geldi�ince c�v�l c�v�l yapmaya �al���yorlard�. Her sabah odalardaki t�m vazolara taze �i�ek koyuyor, yatak �ar�aflar�n� d�zenli olarak de�i�tiriyorlard�. Her yer p�r�l p�r�ld�. Bu pansiyonun i�inde de, d�� boyas�nda oldu�u gibi pembe ve beyaz renkler hakimdi. Kocaman bir de bah�esi vard�. Gazeteci buraya gelmekten dolay� �ok mutlu oldu�unu hissetti birden. Bu ya�l� �ifti tan�mak kendisi i�in bir �anst� ayr�ca.
 
Buraya geleli �ok olmam��t�. Kad�rga Kayal�klar�� na gitmeden �nce biraz bilgi edinmeliydi. Bu y�zden oraya hemen gitmek istemiyordu. Hatta bu pansiyonda keyifli bir tembellik e�li�inde biraz bilgi de toplayabilirdi� Bu d���nceler i�ersinde, kahvalt�ya a�a��ya indi, ya�l� �ift masadayd�, yanlar�nda da pansiyonda kalan konuklar� vard�.
 
- � Gel o�lum seni tan��t�ray�m! Bu yan odadaki kom�un Nefise, kar�� kom�ular�n Salih Bey, e�i Emine, �ocuklar� Asl� ve Fatih... Bu ikili de Demet ve erkek arkada�� Kerem, Yavuz Bey, �ule Han�m, Sanem Han�m ve oda arkada�� Yasemin... Bu bey de, gazeteci arkada��m�z Taner Bey � dedi ya�l� adam.
 
Kar��l�kl� g�l�mseme, el s�k��ma ve � memnun oldum � ifadelerinin dile getirilmesinden sonra kahvalt�ya ba�lad�lar. Ho� bir sohbet i�erisinde kahvalt� devam ediyordu ki, pansiyonu i�leten ya�l� �ift kahvalt�n�n orta yerinde kavga etmeye ba�lad�;
 
- Zehra Han�m re�eli hi� g�zel yapamam��s�n�z !
- �ok iyi yapabilece�ine inan�yorsan sen yap !
- Senden g�zel yapaca��m kesin !
- Sen �yle san! Ben y�llard�r  bu i�i yapar�m, herkes de sever, sen sevmiyorsan kendin yap�p ye !
- Zehra Han�m bu insanlar re�elini mecburiyetten yiyorlar; seni k�rmamak i�in! Yoksa re�elini be�endiklerinden de�il!
- H�h! sana �yle geliyor Turgut Bey, isterseniz soral�m!
- Evet s�yleyin gen�ler, bu re�elleri be�enerek mi yiyorsunuz ?
 
Turgut Beyin bu sorusu �zerine bir sessizlik oldu, �ocuklardan birinin � Elbette be�eniyoruz� s�zlerinin ard�ndan di�erleri de, onaylad�klar�n� ba��n� sallayarak belli ettiler. Ya�l� kad�n�n, � Var m�s�n yar��a, hangimiz en g�zel re�eli yapacak? � sorusunu, � Tamam!� diye yan�tlad� ya�l� adam.
 
Masadakilerin g�lmeye ba�lamas�yla birlikte yar� gergin hava yumu�am��t�. G�lenler aras�nda bulunan Salih Bey, gazeteci Taner� in yan�nda oturuyordu ve e�ilip kula��na f�s�ldad�;
- Her zamanki halleri; hep re�el kavgas� yaparlar ve her seferinde de Zehra Han�m kazan�r! Gazeteci Taner g�l�mserken, Salih Bey devam etti:
- Bu ak�am ikisi de mutfa�a girer, seyret sonras�n�, kesin k�yamet kopacak zira tart��arak yar���rlar ve tart���rken de �ok �irin olurlar �
 
Masada, kahkaha sesleri devam ediyordu.
 
