www.sizedebiyat.com SiZedebiyat Edebiyat Enstit�s�
�YK� BULVARI
Telif Hakk� Sahibi: Nusret ZENC�RC�
YE��LSU� DA TAT�L
K�p�r k�p�rd� �ocuklar. Birbirlerine bakt�k�a, parlayan g�zlerinden yay�lan, ���lt�lar birbirine kar���yordu. Sonunda karar verilmi�ti. Yar�n yola ��k�lacakt�. Anneanneye; tatile gidiliyordu. Anne, b�y�k o�lan ve k�z. K���k o�lan evde kalacakt�, Dede bir tek onu b�rakmam��t�. B�y�k o�lanla k�z, biraz da bu y�zden, anneannenin yan�na gitmeyi bu kadar �ok istiyordu. Onlar� da anneanneleri �ok severdi. Valizler, �antalar haz�rland�. Anneanneye hediye olabilecek bir �eyler ya bulundu, ya ayarland� ya da al�nd� ve valizlere �teki e�yalar�n yan�na yerle�tirildi. Yola sabah ��k�lacakt�. Ne de uzundu o gece. Bir t�rl� sabah olmad�. Daha g�n ���rken iki �ocuk da ayakta idi. G�r�lt�ye �nce anne, baba ve k���k o�lan sonra da �tekiler uyand�; halalar, amcalar, neneler ve dede. Ko�tur ko�tur bir kahvalt� yap�ld�. Ard�ndan da �ehirleraras� otob�s acentesine yollan�ld�. Acele ediyorlard�. Otob�s�n saati belli olmas�na belli idi ama ka��r�rlarsa yar�na dek ba�ka otob�s yoktu ki. �l merkezinden her g�n yaln�zca bir otob�s hareket eder, kendi kazalar�na u�rar, oradan da anneannenin kentine giderdi. Otob�sler g�nden g�ne de�i�se de de k�t� benzin kokular� hi� de�i�mezdi. Sab�rs�z beklemelerinin sonunda otob�s, o g�n de geldi. Benzin kokusuna hi� ald�rmad�lar. Ne de olsa onlar� anneannelerine g�t�recekti, vars�n benzin koksundu. Valizlerini, �antalar�n� otob�s�n �st�ndeki bagaj yerine dizip koltuklar�na yerle�tiler. Anne ve �ocuklar i�in sadece iki bilet alm��lard�. Anne cam kenar�nda, k�z ortada ve o�lan k�z�n yan�nda, koridor taraf�nda. Baba onlar� g�zleriyle u�urlarken �ocuklar el sall�yor, anne ise belli belirsiz babaya - minnet dolu - g�l�ms�yordu. G�n daha erkendi. Hava hen�z �s�nmam��t�. Asl�nda �ok s�cak olurdu buralar�. Benzin kokusu biraz da serinlikten olsa gerek daha yolcular� bo�ar gibi yo�un de�ildi; otob�s�n i�inde o da sadece �n tarafta biraz hissediliyordu. D��ar�da bu�daylar ye�ilden sar�ya daha yeni yeni d�n�yor; k�rm�z� topraklar �zerindeki ba�lardaki koruklar ise �z�m olacaklar� o daha s�cak g�nleri bekliyorlard�. Anne, otob�s hareket eder etmez evde haz�rlad�klar�yla �ocuklar� doyurma tela��na d��m��t�. Kar��t�rd��� torbalardan yay�lan peynir, ekmek ve salatal�klar�n kokular�n�n otob�se yay�l�p �teki yolcular�n i�tahlar�n� kabartmas�na ald�rmadan �ocuklar� doyurmu�tu. Kar�nlar� doyan �ocuklar gittik�e artan s�cakla gev�emelerine kar��n inatla yolun sa��n� solunu seyretmeyi s�rd�rd�ler bir s�re. Ama sonunda, gittik�e �s�tan g�ne�e yenik d��erek s�z�p uyudular. R�yalar�nda yaln�zca anneanne vard�. Zaten b�yle bir g�nde r�yalar�nda ba�ka kim olabilirdi