wholesale jerseys wholesale jerseys china wholesale nfl jerseys from china wholesale jerseys free shipping wholesale nfl jerseys online coach outlet coach handbags outlet coach handbags outlet michael kors handbags outlet michael kors handbags outlet michael kors outlet
www.sizedebiyat.com SiZedebiyat

ANEKDOT  �A�LAYANI

    

Atat�rk

- " Tam not on baba, be�in alt� kal�r, �st� ge�er baba... "

* Anlataca��m� �ok eskiden bir yerden okudu�umu hat�rl�yorum. Ge�enlerde bir arkada��mdan yine duydum. Arkada��m�n annesinin s�n�f arkada��, Atat�rk' �n ba�yaverlerinden, Cevat Abbas' �n ( soyad� kanunu ile C.A. G�RER ) k�z�ym��. O da babas�ndan dinlemi�. Olay�n s�z konusu olan yeri ve tarihleri net olarak hat�rlayam�yorum. Bulgaristan ile s�n�r�n yeniden d�zenlenmesi gibi �nemli bir konusu olabilir ama yan�ltmak istemem. Daha sonra bir kaynak bulursam veya hat�rlarsam, buraya eklemeye �al��aca��m. Burada anlat�lmak istenen; Atat�rk' �n g�rkemli ileri g�r��l�l��� ve galiba, d�nyan�n bin dokuz y�z yetmi� sekizde Ford Motor Company' nin ba�kanl���na ve Chrysler' in operasyon sorumlulu�unun ba��na getirilerek, dev kurulu�u bir anda �ok zor durumdan kurtaran Lee IACOCA ile hen�z ke�fetti�i en �nemli unsuru, daha o zamanlar, bin dokuz y�z yirmilerin ba��nda, �ok daha �nceden g�rebilmi� olmas�d�r.

Cumhuriyet kurulmu�, gerekli sonras� �al��malar nefes almadan s�rd�r�lmektedir. Atat�rk, bir g�n Cevat ABBAS' � �a��r�r. Cevat bey haz�rlan�n, diplomatik kurulun ba�kan� olarak yurt d���na gidiyorsunuz, anla�ma yap�lacak der. Cevat ABBAS konuyu ��renir. Fazlas�yla teknik konudur ve kendisinin bu konuda bir uzmanl���, bir deneyimi yoktur. S�k�nt�l� ge�ti�i �ok belli olan birka� sessizlik dakikas�ndan sonra ATA' ya d�ner;

- " Efendim, izin verirseniz beni bu g�revden  muaf ( affedilmi� ) tutun. Benim hi� bilmedi�im bir konu! Ba�ar�s�z olup sizi hayal k�r�kl���na u�ratmak istemem. Emredin; gerekirse sizin i�in can�m� vereyim. Bu benim i�in �ok daha kolay...  "

- " Biliyorum, biliyorum... Peki Cevat bey, kurulda teknikerler var. Onlar size detaylar� anlat�r, ona g�re karar verirsiniz. Ba�ka bir nedeniniz de var m� acaba? "

- " �zninizle var efendim, ben diplomasiden de hi� anlamam? "

- " Kurulda diplomatlar var; diplomasinin inceliklerini, bilgilerini ve i�in �nemli noktalar�n� size anlatmakla g�revliler. Ba�ka? "

- " Do�al olarak, Protokol kurallar�ndan da; ne yapaca��m�, nereye oturup ne zaman kalkaca��m� �a��r�r�m bakarsan�z oralarda... "

- " Gitti�iniz yerdeki diplomatik protokol memurlar�m�z bu gibi konular� halleder. Siz de hi� u�ra�madan t�m protokol kurallar�n� ge�ersiniz. Ba�ka? "

- " Hay�r yok efendim ama izninizle bir sorum olacak? "

- " Sorabilirsiniz Cevat bey "

- " Kurulda diplomatlar�n, teknikerlerin, gitti�imiz yerde protokol memurlar�n�n oldu�unu s�ylediniz. G�r�len o ki, �ok kalabal�k bir diplomatik kurul. O halde bana ne gerek var efendim? "

- " Cevat ABBAS! B�t�n o kalabal���n i�inde benim ne istedi�imi �ok iyi bilen, hatta en iyi bilen bir tek sen vars�n. Git, al ve gel! "

Cevat Abbas gider, al�r ve gelir...    G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

BA���RETMEN Atat�rk

Yaz� devriminden sonra( 1928 ), Atat�rk' �n kara tahta ba��ndaki resmi g�r�l�nce,O' na " ba���retmen " denilmeye ba�lanm��t�. Asl�nda,adland�rmada ge� kal�nm��t�. Kurtulu� Sava��' ndan hemen sonra, bir �stanbul gazetecisi kendisine ��yle bir soru y�neltmi�ti:
- Yurdu kurtard�n�z.�imdi ne yapmak isterdiniz?
Hi� duraklamadan �u cevab� vermi�ti:
- Milli E�itim Bakan� olarak T�rk K�lt�r�n� Y�kseltmeye �al��mak,en b�y�k amac�md�r. Ondan sonra Atat�rk nerede g�r�nse mutlaka orada bir okula girer,��retmen ve ��rencilerle konu�urdu. Bir g�n Atat�rk' �n yolu k�y okuluna d��t�.Tek s�n�fl� okulda bir gen� ��retmen ders veriyordu. Atat�rk s�n�fa girince ��retmen k�rs�s�n� terk etti. Atat�rk:
- Hay�r,yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz,dedi. E�er izin verirseniz, biz de sizden faydalanmak isteriz. S�n�fa girdi�i zaman Cumhurba�kan� bile ��retmenden sonra gelir. G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

B�S

Atat�rk yan�ndakilerle birlikte, Cumhuriyet kurulduktan hemen sonra Anadolu' da yurt gezisindedir. Bir mola esnas�nda rast geldikleri �oban ola�an�st� g�zellikte �alar kaval�n�. �ok be�enen ATA  alk��layarak;

- " Bis, bis " der. Anlamam�� ve Ata' y� tan�mayan �obana a��klarlar ve son �ald��� ezgiyi bir daha �almas�n�, tekrar etmesini istedi�ini s�ylerler. �oban da artan bir istekle, ne�eyle tekrarlar.. Ezgi biter.. Herkes alk��lar. Ata, bir miktar para ile �oban� �d�llendirir. Elindeki paraya bak�p cebine koyan �oban, alk��lamaya ba�lar;

- " Bis, bis " der, zeki g�zleriyle Ata' ya. 

