www.sizedebiyat.com SiZedebiyat Edebiyat Enstit�s�
�NCELEME kuyusu
Telif hakk� sahibi: Hale Ero�lu OKURER
Dostlar�m, bug�n sevgili annemin do�um g�n�, yetmi� be�inci ya��n� kutlayaca��z. E, bize ne bundan dedi�inizi duyar gibiyim, hakl�s�n�z. Do�um g�n�nde onun yazd��� bir yaz�y� sizlerle payla�mak istedim. Annemin do�um g�n�n� bir kez de buradan kutlar, kendisine her �ey i�in te�ekk�r ediyorum. A�a��da, annemin, devrin �nl� Zafer gazetesinin 27 �ubat 1953 tarihli n�shas�nda ( kendisi 24 yaslar�ndayken), 2. sayfadaki Tetkikler ve D���nceler b�l�m�nde yazm�� oldu�u " Sanat ve Sanatk�r " ile ilgili yaz�s�n� bulacaks�n�z. Annemin bu yaz�y� kaleme al�� nedenini ise ��yle bir anlatay�m, umar�m s�k�lmazs�n�z. Hale, K�z Lisesinde okudu�u donemde �iirler, k�sa �yk�ler yazmaktad�r. S�n�f arkada�� Adalet S�MER ( sonradan A�aoglu olacak ) ile birlikte Hale' lerin yasad��� K�z�lay Ziya G�kalp Caddesi ile �nk�l�p Soka��n kesi�ti�i k��ede, bug�nlerde san�r�m Mado olan iki katl� sevimli binan�n �st kat�ndaki darac�k balkonda oturur, hem sohbet eder g�l���r, hem yazarlar, yazarlar.. Nedense ikisi de edebiyat dersinden ikmale kalm��t�r! Daha sonra Dil Tarih Frans�zca� da okurken yine yazmaya devam ederler. Donemin Zafer, Politika, Ankara gibi gazetelerinde Hale' nin inceleme ve �yk�leri yay�nlan�r. Gazeteci / yazar hayat� devam ederken bir yandan da Merkez Bankas��nda gen� bir memur olmu�tur Hale. Bir yandan Hukuk Fak�ltesine devam edip bir yandan Merkez Bankas�nda gen�, yak���kl�ca, k�zlar�n bay�ld���, g�r sa�l� ( �imdilerde kel ) bir memur olan Vedat ise bu g�zeller g�zeli, g�zleri �s�l �s�l parlayan, c�v�l c�v�l hayat dolu k�za ilk g�r��te a��k olur. E, Hale de kar��l�ks�z b�rakmaz! Hale yaz�p �izerken, Vedat da Ankara Radyosu' nda T�rk Sanat M�zi�i s�ylemektedir, hatta s�navlara girer kazan�r. O tarihlerde hen�z isim yapmam�� olan ve uzun y�llar aile dostu olarak kalacak olan Zeki M�REN ile birlikte Mel�hat PARS' tan ders almaya da devam eder, ta� pl�klar doldurur. Bunlar hep 1950' lerin ilk y�llar�nda olur. Daha sonra Merkez Bankas�ndan her ikisine de gelen ya banka, ya radyo ve ya banka, ya gazete uyar�s�ndan sonra ikisi de bankac�l��� se�mek durumunda kal�r. Hale ile Vedat 1955 y�l�nda bir sonbahar g�n� evlenirler. �� y�l sonra yine bir sonbahar g�n�nde tek �ocuklar� Sema do�ar. �imdilerde Ankara' da emeklilik ya�amlar�n� s�rd�r�yorlar ve Sema, ve torunlar� Cem ve ihtiyar siyam Bandit ile kom�uculuk oynuyorlar. Sanat ve Sanatk�r ile ilgili olarak annemin yazd��� yaz� ise Hale ile Vedat��n fl�rt d�nemlerinde art�k evlenmeye karar vermeleriyle birlikte Vedat� �n radyoda T�rk sanat m�zi�i s�yledi�ini ��renen baz� ki�ilerin Hale' yi ve ailesini �ark�c�yla evlenecekmi� diye ele�tirmeleri �zerine kaleme alinmi� bir yaz�. Sanata ve sanat��ya bak�� ac�m�z bug�n daha mi farkl� dersiniz? Sema OKURER, Ankara, 04.12.2004
SANAT ve SANATK�RLAR
�nsan denilen bilmecenin toplum i�erisinde bir yer i�gal edebilmesi i�in pek �ok �eylere ihtiyac� oldu�u muhakkakt�r. �ste bu ihtiya�lardan birini yapma hususunda �al��arak ��renilen ve yap�lan is, meslek, ustal�k, h�ner, marifete sanat deniliyor. Veya sanat� ancak k�saca bu �ekilde tarif edebiliyoruz. Fakat �ok zaman tarife s��mayan, manalar�, ta��d�klar� incelikleri i�ine alarak sanat� a�an kelimeler de var. Frans�zlar�n ( art, m�tier ) dedikleri sanat, �iiri, m�zi�i, heykeltra�iyi, resmi i�ine al�yor. Yani ahenk, renk, g�zellik ve iyi birle�iyor. B�t�n bu g�zellikleri toplayan kelimenin, d���n�l�rse manas� alabildi�ine derinle�ir. Sanat�n yarat�c�s� sanatk�rd�r. Yine Frans�zlar�n ( artisan, artiste ) kelimeleriyle ifade ettikleri sanatk�r vasf� ise, her insana nasip olmayan nadide bir kabiliyet, bir l�tuftur. Aksi olsayd�, ses, sahne, resim, heykel, �iir sanat�n� anlamayan tek ki�iye rastlanamazd�. Bunu d���nmek bile sanat� ve ona hakk�yla sahip olanlar�n - sanatk�rlar�n - cemiyette ayr� bir yer alabileceklerini ispat eder. Buraya kadar demek istedi�im, sanat veya sanatk�r�n dar ve hudutland�r�lmam�� tarifi idi. Benim as�l s�z a�mak istedi�im, bizde sanat ve sanatk�r kelimelerinin h�l� yerinde kullan�lamamas�d�r. Bunu ge�enlerde bir topluluk i�inde ba��ra �a��ra anlatan bir �ahs�n sarf etti�i kelimelere istinat ederek izaha �al��aca��m. Bu zat d���ncelerine �ylesine inanm��t� ki, o g�n i�in kendisini susturmak do�ru olamazd�. Mevzu da��n�kt�. Fakat sanattan s�z ediliyordu daha fazla. �iir, m�zik derken i� �ark�lara d�k�ld�. Buradan da bu �ark�lar� �alabilenlere, s�yleyebilenlere kadar vard�. Ve o zat �alg�c�, �ark�c� kelimeleriyle fikirlerini �ekinmeden s�yledi. Hangi devirdeyiz? Yeninin, g�zelin, iyi ve do�runun bizlere bir �eyler verebilece�ine inan�yorsak, daha ne diye sanatk�rlar�m�zdan �alg�c� veya �ark�c� diye bahsediyoruz. �alg�c� veya �ark�c� yoktur ortada yaln�z ve yaln�zca sanatk�r vard�r. Ne tuhaf, insan zihnine, �alg�c� deyince, hani o �stanbul� un �ilek veya Vi�ne soka��nda, muayyen saatlerde rastlanan k���k �ingeneler gelip tak�l�yor. Nas�l da zeki, kara g�zlerini pencerelerde dola�t�rarak yay� tellere s�yle bir dokundurup �ekerler, biri def �alar, �teki s�yler, kim bilir ayni �eyi ka� defa tekrarlar. Ve pencerelerden atil�n be�likler, onlar� co�turur, �alar s�ylerler. Ama s�ylenen ve �al�nan bir ka� �ark�d�r. O da ne notalar�na uygun �al�n�r, ne de s�ylenir. Fakat mahalleli onlar� arar. ��nk� bu o mahallelere has bir itiyatt�r. Mahallelinin iste�ini yapan �ocuk, sanat anlay���ndan uzak ba�ka bir gaye i�in, mesela o ak�am kendisinden istenen ekmek paras�n� temin maksad�yla �al�p, s�yleyecektir. �alg�c�, �ark�c� veya oyuncu kelimeleri onlar�n �eref duyabilecekleri en g�zel kelimelerdir. Fakat bug�n az veya �ok isim yapm�� herhangi bir sanatk�r i�in bu do�ru olamaz. ��nk� onun kendisine bahsedilmi� olan kabiliyeti �zerinde senelerini t�ketti�i bir mazisi vard�r. Bu da onun sanat�d�r pek tabii. Sahnede rol�n� hakikatteki gibi seyircilerine verebilen sanatk�r, oyuncu de�ildir. Sanatk�rd�r. Oyuncular� tul�at kumpanyalar�nda arayal�m. Ama ne yaz�k ki, hen�z sanat g�r���m�z ve sanat� tan�mam�z �ok gerilerde. �zerinde hep ayn� �eyler denmi�, konu�ulmu�, ananevi tesirlerden kurtulam�yoruz. Oysa ki onlar� silkip att���m�z g�n, her �eyi daha farkl� bir g�zle g�rebilece�imiz �midi kuvvetli. Bu; �iirde, resimde de b�yle. Mesel� birtak�m kaide ve kal�plardan kurtulan g�n�n h�r �iirine kendine yeni yeni okuyucu bulabiliyor. Uzun, kafiyeli, edebi �iirleri geride b�rakan gen�lik kendine ayr� bir saha a��yor. Yani yepyeni ve apayr� bir sanat uyan��� ba�l�yor. Resim de �yle. Yerini canl� renklere, bazen sert bazen yumu�ak �izgilere, orijinal bulu�lara terk ediyor. Ve b�ylece bir foto�raf olmaktan ��k�yor. Sanat de�i�ip dururken ve onu bu hale getiren sanatk�rlar da bulunduk�a hi� ��phe yok ki gelecek nesil sanat�n ve sanatk�r�n manas�n� daha iyi anlayacak ve toplum hayatta da ondan bahsetmesini bilecektir. Sanat ne kadar k�ymetli bir kelime ve onu b�nyesine mal eden millet ne kadar b�y�k bir zenginli�e malikse; sanatk�r da, onun yarat�c�s� olarak daima ayr� bir mana ta��yacakt�r. Yeter ki, sanat� ve sanatk�r� tan�mas�n� bilelim. |
: Hale Ero�lu OKURER,
Ankara, 27.02.1953