Ak�amla birlikte yorgunluk ��km��t�, Taner yata��na uzanm��, yeni tan��t��� bu insanlarla birlikte o kad�n� d���n�yordu. Buradaki insanlar  o kadar tatl�yd� ki, hemen onlara �s�n�vermi�ti. Fakat onlar da arkada�� kadar bilgiye sahipti, hen�z farkl� bir bilgi edinememi�ti. Sabah Kad�rga Kayal�klar�� na gitmeye karar verdi. Art�k, oralar� inceleme zaman� gelmi�ti. Bu d���nceler aras�nda uykuya dal�verdi.
 
Ertesi g�n �antas�n� s�rt�na ge�irdi ve do�rudan Kad�rga Kayal�klar�� na gitti. G�n boyunca kayal�klarda dola�t�, her taraf�na bakt�, inceledi. Ak�ama do�ru, kad�n� g�rebilece�i bir yere sakland� ve kad�n�n gelmesini beklemeye ba�lad�. D�rb�n�n�, foto�raf makinesini haz�rlad�. Kafas�nda has�rdan �apkas�, �zerinde uzun �ort ve ye�il g�mle�iyle, safariye ��kan avc�lara benzeyen bir g�r�n�m� vard� �deta. Siyah, k�sa sa�lar� �apkan�n alt�nda ezilmi�ti, kahverengi g�zleri heyecanl� bir bekleyi� i�indeydi.
 
Sonunda kad�n gelmi�ti. �zerinde beyaz bir elbise vard�. Sa�lar� dalgal� ve uzuncayd�. Kayaya oturdu, sa�lar� r�zgarda u�uyordu. Taner d�rb�nle kad�na bak�yordu. Kad�n sallan�yordu, dudaklar�n� hareket ettiriyordu. Kendi kendine mi konu�uyordu, yoksa �ark� m� m�r�ldan�yordu, anla��lm�yordu. Bir s�re sonra sustu. Bak��lar� dalg�n ve donuktu. Az sonra g�ne� batm�� ve kad�n g�zden kaybolmu�tu...
 
Pansiyona geri d�nd���nde epeyce yoruldu�unu hissetti. Ak�am yeme�i s�ras�nda ya�l� �ift ut e�li�inde fas�l ge�tiler. Masadakiler hep bir a��zdan � Biz her gece Heybeli� de mehtaba ��kard�k � �ark�s�n� s�ylemeye ba�lad�lar.
 
Herkes ne�e i�inde birbirine bak�yordu. Ak�am kahveleri yudumlan�rken Zehra Han�m da �ocuklara masallar anlat�yordu. �ocuklar ya�l� kad�n�n kuca��na uzanm��, can kula�� ile onu dinliyorlard�. Ya�l� kad�n sa��na topuz yapm�� ve uzun bir elbise giymi�ti. Sa�lar� beyazd�, y�z�nde ya�l�l���n getirdi�i izlerle birlikte sevecen bak��lar� da ta��yordu. Turgut beyin de, her ak�am mutlaka bir turnuva d�zenlemesinden tavla oynamaya bay�ld��� anla��l�yordu. Beyaz sa�� ve beyaz sakal�yla sanki biraz Sean CONNERY� i and�r�yordu ve ya�l� g�r�n���ne kar��n yak���kl� say�l�rd�. Y�z�nde tatl� sert bir ifade vard�. Gazeteci bu g�zlemlerinin ard�ndan, bu ortam�n �ok huzur verici oldu�unu d���nd�. Kendini �ok yorgun hissetmesine ra�men, bir s�re, orada bulunuyor olman�n tad�n� ��kartt� ve daha sonra kalk�p erkenden yatt�.
 
G�nler ge�iyordu; art�k bu esrar� ��zmeliydi. E�er o kad�na rastlarsa, mutlaka onunla konu�maya �al��acakt�. Daha fazla bilgiye ihtiyac� vard�. Odas�nda bir a�a�� bir yukar� geziyor, kendi kendine konu�uyordu; � Bu kad�n� tan�yan kimse yok mu ya? Neden bu halde dola�t���n� bilen yok mu? Hem bu kad�n ne yer, ne i�er? Nerede bar�n�r? Anlayam�yorum, bunu bulmak zorunday�m! �
 