- " Ben " der Atat�rk, " ��te bu milletle, bu zek�yla sava�� kazand�m. Nicelerini de kazan�r�m "  Gazi Mustafa Kemal Atat�rk kurdu�u Cumhuriyet ile bir kez daha gurur duyar. G�nderen: Alp ARPAD

19 Rakam�n�n Atat�rk' �n hayat�ndaki yeri

1. 1881' de 19. y�zy�l�n bitimine 19 y�l kala do�mu�tur.
2. Sa�l���nda, �ngiliz �mparatorlu�u H�k�meti Atat�rk' �n do�um g�n�n� tebrik i�in T�rk H�k�meti' nden sormu�, Atat�rk 19 May�s 1881 diye yan�tlam�� ve kay�tlara b�yle ge�mi�tir.
3. 1900' de 19 ya��nda Harbiye' ye girmi�tir.
4. 19 Aral�k 1904' de ba��ms�z d���ncelerinden �t�r� y�ld�z saray�na �a�r�ld�.
5. Harp akademisinden ald��� sicil 317- 8 dir. Bu rakamlar�n tek tek toplam� 19 eder.
6. �anakkale Sava��n�n zaferle sonu�lanmas�nda 19' uncu f�rka' y� ( t�men ) kurmu� ve ona komuta etmi�tir.
7. 19 may�s 1915' de albay oldu.
8. Mahiyetindeki komutanlara: " Ben size, taarruz edin demiyorum, �lmeyi emrediyorum. Biz �l�nceye kadar yerimize ba�ka kuvvetler gelebilir " demi� elindeki �ok az kuvvetle 19 May�s 1915' e kadar oyalama muharebesi ile d��man� tutmu�tur. D��man�n yine �anakkale' deki ba�ar�s�zl�klar� sonucunda 10 Aral�k 1915' te Gelibolu Yar�madas� bo�alt�lm��t�r.
9. Zor bir duruma d��en 7. Ordu' ya komutan tayin edilen Mustafa Kemal, bir d��man sald�r�s�n� seziyor ve haz�rlan�yor. Nitekim 19 Eyl�l sabah� d��man harekete ge�iyor, hem de kat kat �st�n kuvvetlerle. Sa��ndaki ve solundaki kuvvetler epeyce kay�p verdikleri halde Mustafa Kemal zaman�nda ald��� tedbirlerle kay�p vermekten kurtuluyor.
10. 19 May�s' ta Samsun' a ��kacak olan Atat�rk' �n bindi�i vapurda 19 yolcu vard�.19 May�s 1963 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Prof.Dr. Tar�k Zafer TUNAYA' n�n 19 May�s ve �tesi adl� makalesinden.
11. 19 May�s 1919' da Samsun'a ��k�yor. Bu tarihte 3 tane 19 rakam� vard�r ki Atat�rk' �n �mr� de zaten 3 x 19 dur. 19 May�s 1919' da iki on dokuz = 38 ya��ndayd�.
12. 19 y�l T�rk Milleti' nin hakimiyetine bilfiil hakim olmu�, T�rk Milletine Ba� Komutan ve Devlet ba�kan� olarak hizmet etmi�tir. (1919 - 1938 )
13. Milli M�cadele' ye fiili olarak ba�lamas� i�in komutanlara yapt��� konu�ma ve Meclis' te Milli davan�n ger�ekle�mesi yolunda g�d�lecek siyasetin karara ba�lanma tarihi de 19 Kas�m 1919' dur.
14. Sakarya Meydan Muharebesi' ni kazand�ktan sonra, ba�ar�s�na kar��l�k TBMM kendisine olan minnet ve ��kran�n� belirtmek i�in 19 Eyl�l 1921' de kabul etti�i �zel bir kanunla Mare�allik ve Gazilik unvan� vermi�tir.
15. Millete yay�nlad��� bir beyanname ile Osmanl� Devleti' nin hayat ve egemenli�inin sona erdi�ini belirterek T�rk Milleti' ni hayat ve ba��ms�zl��a kavu�turmak i�in, Ankara ' da ola�an�st� bir Meclis toplant�s� ve T�rk Milleti' nin iradesini bu Meclise devretmeyi 19 Mart 1920' de kararla�t�rm��t�r.
16. Hitabet sanat�n�n bir �aheseri olan B�y�k Nutuk' un sonundaki T�rk Gen�li�i'ne Hitabesi de ba�lang�� c�mlesiyle beraber 19 c�mledir.
17. B�y�k devlet adam� ve e�siz kahraman�n ad� ve soyad� " MUSTAFA KEMAL Atat�rk " 19 harftir.
18. " NE MUTLU T�RK�M D�YENE ". Bu �aheser c�mle 19 harftir.
19. " �ST�KLAL G�KLERDED�R " Ne rastlant�d�r ki, Atat�rk' �n bu s�zleri de 19 harftir.
20. 10 Kas�m 1938 (19 x 2 x 19 ) ( 10 Kas�m g�n� saat 9 da 10 + 9 = 19 ) 3 x 19 = 57 ya��nda �l�ml� ya�ama g�zlerini kapam��t�r.
21. Cenazesi b�y�k bir merasimle 19 Kas�m 1938 g�n� Yavuz z�rhl�s� ile �zmit' e g�t�r�lm��t�r.
22. En B�y�k Kahraman' �n ebediyete intikali �zerine arkada�� ve halefi �smet �n�n�' n�n T�rk Milletine beyannamesi 19 c�mledir.
23. Do�um ve �l�m y�llar� ( 1881 ve 1938 ), 19 say�s�n�n katlar�d�r.
24. 1919 rakam�nda 101 tane 19 vard�r.
25. �lk 19 y�lda haz�rland�, ikinci 19 y�lda siyaset ve askerlik alan�nda sava�t�, ���nc� 19' uncu y�lda devlet ba�kan� s�fat� ile hizmet etti.
G�nderen: Salih ERTEM�Z 

 

Albay Re�at

KURTULU� Sava��' n�n en dramatik sahnesini sanki bir kere daha ya�ad�k... B�y�k Taarruz ba�lam��, �i�iltepe' nin mutlaka al�nmas� gerek; gecikiyor. Tepeyi alacak olan birli�in kumandan� Albay Re�at, Atat�rk'e kesin zaman bildiriyor:  " Yar�m saat sonra al�nacakt�r komutan�m! " Albay, yar�m saatin dolmas�na birka� dakika kala kumanday� bir ba�ka subaya veriyor, bir kenara �ekiliyor, elinde saat bekliyor, yar�m saat doluyor, tepede h�l� d��man var, tabancas�n� �aka��na dayay�p intihar ediyor, birka� dakika sonra �i�iltepe al�n�yor. Bu olay� Atat�rk' �n duydu�u bir sahne var ki! �nsan�n kan� donar, g�z�nden ya�lar bo�an�r.

G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

KA� M�LYON

�ngiliz kral� VIII. EDWARD, istanbul' dayken bir aral�k Atat�rk' e, T�rkiye' nin yeni bir sava�ta ne kadar asker ��karaca��n� sorar;

- " Bir milyon " der, Atat�rk.

- " �u halde, iki milyon asker " diye kar��l�k verir EDWARD.

- " Hay�r! Sadece bir milyon... " diye yineler Atat�rk. Kral EDWARD VIII, nazik�e yan�tlar;

- "  Ben do�ru hesap yapt�m ekselans... Bir milyon ordunuz, bir milyon da �ahsen siz... yek�n, iki milyon eder! "  G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

                                                                     YUNAN BAYRA�INI KALDIRIN
Ba�yaver Muzaffer K�l��, 30 A�ustos'un ertesi g�n� �ahit oldu�u olay e�ine ender rastlanan bir tabloydu: " Mustafa Kemal muharebe meydan�n� dola��yordu. G�rd��� manzaradan m�teessirdi. Binlerce d��man cesedi, birbiri �st�ne y���lm�� y�zlerce top�u hayvan�, terk edilmi� toplar, cephaneler... Bu elim manzaray� bir m�ddet seyrettikten sonra, ' Bu manzara insanl��� utand�rabilir fakat me�ru m�dafaam�z i�in buna mecbur olduk. T�rkler ba�ka milletlerin vatan�nda b�yle bir harekete te�ebb�s etmezler '.

