Otuz be� g�nl�k ayr�l�k, yenilenme, d���nme ve yuvaya d�n��ten sonra yazaca��m
son yaz� olacakken � Kestane Kebap � , geli�meler sonucu ilk yaz� oluverdi.
�nceki mektuplar�m� okuyanlar bilir. Vietnam, vize alabilmek i�in beni epey u�ra�t�rd�. Ankara� daki
B�y�kel�iliklerine g�nderdi�im uzun mektuba yan�t olarak
say�n el�i beni telefonla arayarak, yapt���m�z uzun konu�madan sonra � Size
nas�l vize vermeyiz, bir aksilik olmu�, evraklar�n�z� yollay�n hemen vize
verelim � dedi. Ancak on be� g�nl�k vize alabildim. Biz bu kadar
verebiliyoruz dediler. Vize alman�n heyecan�yla nedenini de sormam��t�m.
Nas�lsa yaz�l� kaynaklar Honai ya da Saygon ( yeni ad�yla Ho Chi Minh City )� den vizeyi uzatmak
olas� diyordu. Uzun y�llard�r �al��t���m �irketten hem kolay hem de bu kadar uzun bir izin koparm��ken postu
Vietnam� a serer, bir ayda gidilmedik, g�r�lmedik yerini b�rakmam san�yordum;
yan�lm���m! Saygon� a var�r varmaz ilk i�im vize uzatma talebi oldu. Benim
vizem � d � kategorisiymi�. d kategorisi vizelerin uzamas�ysa olduk�a zormu�. Ho Shi Min Kenti �mmigration
ofise ( g��men b�rosu ) ba� vurup on g�n beklemek ve
sonu�ta eli bo� d�nmek de olas�ym��. Bu i�le u�ra�maktan vazge�tim zira
burada bo�una on g�n kaybedebilirdim.
Nedense bir t�rl� Saygon� a Ho�iminsity diyemiyorum. Sevgili Ali R�za
Ar�can Ho Chi Min kenti diyor; iyi de ediyor. Oysa topra�� bol olas�ca Ho�imin� e sayg�m sonsuz ve belki de ziyaretimin en �nemli nedeni
o; O� nun
�lkesini, onun halk�n� tan�mak.
Bunlar� daha sonra ayr�nt�l� yazaca��m ama �imdi kestaneye ge�eyim. Zira b�yle
giderse daha sonraki yaz�lara konu kalmayacak.
Vietnam� �n �ehir, cadde ve sokaklar�nda yemek problemim y�z�nden a� biil��
dola��rken ender olarak da olsa manavlarda kestaneye rastl�yordum. Oysa hi�
kestane a�ac�na rastlamam���m. " A� tavuk kendini bu�day ambar�nda g�r�r "
derler. Ben de " aman bir kestane kebab� bulsam da yesem " diyor ama bir t�rl� rastla ( ya ) m�yordum.
Buras� Vietnam, k�m�r bol... Buna kar��l�k bende kebap yapacak ne zemin ne de zaman
var. G�zden �rak g�n�lden de �rak oluyor, kestaneyi g�rmeyince bu hevesi de
unutuyordum.
Vietnam vizesini uzatmaktan �midi kesip, verilen vizeyi son saatine kadar
de�erlendirdikten sonra kendimi sevgili Kambo�ya� ma at�nca zaten d�nyalar benim
oldu; b�t�n s�k�nt�lar� unuttum... Gez - dola�, gel keyfim gel...
Neyse g�nler sonra Tayland� a duh�l eyledim. Sokak yemek k�lt�r�n�n ba�kenti.
Ah ki ah... Yine de a��m... Meyvelerle, mango, ananas, Hindistan cevizi,
m�s�rla, �i� sebzelerle, lahana, havu�, k�v�rc�kla idare ediyorum etmesine de ekmek
olmay�nca karn�m doymuyor. Babaannem � Allah insan� a�l�kla terbiye etmesin �
derdi. Her anlamda zordur a�l�k; Kar�n a�l���, g�z a�l���...
Ak�amlar� Bangkok sokaklar�nda kestaneciler de belirdi. San�r�m kabuklu
kestaneyi daha �nce ha�lam�� oluyorlar. Sokakta kocaman bir kap i�ine
koyduklar� ta�lar ve ya� ile yine kabuklar�yla kavuruyorlar. Bana d��en 1 YTL
kar��l��� kadar Baht �deyerek almak kal�yor. Olduk�a da lezzetli. Hani m�s�rlar�n�n
lezzetinde de�il ama olsun. ��inde ni�asta oldu�u i�in insan� olduk�a tok
tutuyor. Ayr�ca sevdi�im tat; dama��mda hissetmek ho�uma gidiyor. Ben bu
durumun ne oldu�unu Froydcu bir bak��la ��zmeye �al���rken, g�z�m�n �n�nde
k�y�m, ailem ve ge�mi� kestane ser�venlerim seyr�sefer eylemeye ba�lad�...