Bir an durdu, sonra �antas�n� ald��� gibi ��kt� odas�ndan. Tam merdivenlerden iniyordu ki Zehra Han�mla kar��la�t�lar:
- Nereye b�yle alelacele? diye sordu ya�l� kad�n.
- D��ar� ��k�yorum, yaln�z size bir sorum olacak Zehra Han�m, sormamda bir sak�nca yoktur in�allah? diye yan�tlad� Taner. Zehra han�m�n
- Yok tabii, istedi�ini sorabilirsiniz!
- Zehra Han�m, her ak�am Kad�rga� ya gelen o kad�n hakk�nda bilginiz var m�? Ad�n�, ailesini  ya da onunla ilgili her hangi bir �ey biliyor musunuz? �
Zehra Han�m, beklemedi�i bu soru kar��s�nda �a��rm��t�, rengi atm�� ve � Hay�r � diyebilmi�ti bo�uk bir sesle. Taner de, Zehra han�m�n bu tepkisine �a��rm��t�, � Tamam, te�ekk�rler � deyip pansiyondan ��kt�.
 
K�yl�lerle konu�mak �zere yol boyunca y�r�d�, k�y�n i�ine girdi. Dola�t�, kahvede oturanlarla, esnafla, bakkalla, pek �ok ki�iyle konu�tu. Sanki a��z birli�i etmi��esine hi� kimse farkl� bir �ey s�ylemiyordu. Gazeteci olduk�a �a�k�nd�, ��renebildi�i yaln�zca, yakla��k on bir senedir bu kad�n�n bu �ekilde davrand���yd�. � Neden? � sorusuna hi�bir yan�t alamay��� onu iyice �a��rtm��t�. �  Enteresan! � diye m�r�ldan�rken, pansiyonun yolunu tuttu. Pansiyona vard���nda ak�am olmu�tu. Ak�am yeme�i i�in masa haz�rlan�yordu. Gazeteci durgundu ve bu durgunlu�u y�z�nden okunuyordu. Yemek masas�nda da d���nceliydi, yeme�ine dokunmam��t�. Zehra han�m, gazetecinin neden b�yle durgun oldu�unu tahmin edebiliyordu ancak anlamad���, bu konunun �st�ne neden bu kadar d��t���yd�.
 
Kahveler i�ilmek �zereyken Zehra han�m gazeteciye d�nerek;
- Taner Bey bu kadar �z�lmeyin! Sizin i�in neden bu kad�n bu kadar �nemli, d�nyan�n pek �ok yerinde sorunlu insanlar vard�r yada deli olan, bu kad�n�n di�erlerinden pek fark� yok. O bir deli neden ilgileniyorsunuz ki? sorusunu sormaktan kendini alamam��t�.
- Bak�n, bu kad�n�n deli oldu�unu nereden biliyorsunuz? Hem madem deli, neden deli oldu�unu da biliyor olman�z laz�m de�il mi?
 
Sorunun ard�ndan ya�l� kad�n yutkundu, tam bir �eyler s�yleyecekti ki telefona �a��rd�lar, izin isteyip kalkt�. Taner bu s�rada, ya�l� kad�n�n renginin att���n� fark etmi�ti. Merak� giderek daha da art�yordu ve bu insanlar�n sessizli�i onu �ileden ��kar�yordu. Her �eye ra�men kararl�yd�, bu kad�n�n gizemini ��zecekti.
 
Taner ertesi g�n kayal�klara geldi�inde g�ne� batmak �zereydi. Kayalar�n �st�nde oturmakta olan gen� kad�n, gitmek �zere aya�a kalkt���nda arkas�ndan gelen sese do�ru ba��n� �evirdi. Taner ona yakla�may� denedi ancak kad�n ko�maya ba�lad�. Taner de pe�inden gitmeye �al���yor, ne var ki ta�lardan dolay� ko�am�yordu. Bir anda ayak bile�inde bir sanc� hissetti. Kendini bir ta��n �st�ne zor att�. Aya�� burkulmu�tu ve �zerine bast�k�a can� yan�yordu. Bu durumda ne ko�maya ne de y�r�meye devam edemezdi, sadece kad�n�n arkas�ndan bakabildi.
 