Biraz ileride yerde bir Yunan bayra�� duruyordu. Eli ile bayra�� i�aret ederek �unu s�yledi: ' Bir milletin istikl�l alametidir. D��man da olsa h�rmet etmek laz�md�r. Bayra�� yerden kald�r�n�z'... "

G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

Y�R�K

Makbule ATADAN Mustafa Kemal' i sorular�yla s�k��t�rmaktad�r. A�abeyine sorar:

- Y�r�k nedir?

A�abeyi g�l�mseyerek yan�tlar:

- Y�r�yen T�rk...  G�nderen: Alp ARPAD

B�Y�K ADAM �L�NCE

Sene 1938, 10 Kas�m... �stanbul �niversitesi� nde saat 9' u 5 ge�enin me�um haberi duyulmu�... Bir Alman profes�r var Hukuk Fak�ltesinde, o da duymu�, �a��rm��. Derse girsin mi, girmesin mi bir t�rl� karar veremiyor. O s�rada akl�na rekt�re m�racaat etmek gelir. Kalkar, yan�na gider. Aralar�nda �u konu�ma ge�er:

- Efendim, karars�z�m. Acaba ne yapsam?

- Sizde b�yle b�y�k bir adam �l�nce ne yaparlarsa, onu yap�n!

��te o zaman Alman profes�r kollar�n� iki yana sark�tarak:

- Bizde bu kadar b�y�k bir adam �lmedi ki!

der. ( Y�ceba�, Hilmi, Atat�rk' �n N�kteleri - F�kralar�, Hat�ralar�, �stanbul, K�lt�r Kitapevi, 1963, Sh. 39 ) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

 

MUSTAFA KEMAL PA�A' NIN ANADOLU' YA GE��� H�K�YES�

Mustafa Kemal Pa�a Sivas' ta Heyet - i Temsiliye ( Temsilciler Kurulu ) Karargah�' nda, Samsun' a gidi�ini K�l�� Ali' ye ��yle anlatm��t�r ( Ekim 1919 ) :

- � Ben tasarlad���m program�m� �i�li� deki evimin bir k��esinde oturarak ve birtak�m pestenkerani anas�rla g�r��erek tatbik edebilece�ime kani olmad���m i�indir ki do�rudan do�ruya milletle temasa gelmek istedim. Cevherini �ok al� bildi�im ve �ok sevdi�im milletimizin i�inde ve onunla birlikte hareket etmeyi daha faydal�, hatta �ok l�zumlu g�rd�m. Senelerden beri �st�rap i�inde bulunan Anadolu� nun derhal varl���na kar��mak elbette ki daha salim bir d���nce idi. Bundan dolay� 3. Ordu M�fetti�li�ine tayinimi temin ettim ve Seyrisefain' in k���k bir vapuruna binerek kararg�h�mla birlikte alelacele yola ��kt�m. Baz� dostlar�m bana �ngilizlerin yolda gemiyi bat�rmas� ihtimali oldu�unu s�yledikleri halde kulak asmad�m, k�ymet vermedim. Hareketimiz gecesini, Karadeniz' de b�y�k bir f�rt�na i�inde ge�irdik. Korkun� bir f�rt�na! K���k vapur bazen mukavemetini kaybediyor, sulara dal�p gidecekmi� tesirini veriyordu. Bir aral�k kaptan k�pr�s�ne ��kt�m. Kaptana " Nas�l bir rota takip ediyorsunuz " diye sordum. Kaptan bana, � Muntazam bir rota takip etmek imk�n� yok. Allah' a s���nd�k, gidiyoruz! " deyince:

- Ni�in b�yle gidiyoruz diye sordum. Kaptan:

- Pa�am, hareket i�in iki g�n evvel emir verdiler. Gemiyi g�zden ge�irdim. Bir�ok noksanlar� vard�r. Kalkamam dedim. Fakat kimseye dinletemedim. Pusulas� yok, paraketesi bozuk. Bu vaziyette rota mevzubahis olabilir mi? Cevab�n� verdi.

Pa�a bize bunlar� anlatt�ktan sonra �unlar� ilave etti:

- Bizi b�yle bir gemi ile yola ��karmak bir cinayetti ve muhakkak bir �l�me g�ndermekti. �stanbul' daki temaslar�mdan, gizli faaliyetlerimden �rken, endi�eye d��en Ferit Pa�a hi� ��phesiz ki bu cinayeti bilerek irtik�p etmi�tir. "  Hakikaten pa�a bu g�r���nde yerden g��e hakl�yd�. Nitekim Samsun' a ayak basar basmaz kendisine verilen telgraflarda baz� talimat olarak tekrar d�nmek �zere �stanbul' a bir an evvel avdeti isteniyordu. Hatta bir bak�mdan geminin rota takip etmeyi�i, pusulas�z olu�u hay�rl� olmu�tu. ��nk� geminin ya yede�e al�n�p getirilmesine, yahut bat�r�lmas�na memur edilen bir �ngiliz torpidosu s�rf muntazam bir rota takip edilmemesi y�z�nden gemi ile kar��la�amam��, izini kaybederek vazifesini yapamam��t�. Mustafa Kemal Pa�a �stanbul' dan Anadolu' ya ge�i�ini bize anlat�rken g�zleri parlayarak b�t�n heybetiyle memleket i�in yeg�ne kurtulu� �aresinin milli birli�in muhafazas� oldu�unu ve i�inde ya�an�lan fel�ketlere bu birlikte mukavemet edilerek milletin ancak bu sayede kurtulabilece�ini, milletle beraber behemehal ve mutlaka bu gayeye varaca�� kanaatini izhar ediyordu." (Erendil, Muzaffer, �lgin� Olaylar Ve Anektodlarla Atat�rk, Ankara, Gn. Kur. Bas�mevi, 1988, Sh. 9-10) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

MUSTAFA KEMAL' ce B�R YANIT

�stanbul'un i�gal g�nleri; ba�ta General Harrington olmak �zere bir k�s�m i�gal kumandanlar� Pera Palas Salonu� nun bir k��esinde otururlar. Mustafa Kemal nedense dikkatlerini �eker. Kim oldu�unu soru�turdular. Mustafa Kemal denir. Onlar i�in Mustafa Kemal Birinci D�nya Sava��� n�n en �nl� �ahsiyetlerinden biridir. Yabanc� dillerde �anakkale Harpleri� nden bahseden ve daima Mustafa Kemal' in isminde d���mlenen kitaplar, yaz�lar, o zaman bile bir kitapl��� doldururdu. Kendisine haber g�ndererek masalar�na davet ederler. Ama Mustafa Kemal' in cevab� hem nazik, hem kesindir:

- Burada ev sahibi olan biziz. Kendileri misafirdirler. Onlar�n bu masaya gelmeleri gerekir.  ( Olaylar Ve Atat�rk, Ankara, T. S. K. Mehmet�ik Vakf� Yay�n�, Gn. Kur. Bas�mevi, 1984, Sh. 68-69 ) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

S�Z K�MS�N�Z?