Do�du�um k�y me�e, kestane gibi a�a�lar�n �ok yo�un oldu�u bir orman
k�y�d�r. Biz daha do�ar do�maz kestane toplamaya ��kar�z. Kendi aya��m�zla
olmasa da anne, babaanne ya da abla s�rt�nda yeldirme ya da karalt�ya
ba�lanm�� olarak. Yeldirme ile Karalt� bizim y�renin yerel �st giysileri.
Pard�s� kesiminde siyah kuma�tand�r. E�er pamuklu ya da sentetik kuma�tan
yap�lm��sa Yeldirme, un �uvallar�ndan boyanarak yap�lm��sa Karalt� denir
ad�na.
�imdi bu Yeldirme ve Karalt�y� g�z�n�zde nas�l canland�r�rs�n�z bilemem
ama ben k�y hayat� i�in gayet kullan��l� ve yerinde bir se�im diye d���n�r ve
de severim. Sak�n ola ki �e�itli ama�larla giyilen tesett�r
k�yafetleriyle kar��t�rmayas�n�z. Bunlar �ok i�levseldir. Zira ormanda,
ba�da bah�ede toplad�klar�n�z� ya da y�r�yemeyecek durumda olan �ocu�unuzu
onun ete�ine kor s�rt�n�za ya da belinize ba�lars�n�z, olur size bir s�rt
�antas�. S�rt �antas�n� sevdi�imden bu giysi i�in onun ilkel �ekli diye d���n�r�m. B�ylelikle ta��yaca��n�z y�k bedene e�it olarak yay�l�r ve kollar�n�z
�zg�r kal�r. Rengi kir g�t�r�r ve alt�ndaki giysilerinizin kirlenmesini de
geciktirir. Bir nevi �nl�kt�r yani.
D�� al�m ve fenn� tar�m bu kadar artmadan �nce, yani biz
kendi kendimize yetip de yerli mal� kulland���m�z zamanlar,
d��ar�ya bu kadar bor�lanmad���m�zda, Eko Tar�m teraneleri
ba�lamadan �nce, her �eyi zaten do�al halinde saklay�p t�ketti�imiz
zamanlar; her y�l�n ekim ay�nda ba�lay�p yakla��k bir ay ormanda kestane
toplad�k y�llarca. O zamanlar her hane en az yirmi teneke kestane toplar ve
bunlar� k�� yiyece�i olarak saklard�. Kestane kurumaya b�rak�l�nca hemen
kurtlan�r. O y�llarda derin dondurucu da yok ki �i� saklayas�n�z. Olsa da yirmi tenekeyi i�ine nas�l s��d�racaks�n�z! Biz de onu
saklamak i�in toplad���m�z her on tenekeyi k�y f�r�nlar�nda f�r�nlat�r,
pi�irir, kebap yaparak kuruturduk.
Bunun da nas�l oldu�unu anlatay�m: Birka� s�rt kuru dal bir f�r�n� yakmaya
yeter. Ormanda daha �nce kesilip kalm�� a�a� art���, kuru dallarla yak�l�r,
sonra bir sopan�n ucuna ba�lanm�� pa�avrayla ki buna Pala deriz,
s�p�r�lerek f�r�n temizlenir. K�zg�n f�r�na birka� g�n g�nlenmi�, yani g�ne�te
bekletilmi� kestaneler boca edilip arada bir kar��t�r�larak pi�im s�resi
beklenir.
Siz deyin bir saat, ben diyeyim bir bu�uk saat sonra kestaneler pi�er ve
k�reklerle d��ar� al�n�r. Aman Tanr�m, dayan�lmaz g�zel bir koku ve yenmeye
ba�land���nda a�za yay�lan o lezzet! Eh �imdi bir f�r�n kestaneyi yiyip
bitirecek de�iliz ya! Bir k�sm� kabuklu olarak saklan�r, bir k�sm� ise odun
bir toka�la d�v�l�r ve r�zg�rl� bir g�nde kabuklar� savrularak i� olarak, yani
kabuksuz saklan�r. K�yl�n�n k��l�k yemi�i haz�rd�r art�k. K���n kuzineye
konulan ta� gibi kabuk ba�lam�� kestane yumu�ar, kendini b�rak�r ve ilk g�nk�
lezzetini al�r. Yan�nda bug�n yedi�imiz sentetik �erezlerin lezzeti hi� kal�r.
Daha �nce kabuklar�ndan ay�rm�� olarak saklananlarsa �orba ya da
kestaneli fasulye yeme�i olur ki, yeme de yalan...