�zg�n bir �ekilde pansiyona geri d�n�p, odas�na ��kt���nda odadaki e�yalar�n�n kar��t�r�ld���n� fark etti. Bunu kim yapm�� olabilirdi ki? O ya�l� �ift bunu yapmazd�. Pansiyonda kalan di�erleri de yapmazd�. O zaman kim yapm�� olabilirdi? Bu davran��� hi� kimseye yak��t�ram�yordu.
 
Hem odas� ni�in kar��t�r�lm��t�? Aran�lan neydi? Bir yandan d���n�rken bir yandan da odan�n penceresinden d��ar�y� seyrediyordu. Kafas� �ok kar��m��t�, ba��n� geriye �evirip odaya ��yle bir bakt���nda, bir anda o kad�n�n resimlerinin ortadan kaybolmu� oldu�unu fark etti. Birden g�m diye bir sesle birlikte kafas�nda bir ac� hissetti. D��ar�dan birisi bir ta� f�rlatm��t�. Kafas�na isabet etmi�ti ve ba�� kan�yordu. Ta��n sar�l� oldu�u bir de k���t vard�. Hemen a�t�; k���tta � bu kad�n�n gizemini ara�t�rmay� b�rak, e�er buralar� da terk etmezsen biz seni g�ndermesini biliriz � diye yaz�l�yd�.
 
Ba�� �ok k�t� a�r�yordu. Bu olay kar��s�nda aya��n�n ac�s�n� bile unutmu�tu. Kafas�n� tutarak a�a�� indi. Herkes a�a��dayd�. Tel��la etraf�n� sard�lar; ne oldu�unu, nas�l oldu�unu sordular. Bu ba�r��malar�n i�inde, ba��n�n a�r�s� iyice artm��t�. Zehra Han�m� �n yapt��� pansuman�n ard�ndan odas�na gidip yatt�. Ertesi g�n odas�ndan d��ar� hi� ��kmad�. Biraz kendine gelmek ve t�m bu olanlar� sakin kafayla d���nmek ihtiyac� i�indeydi.
 
Ak�ama do�ru a�a��ya indi�inde, ak�am yeme�i i�in haz�rl�klar ba�lam��t�. �ocuklara yakla�t� ve sordu:
- �ocuklar, ge�en g�n ben yukar�da odamdayken, yaraland���m s�rada, Zehra Han�m neredeydi? G�rd�n�z m�?
- Bize masal anlat�yordu birden d��ar� ��kt�, siz a�a�� indi�inizde o da i�eri girdi
- Peki nas�ld�? Tel��l� ya da korkmu� muydu?
- Tel��l� bir hali vard� � dedi her ikisi de. Gitmek �zereyken �ocuklardan  biri ekledi;
- Asl�nda, sanki biraz da korkmu� gibiydi! �
 
Taner� in kafas�nda bir �eyler �ekillenmeye ba�lam��t�. Bunu yapan mutlaka Zehra Han�m olmal�yd�; ba�kas� olamazd�. Ona o soruyu sordu�u zamanki y�z ifadesini hat�rlad�, olduk�a tel��lanm��, heyecanlanm��t�. Tam da akl�ndan; � Bu konuda gizledi�i bir �eyler oldu�u kesin! � diye ge�irirken, Zehra han�m geldi yan�na:
- �ay yada kahve ister misiniz? �
- Te�ekk�rler, hi� bir �ey istemiyorum. Yaln�z, sizinle konu�mak istedi�im bir konu var,  m�saade ederseniz konu�mak istiyorum! �
- Tabii, dedi ya�l� kad�n ve koltu�a, Taner� in yan�na oturdu
- Buyurun, sizi dinliyorum
- Yaraland���m gece siz neredeydiniz ?
- �ocuklara masal anlat�yordum.
- Emin misiniz? �
Zehra han�m�n g�zleri b�y�d�, y�z�n�n rengi att�:
- Tabii, eminim!
- �ocuklar �yle demiyor ama!
- �ocuklar m�?
- Evet, onlar sizin d��ar� ��kt���n�z� ve geri d�nd���n�zde de tel��l� oldu�unuzu s�ylediler.
Ya�l� kad�n bir an afallad�, ne diyece�ini bilemedi. Taner �srarla devam etti:
- Neden inkar ediyorsunuz?
- Be....ben, ben..
- Evet, siz!
- �ocuklara masal anlat�rken bir g�r�lt� duydum, bah�eye ��k�p bakmak istedim. Etrafa bak�n�rken bir karalt� h�zla yan�mdan ge�ti, �ok korkmu�tum hemen i�eri girdim.
- Peki, b�yle ise neden gizlediniz!
- A��k�as� beni su�laman�zdan korktum. San�r�m bu davran���mla ��phe uyand�rd�m sizde ama inan�n bana, duydu�um g�r�lt�ye bakmak i�in d��ar� ��kt�m ve korktu�um i�in de hemen geri d�nd�m.
- Size inanm�yorum, bu olay�n a���a ��kmas�n� istemiyordunuz, her �eyi bu y�zden yapt�n�z, odamdaki resimleri de siz ald�n�z!
Ya�l� kad�n a�lamaya ba�lad�;
- Hay�r! hay�r! dedi a�layarak ve olabildi�ince h�zl� ad�mlarla yukar� do�ru ��kt�.
 