Dumlup�nar sava�� kazan�lm��t�r. D��man askerleri geri �ekilmektedir. Afyonkarahisar hatlar� ��z�l�nce birka� yunan esiri geceleyin Mustafa Kemal� in �ad�r�na getirilmi�ti. Bunlardan biri zafer kazanm�� kumandan�n do�up b�y�m�� oldu�u Sel�nik�  ten gelmi�ti. Y�z� kendisine yabanc� gelmemi�ti. �niformas�nda hi� bir i�aret yoktu. Mustafa Kemal� e sordu:

- Binba�� m�s�n�z?

- Hay�r.

- Kaymakam m�?

- Hay�r.

- Miralay m�?

- Hay�r.

- Ferik mi?

- Hay�r.

- Peki nesiniz o halde?

- Ben mare�al ve T�rk Ordular� Ba�kumandan�' y�m. �a�k�nl�ktan a�z� a��k kalan Yunan, kekeler:

- Ben ba�kumandan�n sava� hatt�na bu kadar yak�n bir yerde dola�mas�n� i�itmi� de�ilim de...  ( Olaylar Ve Atat�rk, Sh. 67-68 ) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM  

Z�L�FL� �SMA�L PA�A

Antalya' ya gidi� Yozgat' tan d�n��, kar, k��...  �ankaya K��k�' n�n rahat ve s�cak salonlar�na d�n��te Mustafa Kemal �evresindekilere �u hik�yeyi anlat�r: " Biz Harbiye' de ��renciyken, okulun sobalar� yanmazd�. B�t�n k��, titre�ir dururduk. Nihayet bir g�n arkada�lar beni m�d�re ��kmak i�in se�tiler. M�d�r Z�l�fl� �smail Pa�a ad�nda bir saray adam� idi. M�saade ald�k, huzura ��kt�k; �nce Padi�ah' a sonra m�d�re dualar�m�z� arz ettik. Nihayet, maksada geldik, i�i anlatmak istedik. Ama m�d�r, daha ilk c�mlelerde k�kredi: ne so�u�u be nank�rler! Padi�ah nimeti g�z�n�ze dizinize dursun. G�rm�yor musunuz? Sobalar nas�l g�r�l g�r�l yan�yor. Defolun buradan! Ger�ekten, m�d�r�n sobas� g�r�l g�r�l yan�yordu. M�d�r, buram buram terliyordu, s�caktan, g��s�n� ba�r�n� a�m��t� ve zannediyordu ki, b�t�n okulun sobalar� da b�yle yanar... �ocuklar, biz bu �ankaya k��k�nde, bazen, galiba bu Z�l�fl� �smail Pa�a gibi kendimizi anlat�yoruz... "  ��te Mustafa Kemal sadece ger�ek�i de�il, �z ele�tiriden �ekinmeyen a��k s�zl� bir ger�ek�i idi. Zaman zaman ger�ekten, kendini �evresinde esen havaya kapt�rmayan lider yoktur. B�t�n liderlerin ya�amlar�nda bir an gelir ki, liderle ger�eklerin aras�na, her liderin bilin� alt�nda ya�ayan be�eri i� g�d�lerinin hatta be�eri zaaflar�n�n perdesi girebilir. Ama ger�ek lider odur ki, yapay olan, i�reti olan perdenin arkas�nda kalmaz ve eriyip gitmez.  (Olaylar Ve Atat�rk, Sh. 39) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

DO�RUNUN A�I�IYDI

Dil kurultay� toplanmak �zereydi. Kurultay� haz�rlayanlar�n ricas� �zerine, H�seyin Cahit de dil davas�na dair fikirlerini, m�talaalar�n� yazm�� g�ndermi�ti. Fakat bu fikirler a��r� kurultayc�lar�n d���ncelerine uymuyordu. H�seyin Cahit, �teden beri oldu�u gibi T�rk�eyi sadele�tirmek ve konu�ma diline yakla�t�rmak gibi, �zelle�tirme zorlamalar�na, hele konu�ma dili kelimelerine dokunulmas�na taraftar de�ildi. H�seyin Cahit' in bu yaz�s�n� Atat�rk' e de okuyan kurultayc�lar zaten bir tak�m siyasi sebeplerle aralar�n�n a��k oldu�unu f�rsat bilerek.

- � ��te dil davas�n� baltal�yor. Dil meselesine askerlerin kar��maya hakk� yoktur!..." diyor, �eklinde k��k�rt�c� telkinlerde bulunmu�lard�.

Bunun �zerine Atat�rk, kurultayc�larla, H�seyin Cahit' in kar��la�t�r�lmalar�n� ve b�y�k toplant�da, iki taraf�nda, davalar�n� savunmalar�n� istemi�ti. Ve o g�n, kurultayc�lar�n, H�seyin Cahit kar��s�nda bocalad�klar�n� g�ren Atat�rk, bizzat kendisinin de benimsedi�i davan�n sars�l�r gibi oldu�unu g�r�nce, Dolmabah�e saray�n�n bir odas�nda hasta yatmakta olan en kuvvetli taraftarlar�ndan, me�hur dilci Samih R�fat' � �a��rtarak: " b�t�n kuvvetini toplay�p, cevap vermesini " rica etmi�tir. Samih R�fat da, kendine has kuvvetli belagati ve olanca kuvvetiyle davay� m�dafaa etmi�, kurultayc�larda, m�temadiyen alk��layarak, i�in sonunu getirdiklerini kanaat ederek toplant� sonunda da Atat�rk' e:

- � Pa�am, H�seyin Cahit i�te bu g�n bitti. Art�k �ld�. Davay� kaybetti!... " diye sevin�lerini izhar etmi�lerse de, Atat�rk' �n hi� bir sesi ��kmam��t�. Ancak, biraz sonra, kendi aralar�nda topland�klar� zaman, Atat�rk, duvardaki karatahtay� g�stererek kurultayc�lara hitapla ��yle demi�ti:

- H�seyin Cahit Bey ne yapt�, biliyor musunuz? Nas�l s�n�fta hoca karatahta �zerine bir �eyler yazar, sonra onlar� silgiyle siler... ��te, hepimizi b�yle silgiden ge�irdi!... Atat�rk yenilmeyi hi� sevmeyen bir insand�. Fakat, do�ru kar��s�nda, e�rinin yenilmeye mahk�m oldu�unu kabul ederdi. Hatta yenen hasm� olsa bile...  ( N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh. 75-76 )                                                                         G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

 

NAZIR B�RAZ BEKLES�N

Atat�rk Anafartalar ve Ar�burnu zaferlerinden sonra �stanbul'a gelmi�ti. Ata, Hariciye Naz�r�n� (D��i�leri Bakan�) ziyaret ederek son durum hakk�nda konu�mak, m�telalar�n� bildirmek istiyordu. Nezaret binas�na gelerek naz�r beye haber g�nderdi.

- Beklesinler... Buyrulmu�

Atat�rk bir hayli beklemi�. Bir aral�k kendisinden sonra gelenlerin de kabul edildiklerini farkedince m�ste�ar muavinine:

- Beyefendi hazretleri galiba beni unuttular, demi�. M�ste�ar muavini tekrar i�eri girerek Mustafa Kemal'i hat�rlatm�� ve yine:

- Beklesinler, cevab�n� alm��.

Atat�rk ikinci "beklesinler" �zerine dayanamam�� ve muavine:

- Sizin naz�r�n�z b�t�n zamanlar�n� hep b�yle manas�z ziyaretler kabul ederek mi ge�irir?