ki. �ocuklar�n g�zleri otob�s dururken ancak a��ld�. Hemencecik toparland�lar. Anne, kar��lamaya gelen giden var m� ? diye sa��na soluna bak�nd�. Sar� ye�eniydi her zamanki gibi gelen. Teyzesinin elini �p�p valize yap��t�. K��ede, parlak nikelajlar� g�zleri alan bir taksiye bindiler. Anneanneye gelmenin bir ba�ka g�zel yan� da i�te bu taksilere binmekti. Kendi �ehirlerinde, o da �imdiye dek hi� binmedikleri, yaln�zca bir tane taksi vard�. O da bindikleri bu taksinin yan�na bile yakla�amazd�. Taksi anneannenin dar soka��na girdi�inde o da kap�da dikilmi� onlar� bekliyordu. Uzaktan g�zleri ile, yan�na var�nca da elleri kollar� ile sar�p sarmalad�, doyas�ya �p�p bir g�zel koklad�. Kokla�a kokla�a i�eri girdiler. Evin i�i serindi. Anneannenin alt kat odas�, bu s�cak kentte bile pek serin olurdu. Alt� ta� olan bu oda, evin en serin odas�yd�. Eller y�zler y�kand�. Anneanne onlar� hemen ��martmaya ba�lad�. En �ok da o�lan�. " K�z demek dert demek der ", k�zlara pek y�z vermezdi. ��mart�lmaya doyulunca, day�n�n �ocuklar� ile beraber, avluda ko�u�turmalar� ba�lad�. � �i�eklere dikkat edin, ezmeyin onlar� � diye y�rt�nan anneanneye ald�r�� bile etmeden ak�am� ettiler. Ak�am yeme�i i�in day� beklendi. Sofra day�s�z ve peynirsiz olmazd�. O�lan�n en sevdi�i ve yedi�i yaln�zca ��rek otlu peynir ile ekmek olurdu anneannede. Day� k�zar gibi olsa da fazla kar��amad�. Yemek sonras� biraz sohbet ve ard�ndan Ye�ilsu� ya gitme haz�rl���. Ye�ilsu; o yaz tatillerinin vazge�ilmez b�y�l� suyuna. Anne yorgundu, gitmeyecekti. Tart��mad�lar. Anneanne ve uzaktan gelen iki torunla day�n�n k���k o�lu her seneki heyecanlar�yla yola d��t�ler. Yoldan karpuz �ekirde�i al�nd�. Ye�ilsu uzaktan ye�il ���klar�yla parlamaya ba�lad���nda anneanne yorulmu�tu bile. Bir kenara ��k�p uzunca bir s�re solukland�. �ocuklar soluklanmas�n� oynaya z�playa ama olduk�a da sab�rs�z bir halde beklediler. Sonra tekrar yola koyuldular. Ye�ilsu� nun paras�z halka a��k k�sm�na var�l�nca da, anneanne demir parmakl�kl� duvar�n dibine, �ocuklar demirlerin tepesine t�neyiverdiler. Bir s�re ye�il sulara bakakald�lar hep birlikte. �ocuklara ve hatta anneanneye bile anla��lmaz gelen ye�il rengin nedenini yeniden ke�fetmeye �abalad�lar. Oysa rengin nedeninin, su i�ine yerle�tirilmi� ye�il renkli lambalar oldu�unu hep bilirlerdi. �ekirdekler dar�lar yenip ayaklar� yorgunluktan s�zlamaya ba�lad���nda � Hadi � dedi Anneanne � eve gidelim, yeter art�k �. Duvar�n demirlerine t�rman�p son bir kez daha bakt�lar Ye�ilsuya; harikayd�. � �abuk olursan�z sizi yine getiririm � diyordu anneanne. Yorgunluktan kendilerini g��l�kle att�klar� yataklar�nda, g�kteki y�ld�zlara bakarak dalarken m�r�ldan�yorlard�; - " Deniz de l�mbalardan dolay� mavidir de�il mi? " |