�imdi durup dururken niye size bu kestaneyi anlat�yorum? Yaln�zca
eskiye �zlemimden de�il. O da olabilir ama de�il. Kestanenin faydalar�
olabilir ama o da de�il! �undan anlat�yorum ki bizim k�y de �lkemiz gibi
s�rekli de�i�mekte. Baz�lar�nca bu geli�me olarak bilinmekteyse de taraf�ma
g�re
de�i�me! Bu de�i�imin iyiye mi k�t�ye mi do�ru gitmekte oldu�unu da kestirmi�
de�ilim. Belki kestirdim de korkumu bast�rmak i�in ���l���m� sat�rlara
d�k�yorum ya da akl�m�n ermedi�i bu konuda sizden gelecek bilgilerle
ayd�nlanmak istiyorum...
Hani bizim k�y orman k�y� ya; k�y demek do�al kaynaklardan alabildi�ine
yararlanmak demek... Ta��ndan, topra��ndan, havas�ndan, suyundan, yani biraz
do�adan bedava ge�inmek demek...
Orman bol, a�a� bedava yani. E�er do�aya zarar vermeden kesim yaparsan hem ona
hem sana yarar� olur. Bunun da denetimi zor de�ildir. A�ac�n oldu�u yerde su
bol, toprak da verimli olur. ��k�r ki bizim k�yde de �yle. �ok muntazam olmasa
da yolu var, elektri�i var, telefonu var. K�t�phane yok ama zaten ihtiya�
hisseden de yok! Okulu yok! Var da yok! Art�k k�ylerde �ocuklar daha iyi
e�itim als�nlar diye toplu ta��mac�l�k sistemiyle ba�ka bir k�ydeki okula gidiyorlar.
Zaten k�yde okula gidecek �ocuk say�s� da on be�i ge�miyor. �ocuklar bir okulda
topl�n�nca ve s�n�flara altm��ar yetmi�er doldurulunca ��retmen a���� da oran
olarak d��m�� oluyor.
Bizim k�y�n �ok �nemli iki eksi�i var: Bir, do�algaz� yok; iki, �ehir
�ebekesinden gelen suyu yok. Say�n yetkililer hissetmi�ler ki �� d�rt ay �nce
k�y�n yollar� kaz�lmaya ba�lad�. Nedir bu hummal� �al��ma demeye kalmad�,
bakt�m do�algaz hatt� d��eniyor. " Hay elleri dert g�rmesin, en �nemli
sorunumuzu ��zecekler " derken ge�en hafta ��rendim ki k�y�n suyunu da
�stanbul� un �ehir �ebekesine ba�lama karar� alm��lar!..
�stanbul� un suyu kendisine �ok gelmi� 75 km. uzaktaki k�y� de faydaland�ral�m
diye d���nm��ler! Oysa daha d�ne kadar do�al, temiz ve lezzetli diye
insanc�klar �stanbul� dan koca koca bidonlarla gelip i�mek i�in bizim k�y�n
suyundan al�yorlard�. B�ylelikle �imdi bizim k�yler �stanbul� un k�t olan su kayna��na
ortak olacak, bu yetmeyecek, belki i�me suyunu bug�n her �stanbullunun yapt���
gibi yap�p ayr�ca para vererek �i�e ya da damacana ile alacak!
Televizyonda haberleri a�t�m, demez mi ki, � �ran do�algaz� kesti! �. Aman sen de,
can� isterse, keserse kessin! Sanki do�algaz sadece �ran� da var. Nas�lsa
Kafkaslardaki bir s�r� �lkeyle do�algaz anla�mas� yapmad�k m� ve dahi bilmem
hangi �lkelere do�algaz ta��yacak boru hatt� bizim �lkeden ge�meyecek mi? Biz
de onlardan al�r�z. �ran, kaynak yetersizli�i
nedeniyle kendi halk�n�n bir b�l�m�ne de do�algaz� k�s�tl� vermeye ba�lam��.
Kendi ulusunun bir k�sm�na neden k�s�tl� verdi�i de bize niye vermedi�i de
anla��lmaz bir durum de�il, g�� dengeleri...
Hangi g�nlere kald�k biz? Hani eskiden bir �ark� vard� � At�n at�n eskileri, al�n yeniden. Ayran�m�z yok i�meye atla gideriz �e�meye.... �
K�ye gelen do�algaz�n nedeni anla��ld�: orman� kurtarmakm��. Hani orman arazisi
vasf�n� yitirme z�rvalamalar�n� es ge�tim. B�ylece bizim kestane a�a�lar� da
artacak; sevinmeliyim. Peki ya suyun meselesi nedir?
Ah benim bi�are ba��m, d���n ta��n berbat i�in! Sen b�yle d���n�rsen nas�l �a�� yakalar senin k�y�n, k�yl�n? Sen kendi derdine
derman olam�yorsun, neye gerek senin k�y�ne gelen do�algaz ve �ehir �ebeke
suyu �zerine fikir y�r�tme?
Ey bilenler, kestane kebap acele cevap... Bana bir ak�l verin.
Ah benim ak�ls�z ba��m. Nedem nedem, nerelere gidem ben?... |