Muavin tabii buna bir cevap verememi�, biraz sonra ba�ka bir mevzu a��lm�� ve konu�maya ba�lam��lar. Mevzunun en hareketli an�nda salon kap�s� a��larak bir hademe:

- Mustafa Kemal Bey buyursunlar deyince, Atat�rk:

Nedir o? diye sormu�. Naz�r beyefendinin kabul edece�ini s�ylemi�. Mustafa Kemal hademeye:

- Beklesinler... Diyerek d�nm��. Muavin ile olan muhaveresine devam etmi�.

(�lgin� Olaylar Ve Anekdotlarla Atat�rk, Sh. 122) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

��TE T�RK ASKER� BUDUR!

Bir g�n, Atat�rk'ten T�rk askeri hakk�nda ne d���n d���n� sormu�lar:

- Durun size bir hikaye anlatay�m, dedi. Ordular� kumandan� idim. Liman van Sanders Pa�a da o s�rada k�talar�m�z� tefti�e gelmi�ti. Hastaneden yeni ��km�� baz� askeri de her nas�lsa b�l�klerin aras�na kar��t�rm��lar van Sanders:

- Can�m b�yle adamlar� ne diye buraya g�nderiyorlar? diye s�ylenerek hasta ve c�l�z neferi g��s�nden itti. Mehmet�ik derhal yere yuvarland�.

Alman generali davas�n� ispat etmi� olman�n gururu i�inde:

- ��te g�rd�n�z ya, dedi d��mek i�in bahane ar�yormu�! Orac�kta van Sanders'e bir azizlik yapmak akl�ma geldi neferin yan�na sokularak;

- Ne kof �eymi�sin sen... Dedim. Dikkat etsene seni yere yuvarlayan adam bizden de�ildi. Ne diye kar�� durmad�n? �imdi tekrar yan�na gelirse, s�k� dur. G�c�n yetiyorsa bir kakma da sen ona vur.

Sonra van Sanders'e d�nerek:

- Sizin takatsiz sand���n�z nefer bo� bulundu�u i�in yere y�k�lm��. T�rk askeri amir kar��s�nda, d�nyan�n en uysal insan� olur. Kendisine s�yleyin:"hele gelsin bak bir daha beni yere y�kabilir mi?" diyor.

Van Sanders askerlerle �akala�mas�n� severdi. G�lerek ayn� askerin yan�na geldi. Fakat eliyle dokunur dokunmaz o mecalsiz Mehmet�ten �yle bir kakma yedi ki, derhal s�rt �st� yuvarland�. Van Sanders, Mehmet�ik'in bu mukabelerine hiddet etmemi� bilakis T�rk neferine kar�� olan hayranl��� artm��t�. O kadar ki yerden kalk�nca ilk i�i gidip hasta T�rk neferinin elini s�kmak oldu.

Atat�rk:

- ��te T�rk askeri budur!diyerek s�zlerini bitirmi�ti.

(Olaylar Ve Atat�rk, Sh. 70-71) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

KIRK ASIRLIK T�RK YURDU

1923 senesinin mart�n�n onbe�inci pazar g�n�yd�. Atat�rk, Adana istasyonunda trenden inmi�;sa�� solu dolduran halk�n co�kun alk��lar�:" ya�a, varol!" sesleri aras�nda yaya olarak �ehre gidiyordu.

Yar� yolda karalar giymi� bir kad�n, kalabal��� g�ze �arpt�;sonra onlar�n aras�ndan iki�er levha ta��yan d�rt gen� k�z ��kt�; Atat�rk��n �n�nde durdular, arkalar�nda bir k�z daha g�r�nd� ve �n�ne ge�ti. H��k�r�klar, iniltiler ve yalvar��larla dolu bir nutuk s�ylemeye ba�lad�. Bu gen� k�z�n �ahs�n da hen�z esir bulunan �skenderunlu Antakya�n�n T�rk olan b�t�n halk�; �bizi de kurtar!�diye yalvar�yordu.

Herkesin g�zleri ya�arm��t�; h��k�r�klar�n� tutamayanlar vard�.

Atat�rk'�n de g�zleri nemliydi ve ba�� e�ilmi� gibiydi. Gen� k�z�n nutku bitince, anl� y�kseldi; mavi g�zlerinde ve pembe y�z�nden bir �elik par�lt�s� g�r�ld�. Her kelimesi �zerinde kuvvetle durarak:

- K�rk as�rl�k T�rk yurdu yabanc� elinde kalamaz! dedi.

On alt� y�l sonra Hatay davas�n�n en heyecanl� g�nlerinde hasta ve bitkin olmas�na, mutlak istirahat tavsiyesine ra�men, Hatay�a yak�n olmak i�in tekrar Adana'ya gitti. D�rt saat ayakta durmak ve �al��mak gibi ola�an�st� metanet g�sterdi. Hatay kurtuldu, fakat Atat�rk'� kaybettik.

�smail Habib bu bahsi ��yle bitirir:

"Hatay, Hatay!... Seni kurtaran ayn� zamanda senin �ehidin oldu. "

(N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh. 97-98) G�nderen: Se�kin Kemal ERDEM

NEYE LAYIKSIN!...

Atat�rk'�n Adana'da Hatay i�in:

- K�rkas�rl�k T�rk yurdu yabanc� elinde kalamaz!

Demesinden iki g�n sonrayd�. Mersin'de istasyondan �ehrin i�ine do�ru yava� gidiyordu. Yolun �st�ne siyahlar giyinmi� ve ellerinde b�y�k bir levha tutan bir ka� gen� k�z ��kt�. Levhada �u yaz� vard�: "Suriye hem�ehrinizi de kurtar�n!"

Suriye, ancak din karde�i olan bir milletin vatan�yd�. T�rkiye�yse art�k dinci de�il, milliyet�i bir devletti. Suriye i�inde, b�t�n esir yurtlar i�in oldu�u gibi, kurtulu� dilerdi. Lakin kurtarmaya kalkmak fuzili olurdu.

Etrafta h��k�r�klar ve g�z ya�lar� yoktu; Atat�rk'�n de g�zleri �slanm�� de�ildi. Suriyelilerin 1. D�nya Sava���nda T�rk d��manlar�yla birle�tiklerini, T�rk ordusunu arkadan vurmaya �abalad�klar�n�, belki ihanet ettikleri i�in ihanete u�rad�klar�n� d���n�yordu.

- Her millet, lay�k oldu�u ya�ay��a erer!.. dedi ve y�r�y�p gitti.

(N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh. 98)

BABASININ TARLASI

Bir g�n bir k�yl� Atat�rk��n orman �iftli�i hudutlar� i�indeki bir tarlay�, kendi tarlas�ym�� gibi s�r�yordu. Onu g�rd�ler. �htar ettiler, dinletemediler. Bunun �zerine Atat�rk�e s�ylediler.

Atat�rk tefti�e ��kt��� zaman o tarafa gitti. Yan�ndakiler topra�� s�rmekte olan k�yl�y� g�stererek:

- ��te budur! dediler.

Atat�rk yava� yava� ona do�ru y�r�d�. Yakla��nca sordu:

- Burada ne yap�yorsun?

K�yl� g�l�ms�yordu. Son derece sevip sayd���m�z, fakat asla korkmad���m�z bir insan kar��s�nda nas�l durursak k�yl� de �yle duruyordu. Sakin bir sesle cevap verdi:

- Tarlay� s�r�yorum.