Gen� adam, bu ya�l� kad�na b�yle davrand��� i�in �ok �z�lm��t� ama onun yapt���na dair g��l� bir his vard� i�inde. � Yine de emin olmal�y�m! � diye ge�irdi akl�ndan ve ilk f�rsatta Zehra han�m�n odas�na bakmaya karar verdi.
 
Bir ak�am �zeri, yemek haz�rl��� s�ras�nda bu f�rsat� yakalad� Taner. Ya�l� kad�n�n odas�na girdi. Her tarafa iyice g�z att�; ne var ki resimleri bulamam��t�. Odadan ��kaca�� s�rada aya�� hal�ya tak�ld� ve d��t�. Neye tak�ld���na bakmak istedi ve o s�rada hal�n�n alt�nda duran resimleri fark etti. Ya�l� kad�n resimleri buraya saklam�� olmal� diye d���nd�. Demek ki o yapm��t�! Kendisinin buradan gitmesini isteyen ki�i oydu... � Bingo � diye ba��rd�. Resimleri ald��� gibi odadan ��kt�.
 
Zehra han�m�n son g�nlerde hi� keyfi yoktu. Bunu herkes fark ediyordu. Taner de fark�ndayd� ama buna ald�r�� etmiyordu. Onun g�z�nde bu ya�l� kad�n bir su�luydu. Zehra han�m da onun b�yle d���nd���n� hissediyor ve �ok �z�l�yordu. O ak�am �st� gazeteciye yakla��p;
- Bak evlad�m, yan�l�yorsunuz, ben neden sana zarar vermek isteyeyim ki?
- Susun l�tfen! Beni hayal k�r�kl���na u�ratt�n�z. Sizi ilk g�rd���m zaman �ok sevmi�tim, sizi ve e�inizi tan�maktan dolay� �ok ama �ok mutlu olmu�tum ama siz bana yalan s�ylediniz!
- Hay�r, ben sand���n�z gibi ne resimlerinizi �ald�m ne de sizin odan�za ta� att�m! �
- Ya bu resimler! Onlar� sizin odan�zda buldum! Buna ne dersiniz?
- �nan ben almad�m �
Zehra Han�m bunlar� g��l�kle diyebilmi�ti. Konu�acak hali bile kalmam��t�; a�lamaya ba�lad�.
Bir anda herkes, � Neler oluyor? � diye sormaya ba�lad�. Gazeteci de: � Zehra han�ma sorun, o anlats�n benim kafam� nas�l yard���n� � dedi ve odas�na ��kt�. Tekrar a�a��ya yeme�e indi�inde herkesin keyfinin ka��k oldu�unu ve hi� kimsenin konu�mad���n� fark etti. Yemek s�ras�nda da sessizlik hakimdi, tek bir kelime bile etmeden sofradan kalk�ld�.
 
