www.sizedebiyat.com SiZedebiyat Edebiyat Enstit�s�
M�TOLOJ� da��
' NA TIRMANAN YAPIT
Telif
Hakk� Sahibi: Ye�im ESEMEN
ANDRO-GYNOS
Paris�te, otel odas�nda, bilgisayar�m�n ba��nda, gece gitmeye niyetlendi�im Milonga* i�in bulundu�um b�lgeye yak�n adresleri ara�t�r�yordum. Dosyalar�m�n i�inde geziniyordum ki, eski bir ileti ili�ti g�z�me. Mitolojik bir �yk�yd� bu. �lgi alan�ma girmi� ve saklam���m. Hem de Tangoya dair dok�manlar� toplad���m klas�r�n i�inde. � Allah Allah ! � dedim; � Ben bu yaz�y� neden bu klas�re koymu�um ki ? Herhalde yanl��l�kla tutup kuyru�undan oraya ta��m�� olmal�y�m! � Sonra iyice d���nd�m. Yanl��l�kla da olsa do�ru adrese ta��nm�� olabilirdi asl�nda; � Evet, evet neden olmas�n? � dedim. ve bulundu�u yerde b�rakmaya karar verdim bu dok�man�. Tango klas�r�m�n i�inde yani. Bu noktada s�z� de, ARISTOPHANES� e b�rakmak istiyorum izninizle; ARISTOPHANES- " ( ... ) �nsan asl�nda neydi, ne oldu, �nce bunu bilmemiz gerek. ��nk� insan her zaman bug�nk� gibi de�il, bir ba�ka t�rl�yd�. �nsan soyu ilkin �� �e�itti. �imdiki gibi erkek, di�i diye ikiye ayr�lm�yordu. Her ikisini de i�ine alan bir ���nc� �e�it daha vard�. Bu �e�idin kendi kayboldu, sadece ad� kald�. ANDROGYNOS denilen bu �e�idin, ad� gibi bi�imi de hem erkek hem de di�iydi. ��te bu insanlar yuvarlak s�rtlar� ve b���rleri ile tostoparlak bir �eydiler. Her birinin d�rt eli, bir o kadar da baca�� vard�. Yusyuvarlak bir boyun �zerinde birbirine t�pat�p e�it ama ters y�ne bakan, iki y�zl� tek kafa, d�rt kulak. Edep yerleri ve her �eyleri de ona g�re hep iki�er iki�er. Y�r�rken istedikleri y�ne do�ru, bizim gibi d�ped�z ad�m atamaz, ko�mak istedikleri zaman da tepetakla, havaya f�rlayan bacaklar� ile bir tekerlek olur, sekiz kola ve baca�a birden dayand�klar� i�in, d�ne d�ne u�ar giderlerdi." S�z�n k�sas�, bunlar g��e t�rmanmaya ve Tanr�lara kar�� koymaya yelteniyorlar ve... " ( ... ) ZEUS uzun uzun d���nd�kten sonra; - Galiba bir �are buldum! der. - �nsanlar hem kals�n, hem de kuvvetten d���p hadlerini bilsinler! �kiye b�lece�im onlar�, b�ylece zay�f d��ecekler, hem de say�lar� art�p, bizim i�in daha faydal� olacaklar. �stelik iki bacak �st�nde daha do�ru d�r�st y�r�yecekler. Yine de hadlerini bilmez, uslu durmazlarsa, yeniden ikiye b�lerim, bu sefer tek bacak �zerinde atlaya atlaya giderler. B�yle der ZEUS ve insanlar� tutar ikiye b�ler. Yumurtay� ince bir k�lla ortas�ndan keser gibi. ZEUS kesti�i insanlar�n y�z�n�, boyunlar� ile APOLLON' a ters �evirtir ki, kesilen yerlerini g�rs�nler ve ak�llar� ba�lar�na gelsin. Yaralar�n� iyi etmesini de buyurur. APOLLON da yapar. �nsan�n yap�s� b�yle ikile�ince, her yar�, �b�r yar�s�n� �zleyip arar, kollar�n� birbirine sar�p, yeniden bir b�t�n haline gelmek arzusuyla kucakla��r olmu�... Birbirinden ayr� hi�bir �ey yapmak istemeyerek, a�l�ktan ve i�sizlikten �l�p gidiyorlarm��. Yaral�lardan biri �l�nce, sa� kalan bir ba�kas�n� ar�yor, ona sar�l�yormu�. Rasgele sar�ld��� bu insan bir erkek yar�s� da olabiliyormu�, di�i yar�s� da. Bu y�zden insan soyu azal�p gidiyormu�. ZEUS hallerine ac�m��, bir ba�ka �are bulmu�. Ay�p yerlerini �nlerine getirmi�. ��nk� arkada olunca �iftle�erek de�il, a�ustos b�cekleri gibi topra�a yumurta d�k�p �o�al�yorlarm��. Ay�p yerleri �ne al�n�nca, di�i erkek �iftle�erek �o�almaya ba�lam��lar. Maksad� �uymu�: �iftle�me erkekle kad�n aras�nda olursa insan soyunun �o�almas�n� sa�lam�� olacak, yok e�er erkekle erkek aras�nda olursa arzular�na kanarak ba�ka i�lere y�nelecekler, yani hayatlar�nda ba�ka ama�lar� olacak. Demek ki insan�n kendi benzerinde duydu�u sevgi, �ok eski bir zamandan kalmad�r. Sevgi, bizim yap�m�z� yeniden kuruyor, iki varl��� tek varl�k haline getiriyor, k�sacas� insan�n yarad�l���ndaki derde deva oluyor. Her birimiz bir insan�n Symbolon� uyuz (tamamlay�c� par�as�y�z ) Pisi bal�klar� gibi bir b�t�n�n yar�s�na benzeriz. Onun i�in de hep tamamlay�c� par�am�z� arar dururuz... Demin ANDROGYNOS dedi�imiz kat���k varl���n bir par�as� olan erkekler, kad�nlara d��k�nd�r. Bir kad�nla yetinmeyen erkeklerin �o�u da bunlardan gelmedir. Erkeklere d��k�n, kocalar� ile yetinmeyen kad�nlar da bunlardand�r. Fakat bir di�iden kesilme kad�nlar, erkeklere hi� y�z vermezler ve daha �ok kad�nlara meylederler, seviciler bunlar aras�ndan ��kar. Bir erkekten kesilme erkeklere gelince, onlar da erkek yar�lar�n� ararlar ve �ocukken erkek as�llar�n�n par�alar� olarak erkekleri severler, onlarla d���p kalkmaktan, kucakla�maktan ho�lan�rlar... �nsanlar�n kar��s�na demin s�z�n� etti�im kendi yar�s� ��kt� m�, derin bir dostluk ve sevgi duygusuyla vurulmu�a d�ner, bir an i�in bile ondan ayr�lmak istemez. B�t�n �m�rlerini bir arada ge�iren insanlar, birbirlerinden ne istediklerini anlatamazlar size. Kimse diyemez ki; Onlar� bu co�kuyla birle�tiren zevk, cinsel arzu ortakl���d�r. Bu iki candan her birinin, arad��� bamba�ka bir �eydir, istediklerini duyar, sezer de anlatamazlar... Sevdi�ine kavu�mak, onda erimek, iki ayr� varl�kken bir tek olmak... ( � ) Her i�te tanr�lar�n dedi�ini yap ki bir daha b�l�nmeyesin ve sevgi yolu ile b�t�nl��� bulas�n. Kimse sevgiye kar�� koymas�n. Sevgi ile bar���p uzla�t�k m�, bizi b�t�nleyecek sevgilileri de bulur ve mutlulu�a eri�iriz. Bu da az kimseye nasip olan bir �eydir.� ( s: 36- 40 ��len, Eflatun, - T�rkiye �� Bankas� K�lt�r Yay�nlar�, Temmuz 2000 - ) Belki de; farkl� �lkelerden, farkl� �ehirlerden gelen, bir birini hi� tan�mayan, ayn� dili bile konu�mayan insanlar�n d�nyan�n d�rt bir yan�nda Milongalarda hi� durmadan bir birine sar�larak Tango yapmalar�n�n kimi ipu�lar� bu mitolojik �yk�de sakl�d�r! Kim bilir !... |
:
Ye�im
ESEMEN,
28.11.2004,
18:21, Paris, Fransa