- �yi ama, bu tarla senin midir?

- De�ildir.

- Kimindir?

- Atat�rk'�nd�r!.

K�yl� bu cevab� vermekle su�u kabul etmi� oluyordu. Bu itibarla dava kaybolmu� demekti. Atat�rk, kendi topra��na tecav�z edildi�i i�in de�il, haks�zl�k yap�ld��� i�in sertlendi ve sordu:

- �yi ama, sen ba�kas�n�n topra��n� ona sormadan ve izin al�nmadan s�r�l�p ekilmeyece�ini bilmiyor musun?

K�yl� hi� tela� etmiyordu. Ayn� s�kunetle dedi ki:

- Biliyorum, fakat benim bu tarlay� s�r�p ekmeye hakk�m vard�r!

Atat�rk'�n ka�lar� �at�ld� ve b�y�k bir merak ve hayretle ona sordu:

- Bu hakk� nereden al�yorsun?

- �ok basit... Atat�rk bizim babam�z de�il mi? �nsan babas�n�n tarlas�n� s�r�p ekerse kabahat mi i�lemi� olur?

Atat�rk'�n y�z�nde takdir ve sevgi duygular�n�n en co�kununu anlatan engin bir g�l�mseme oldu, k�yl�n�n s�rt�n� ok�ad� ve;

- Hakl�s�n!.. diyerek uzakla�t�.

(N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh. 99-100)

�TALYAN SEF�R�NE VER�LEN DERS

Atat�rk'e ihanet edenler, o'nun bir�ok konular� i�ki sofras�nda halletti�ini iddia ederler. Yaln�z a�a��da nakledece�im olay bile bu d���ncenin ne kadar yanl�� oldu�unu ispata yeter:

"Habe�istan sava��n�n ba�lamas�ndan �nce, �talya'n�n Rodos'a askeri y���nakta bulundu�u g�nlerdeydi. Bir ak�am yine Atat�rk��n sofras�na �a�r�lanlar onu ayakta ve balkonda gezinmekte buldular.

 - Tevfik R��t� nerede?

- Ankara Palas'ta, baz� sefirlere bir ziyafet veriyor.

- Biz de oraya gitsek olmaz m�?

Etraf�ndakiler beyhude Atat�rk'� buna protokol�n m�sait olmad���na inand�rmaya gayret ediyorlar. Fakat, o'nun kesin karar verdi�i bir konudan geriye �evirmek kimsenin haddi de�ildir.

Otomobiller, Ankara Palas'a vard��� zaman Atat�rk��n otelin merdivenlerini sallana sallana ve yan�ndakilerin yard�m� ile ��kt���n� g�renler hayret ettiler. ��nk� �ankaya�da Atat�rk��n bir yudum bile i�medi�ini herkes biliyordu.

Sefire ziyafet verilen salona giren Atat�rk, Arnavutluk Sefiri, Asaf Bey�in yak�n�nda ve giri� ��k�� kap�s�n� iyi g�rebilecek bir yere oturuyor. O dakikadan itibaren salondan i�eri ve d��ar� kimsenin ge�mesi m�mk�n de�ildir. �imdi konu�ulanlar� takip edelim:

Atat�rk:

- Asaf Bey, gazetelerde bir tak�m resimler g�r�yorum, Arnavutlukla operet mi oynan�yor? diyor.

Bu s�zleriyle o zamanlar yeni kral olan Zogo'nun sorgu�lu resimlerini kastetti�ini anlamakta gecikme yen sefir ne s�yleyece�ini �a��r�yor. Atat�rk devam ediyor:

- Cumhuriyetten ne zarar g�r�ld� ki, Arnavutluk'ta krall�k ilan edildi? Hem, takip edilen politika da tehlikelidir. �talya'n�n Arnavutluk�u Balkanlar�da bir basamak yapmas� ihtimalden uzak de�ildir.

Bunu duyan �talyan Sefiri, m�cadeleye kalk�nca Ata:

- Haber ald���ma g�re, Roma'da baz� ��renciler sefaretimizin �n�nde m�mayi� yapm��lar. Antalya'y� istemi�ler. Antalya sigara paketimidir ki, sefir cebinden ��kar�p ats�n. Antalya buradad�r. Buyurun al�n!... Hem benim bir teklifim var. E�er hakikaten b�yle bir �ey d���n�l�yorsa Mussolini cenaplar�na m�saade edelim. Antalya'ya asker ��kars�nlar. B�t�n ��karma tamam olunca sava��r�z. Ma�lup olan hakk�na raz� olur.

Sefir at�l�yor:

- Ekselans bu bir sava� ilan�m�d�r?

Ata:

- Hay�r, diyor. Ben burada bir fert olarak konu�uyorum. T�rkiye sava� ilan� ancak b�y�k millet meclisi dahilindedir. Fakat unutmay�n�z ki, gerekti�i zaman B�y�k Meclis T�rk Milleti�nin hissiyat�n� terc�man olmakta gecikmez.

Konu�mas�n�n bu hali olmas� �zerine, �smet Pa�a'ya telefon edilir ve Ankara Palas'a �a�r�l�r.

Atat�rk de bunu haber al�nca etraf�ndakilere:

- H�k�met geliyor, biz gidelim! diyerek Ankara Palas'� terk eder.

- �ankaya'ya d�n�ld��� zaman herkes Atat�rk'�n gayet normal oldu�unu hayretler i�inde seyrederken Ata:

- Art�k �talya ile sava� tehlikesi yok. Rodos'a yap�lan y���nak Habe�istan'a d�necektir!

Hakikaten k�sa bir s�re sonra Habe�istan sava�� ba�lad�.

(N�kte Ve F�kralarla Atatt�rk, Sh. 308-309-310 )

Atat�rk VE L�MAN VON SANDERS

Mustafa Kemal Ar�burnu kumandan�d�r. �ngilizler Anafartalar'a ��km��lard�. Vaziyet buhranl� ve �ok tehlikeli idi. Mustafa Kemal, Ba�kumandan Vekili Enver Pa�a'ya do�rudan do�ruya m�racaata mecbur kal�yor. Kendisini tatmin eden cevap alam�yor. O s�rada karargah� Yalova' da bulunan Liman von Sanders Pa�a telefonla Mustafa Kemal�i ar�yor. Muhavereye delalet eden Erkan-� Harbiye Reisi Kaz�m Bey'dir. Liman von Sanders'in sordu�u sual �udur:

- Vaziyeti nas�l g�r�yorsunuz, nas�l bir tedbir-i tasarruf ediyorsunuz?

- Vaziyeti nas�l g�rd���n�z� �oktan size ibla� etmi�tim. Tedbire gelince:bu dakikaya kadar �ok m�sait tedbirler vard�. Fakat bu dakikada bir tek tedbir kalm��t�r.

Liman von Sanders Pa�a soruyor:

- O tedbir nedir?

Cevap katidir:

- B�t�n kumanda etti�imiz kuvvetleri taht� emrine veriniz. Tedbir budur.

Cevap m�stehzidir:

- �ok gelmez mi?

- Az gelir,

Ve telefon kapan�yor.

Pek k�sa bir zaman sonra hadiseler, Liman von Sanders Pa�a'y� kumanda etti�i kuvvetleri Mustafa Kemal'in emri alt�nda vermeye mecbur etmi�tir.