Ertesi g�n k�yl�lerden biri geldi pansiyona. Turgut beyden gurbetteki o�luna mektup yazmas�n� istiyordu. Turgut bey k�yl�n�n dediklerini aynen yaz�yordu. K�yl�n�n �ivesi bozuktu ve cahil oldu�u her halinden belli oluyordu. Taner, Turgut beyin yan�na gidip nas�l yazd���na bakmak istedi. Yaz�ya bakt���nda beyninden vurulmu�a d�nd�. Kafas�na ta� at�ld��� o g�n geldi akl�na. Ta��n �zerinde sar�l� olan k���tta yaz�l� notu hat�rlad�; bu yaz� o k���ttaki  el yaz�s�na �ok benziyordu. Hemen odas�na ��k�p ka��d� eline ald� inceledi; kesinlikle ayn�yd�. Bu iki ihtiyar beraberce mi yapm��t� bu i�i? Kafas� �ok kar��m��t�, b�t�n bunlar ne demekti, ya�l� kad�n hakl� olabilir miydi? Belki de e�i yapm��t�, hal�n�n alt�nda resimleri bulmas� bo�una de�ildi. �stelik kad�n yapmad���n� s�yl�yordu! O s�rada kap� �ald�, i�eri ya�l� kad�n girdi. Zehra Han�m gen� gazeteciye yakla�arak;
 
- Peki, size istedi�inizi anlataca��m, bu kad�nla ilgili ne ��renmek istiyorsan�z onu ��reneceksiniz!
Taner �ok heyecanlanm��t�, y�z�nde inanmakta zorlan�r bir ifadeyle:
- Ger�ekten mi? diye sordu.
- Evet!
Ya�l� kad�n ve iskemleye oturdu. Taner, teybini ald� kay�t yapmak �zere;
- Evet, tamam, dinliyorum! Ne biliyorsunuz anlat�n! �
dedi ve kay�t d��mesine bast�. Zehra han�m anlatmaya ba�lad�:
- Bundan on bir y�l �nce, yani merak etti�in kad�n on yedi ya��ndayd�. Bir delikanl�y� seviyordu. Fakat �ocuk fakir oldu�undan k�z�n ailesi bu delikanl�yla birlikte olmas�na izin vermiyordu. Bunun �zerine iki a��k ka�t�lar. Uzun bir s�re beraber ya�ad�lar sonra bir g�n k�z ��k�p geldi. K�z�n ailesi k�zlar�n� kabul etti. Bir m�ddet sonra k�zda fiziksel de�i�imler olmaya ba�lad�. Herkes anlam��t�; k�z hamileydi. D�n���nden bir ay sonra sevgilisi de gelecekti, Kad�rga� da bulu�acaklar�na s�z vermi�lerdi. Gen� �ocuk bir t�rl� gelmiyordu. K�zca��z karn�ndaki bebe�iyle g�ne� batana kadar bekliyordu. Bir g�n gene kayal�kta beklerken delikanl�n�n �l�m haberini ald� ve bu ac�yla kendini kayal�ktan a�a�� att�. Ya�amas� bir mucizeydi ama bebe�ini kaybetmi�ti. Sonra her g�n hi� gelmeyecek olan sevgilisini ve bebe�ini bu kayal�kta beklemeye ba�lad�. San�r�m, bir bunal�m an�nda intihar edip de sevdi�i erkekten olan son hat�ray� yok etti�i i�in kendini affedemedi hi�bir zaman...
- B�yle derin derin suya bakmas� ve �ark� m�r�ldanmas� da bundanm�� demek! �kisini de yan�na �a��r�yordu belki de...
Gazeteci bu ac�kl� hik�ye kar��s�nda �ok k�t� olmu�, etkilenmi�ti. Hi� b�yle bir �ey  beklemiyordu, �a��rm��t�:
- Bunlar� nerden biliyorsunuz?
- ��nk�, ��nk� o delikanl�n�n babas� Turgut� tu, e�im yani... E�im her �eyi anlatt�, hatta bir k�sm�na kendim �ahit oldum.
Gazeteci olduk�a �a�k�nd�:
- Turgut beyin o�luydu demek�
Odan�n kap�s� �al�nd�, a�t� Taner. Gelen Turgut beydi.
- Her �eyi ��rendim Turgut bey! S�yleyin l�tfen, neden gizlemek istediniz?
- Demek ��rendin, e�im daha fazla dayanamad� ha? Evet gizledim, bunun o kadar �ok nedeni var ki� Birincisi, bu olay o�lumu ve kapanmam�� yaram� a��yordu. �kincisi ise; o k�z yeterince ac� �ekmi�ti zaten! Sen bu yaz�y� yazd�ktan sonra herkes onu rahats�z edecekti, o b�yle mutlu, o kayal��a gitti�i s�rece ya��yor.
- Sizce bu ya�amak m�? �
- De�il elbette, ama onu kimse vazge�iremedi. O k�z, yani G�l, oraya ait anl�yor musun?
- Anl�yorum...
- Kusura bakma evlat! Seni korkutmak istedim ama kafan� yard�m. Bunu isteyerek yapmad�m �ok �zg�n�m. Resimleri de ben ald�m. Bu resimlerle, bilgilerle haber yapacaks�n diye engel olmak istedim, yanan bir baba y�re�ini anla l�tfen!
 
Ya�l� kar� koca, bu konu�man�n ard�ndan odadan ��kt�lar. Bir s�re sonra Taner de ��kt� odas�ndan. Kad�rga� ya gitmeli ve G�l� le konu�mal�yd��
 
Gazeteci Kad�rga� ya gitti�inde gen� kad�n ordayd�, orada kayal�kta oturuyordu yine, derin derin bak�yordu denize, m�r�ldan�yordu...
 
- G�l! diye seslendi, gen� kad�n bakt�, Taner devam etti: Korkma! biliyorum her �eyi, neden burada oldu�unu, ac�n� b�t�n y�re�imle payla��yorum.
 
Kad�n derin ve kederli bak�yordu, sa�lar� ve elbisesi r�zg�rda u�u�uyor, g�zlerinden ya�lar ak�yordu. Gen� kad�n bir peri k�z�na benziyordu. Yan�na biraz daha yakla�t�, �efkatli bir sesle sordu:
 
- Suskun G�l! Ac�n� daha ne kadar i�ine g�meceksin, bu suskunluk nereye kadar?
 
Gen� kad�n cevap vermedi.
 
- Susma, suskun G�l, bu defa konu�! diye �steledi Taner.
Gazeteci yakla�maya �al���nca, kad�n yerinden kalkt�. O zaman Taner geri �ekildi; kad�n tekrar kayaya oturdu. Gen� adam da yak�n�na oturdu. Kad�n denize dalg�n bak�p a�larken Taner de a�lamaya ba�lad�...  G�ne� batana kadar beraberce konu�madan, sessizce a�lad�lar.
 
Delikanl� pansiyona d�nerken d���n�yordu, bu gen� kad�n bu defa susmam�� sorular�na a�layarak cevap vermi�ti. O sessizlikte ve g�zya�lar� aras�nda �ok �ey payla�m��lard�...
 
Ayr�l�rken pansiyondaki herkesle vedala�t�, ya�l� �iftin g�zleri dolmu�tu. Ya�l� adam s�k� s�k�  tembihlemi�ti haber yapmamas�n�; gazeteci de s�z vermi�ti.
 
Gazeteye geldi�inde kendi sayfas�na yazd��� tek sat�r �u olmu�tu:
 
� H�l� b�y�k sevgi ya��yor, Leyl� ile Mecnun �lmedi. Ve d�nyan�n pek �ok yerinde kim bilir ka� suskun G�L var...  �

: Emel BAYKARA, 03.11.2004, 21:03                                                                   Di�er Bir �yk� i�in  

               

Bir Onceki Yap�t Teknik Aksakl�k Bildiriniz Edebiyat At�lyesi Girisi T�rkce veya Di�er Bir Dil Yan�lg�s�n� Bildiriniz S�zl�k Telif Haklar� Kanunu �mla K�lavuzu  Bu yazar�m�z/Bu yap�t hakk�nda ODA AKDEN�Z ODA EGE ODA MARMARA Enstit� Girisi Bir Sonraki Yap�t