(�lgin� Olaylar Ve Anektodlarla Atat�rk, Sh. 162)

MUSTAFA KEMAL PA�A VE YUNAN KUVVETLER� KOMUTAN TR�KOP�S

B�t�n bu taarruz esnas�nda Gazi'nin yan�nda bulunan arkada�lar, Yunan Kuvvetleri Komutan� General Trikopis'in ba�kumandan �ad�r�na nas�l getirildi�ini ��yle anlatt�lar.

Trikopis, di�er esir kolordu ve f�rka (t�men) kumandanlar� ile birlikte Gazi'nin huzuruna ��kar�ld�klar� vakit, hepsi �ok heyecanl� ve bitkin halde imi�ler. Gazi, bunlar� oturtmu�, kendilerini teselli i�in bu gibi malubiyetlerin tarihte misalleri oldu�unu, sevk ve idarede vazifesini bi hakk�n yapm�� iseler vicdanen m�sterih olabileceklerini s�yledi�i zaman Trikopis:

- �Askeri vazifemi tamamen yapt���ma eminim. Fakat as�l vazifemi maalesef yapamad�m." diye intahar edemedi�ini anlatmak isterken Gazi:

- �O size ait bir d���ncedir." diye s�z�n� kesmi� ve harita �zerinde:

- ��urada bir f�rkan�z vard�. Ni�in onu �uraya almad�n�z. Filan yerdeki kuvvetlerinizi falan yere s�reydiniz daha iyi olmaz m�yd�?" gibi baz� tenkitler yapm��, Trikopis:

- �Ben �yle hareket etmek i�in emir verdim. Fakat (yan�ndaki kolordu komutan�n� g�sterirken) bu yapamad�!" demi�.

Bu g�r��meler olurken esir f�rka kumandan� yava��a yan�nda bulunan zabitlerimizden birine:

- �Bizim ile konu�an bu general kimdir?" diye sormu� zabit:

- �Ba�kumandan Mustafa Kemal" deyince adam hayrete d��m��:

- ��imdi anlad�m biz ni�in ma�lup olduk! Bizim ba�kumandan �zmir'de vapurda oturuyordu!" diyerek derdini d�km��.

(�lgin� Olaylar Ve Anektodlarla Atat�rk Sh. 43)

Atat�rk VE K�YL�

Atat�rk, s�k s�k memleketi dola�an bir liderdi. �ift�i ile konu�ur; i��i, sanatkar, esnaf ile konu�ur. Memleketin derdini arar bulur. Meclise getirir, milletvekillerinden, bakanlardan hesap sorard�.

��te b�yle yurt gezilerinden birinde orta Anadolu�da tarlas�nda �ift s�ren bir �ift�i ile kar��la�m��t�r.

- Kolay gele, bereketli ola a�a.

- Allah raz� olsun bey.

- Hayrola a�a, �k�z�n teki ne oldu?

- Devlete borcumuz vard� bey, icra kap�m�z� �al�nca �aresiz kald�k, koca �k�z� sat�p borcumuzu �dedik.

- "Sa�l�k olsun a�a" diyerek konu�mas�n� k�sa kesmi�tir.

�ift�inin ad� Halil A�a idi. Atat�rk'�n yan�ndakiler, ��i�leri Bakan� ��kr� Kaya, Salih Bozok, K�l�� Ali, Husrev Gerede, Emir Subay� Resuhi Bey, daha bir ka� yak�n� vard�. Y�r�yorlard�. Atat�rk d���nceli idi. Salih Bozok'u yan�na �a��rd�. Salih, yar�n sabah git Halil A�ay� bul, bana getir. Benim kim oldu�umu sorarsa, bizim bey seni bir kahve i�meye �a��r�yor de.

Ertesi g�n; Salih Bozok Halil A�ay� bulmu�, yan�na getirmi�tir. Atat�rk aya�a kalkarak; �Buyur Halil A�a� deyip bir sandalye g�stermi�tir. Zaman�n ba�bakan� �smet �n�n� de salonda bulunuyordu ve olanlardan habersizdi. Atat�rk Halil A�aya d�nerek; "Halil A�a, anlat �u vergi i�ini bir daha" demi�ti.

Halil A�a, vergi borcunu, icray�, sat�lan �k�z�n� tekrar anlatt�. Atat�rk ka�lar�n� �atarak �smet Pa�a ve ��kr� Kaya'ya d�nerek; "Arkada�lar, biz �stiklal Sava��'n� Halil A�a�n�n �k�z�n� icra yoluyla satal�m diye yapmad�k. Bu memlekette adaleti, vatanda�� b�yle mi koruyaca��z. Gerekirse vergi borcu ertelenebilir. K�yl�n�n �ift s�rd��� �k�z� elinden al�nmaz. "

Halil A�a "Sen Atat�rk pa�ams�n galiba, beni ba���la, kusur ettim" diye yalvaracak oldu.

"Sana g�le g�le Halil A�a, sen bizim g�z�m�z� a�t�n" diye Halil A�a�y� ayakta u�urlam��t�. Atat�rk T�rk k�yl�s�n�n borcu konusunda �ok titiz davranm��t�r.

Olaylar Ve Atat�rk, Sh 41-42

YAVUKLUM G�NDERD�

Bir ak�am, uzun m�ddet didi�en, u�ra�an iki erden birisinin y�z�n� sildi�i mendil g�z�ne ili�mi�ti. Bu i�lemeli ve g�z al�c� ya�l��� isteyerek sordu.

- Bunu nereden ald�n ?

Bu ani soru kar��s�nda �a��ran kahraman T�rk �ocu�u, s�k�larak cevap verdi :

- Yavuklum g�nderdi, Atam !

B�y�k kay�plar kar��s�nda bile a�lad��� g�r�lmeyen, ac� duygular�n� i�inde gizleyen b�y�k �ef, bilmem neden, o anda sars�lm��t�; dolan mavi g�zlerinden iri damlal� ya�lar d�k�l�yordu. Erin, demin y�z�nden akan terleri sildi�i bu mendile o da g�z ya�lar�n� silmi�tir.

Olaylar Ve Atat�rk, Sh 56

HACER N�NE

Hacer Nine yine bunalm��t�. ��i i�ine s��m�yordu. Be� g�zl� evinin i�i yine birka� g�nd�r zindan kesilmi�ti. D���nd�k�e y�re�i yerinden kopuyordu. Yetmi� ya��ndaki bu kimsesizlik ona b�sb�t�n koymu�tu.

Kocas�n� Yemen'de kaybetmi�ti. Bir o�lu balkanlarda, ikisi de ��llerde kalm��t�. Bir gelini ile �� torunu vard�. Gelini hastal�ktan �ld�, torunlar�n�n biri de b�y�k muharebede �ehit d��t�. Birisi �kinci �n�n�'den d�nmedi.

En son torununu da Sakarya'ya g�nderdi. Bir g�n haber ald�k ki en son delikanl�s� da Duatepe Muharebesi�nde �teki a�alar�n�n yan�na g���p gitmi�ti.

�ok a�lad�. Fakat �Sakarya kazan�ld�� haberi gelince a�lamas� durdu, g�lmeye ba�lad�.

Ondan sonra vakit vakit b�yle bunal�rd�. Ve her bunal���nda �ar�klar�n� �eker, de�ne�ini al�r, Ankara'n�n yolunu tutard�. Bu sefer de �yle yapt�. Saatlerce y�r�d�kten sonra ikindide Ankara'ya geldi, do�ruca gitti, B�y�k Millet Meclisi'nin kap�s� �n�nde durup ��meldi.

Aradan biraz vakit ge�ti, sordular:"

- Nine ne istiyorsun?

- Hi�, hi� bir �ey. "

- Ya neden burada duruyorsun?

- Onun g�zlerini g�rmek i�in ��kmas�n� bekliyorum.

- O dedi�in kim?

- Gazi Pa�a.

Sonunda hikayesini anlatt�, sonunda dedi ki;

- ��te b�yle, ara s�ra �ok bunald�k�a buraya gelirim. O Millet Meclisi'nden ��karken g�zlerine bakar�m. Mavi bebeklerinde b�t�n �lenlerimin g�zlerini g�r�r gibi olurum. Sonra i�ime bir ferahl�k dolar, kalkar k�y�me giderim.

��te siperlerde evlat, torun g�mm�� T�rk Ninesi buna derler.

Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 29-30

D�NLEMEKTEN ZEVK ALIRIM

Ne�eli bulundu�u bir zaman� se�erek:

- Pa�am... Demi�tim, �u dan��t�klar�n�n i�inde bazen �yleleri var ki, �a��r�yorum. Bunlar�n m�talalar�na nas�l olsa sonunda i�tirak etmeyeceksin. Karar�n� �nceden vermi� oldu�un da malum... O hal de, ne diye onlar� birer birer �a��r�p kar��s�nda s�yletirsin?

Atat�rk, y�z�ne alayc� bir eda ile bak�p �u cevab� vermi�ti:

- Bazen hi� umulmad�k adamdan ben �ok �eyler ��renmi�imdir; hi� bi kanaat� hakir (de�ersiz) g�rmemek laz�md�r. Neticede, kendi fikrimi bile edecek olsam, herkesi ayr� ayr� dinlemekten zevk al�r�m.

Olaylar Ve Atat�rk Sh 58

�K�M�Z DE "GAZ�"Y�Z...

Bir tarihte Eski�ehir�i ziyaretinde; yak�n k�ylerde gezinti yaparken, as�rl�k ��narlar�n g�lgesine s���nm�� bir k�y kahvesi �n�nde otomobili durdurdu. Salih Bozok'a;

- Bu ��narlar� hat�rl�yorum... Dedi; zaferden sonra bir g�n yolum d��m��t�!... Eski hat�ralar� bir an tekrar ya�atmak i�in; araba dan inip, b�y�k bir tevazuuyla k�y kahvesinin harap iskemlesine oturdu.

Biraz sonra kahveci ona, k�y�n�n yegane ikram� olan ayran� temiz bardaklar i�inde getirince �Gazi� pek memnun oldu. Ya�l� kahveciye sordu:

- Ad�n ne?...

- Yusuf!...

- Buralarda ge�mi� harbi hat�rlar m�s�n?...

- Nas�l hat�rlamam, pa�am?... Maiyetinde �avu�tum!...

- Maiyetimde mi...

B�t�n kuvvetlerin ba� kumandan� de�il miydin, pa�am!... Hep emrinde sava�t�k.

B�y�k kurtar�c� zeki k�yl�y� takdir etmi�ti. Aferin; Gazi Yusuf �avu�!... deyince, eski asker el bu�ulad�:

- Esta�furullah, pa�am!... Gazi sizsiniz!...

- R�tbe ba�ka... Fakat harpten d�nm�� iki asker olmam�z s�fat�yla ikimiz de "Gazi"yiz!...

Ve tepside duran ayran bardaklar�ndan birini bizzat eliyle �avu�a vermek l�tf�n� g�stererek, ilave etti:

- �erefine Gazi Yusuf �avu�!...

- �erefte daim ol pa�am!...

A�lamaktan ayran� i�emeyen kahveciye, o zaman�n �ok paras� olan bir y�zl�k verip g�l�msedi:

- Allaha�smarlad�k, silah arkada��m!...

Atat�rk��n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 50-51

KONYA �SYANINDA

Konya �syan�'n� m�teakip Konya'ya gelen Atat�rk sinirli ve �zg�nd�. �ehrin ileri gelenleriyle belediye salonunda konu�urken elindeki yanar sigaray� bir aral�k iki parma�� aras�na alm�� ve ate�i parmaklar� aras�nda ezerek s�nd�rm�� ve ��yle demi�ti:

Ate� nerede ��karsa ��ks�n, iki parma��m�n aras�nda b�yle ezece�im!...

N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh 41

Atat�rk VE SPOR

Bir gece Atat�rk Ada'da yat kul�b�nde konu�urken, yan�ndakilerden birinin sportmen oldu�unu anlad�. Ona �u suali sordu:

- Spor nedir?

Muhatab�, sporu herkesin bildi�i gibi tarif etti.

Gazi dedi ki:

- �Bana daha a��k, bariz bir tarif bulabilir misiniz?"

Belki en g�zel cevab� bulabilmek i�in d���nen sportmenin ufak bir tevakkufu �zerine Gazi �u hat�ras�n� anlatt�:

"Ar�burnu Kumandan� idim, iki taraf�n ate� hatlar� aras�nda elli altm�� metre mesafe vard�. Birbirine en yak�n hatlar aras�nda dola�an T�rk ve �ngiliz ke��aflar�ndan ikisi gecenin kara kesafeti i�inde ellerindeki uzun silahlar� istimal edemeyecek kadar burun buruna temas etmi�ler. Her iki cesur ke��af, silahlar�n� atm��lar do�rudan do�ruya birbirini bo�azlamak i�in ellerini kullanmak zaruretini hissetmi�ler.

�ngiliz ke��af yumruklar�n� s�km��, boks denilen idman�, T�rk neferinin v�cut ve kalbi �zerinde tatbik etmeye ba�lam��. Bu mahirene yumruk idman�n� bilmeyen T�rk neferi kalbine maddeten; vicdan�na manen vurulan darbelerin tesiri alt�nda iki elinin �tekinin bo�az�na uzatm��, var kuvvetiyle d��man�n g�rtla��n� yakalam��. D��man neferinin bo�az� iki demir pen�esinin mengenesinde s�k���nca bizim nefer, boks darbelerinin iptida hafifledi�ini biraz sonra zail oldu�unu g�rm��.

Nefer, esirini s�r�kleyerek benim yan�ma getirdi. Gece yar�s�ndan sonra idi. Evvela d��man neferini isticap ettim.

- Ne oldu? Sen ni�in buralara kadar geldin?

- Spor, cevab�n� verdi.

Bizimkine sordum:

- Nas�l oldu?

Nefer, esirin verdi�i ilmi cevab� anlamam�� olmaktan korkarak:

- Bilmiyorum, dedi. Ben birinci ilmi ve fenni de�il, ikincinin cehilden ziyade edep ve terbiyesi �zerinde fazla durmad�m.

- Sen sportmen misin?

- Evet, �ok iyi...

- Bizim neferi nas�l buldun?

- Bilmiyor dedi.

T�rk neferine d�nd�m:

- ��itiyor musun, senin i�in bilmiyor, cahildir, dedi.

K�saca;

- Huzurumuza getirdim efendim, cevab�n� verdi.

Gazi devam etti:

- Ben spor nedir, diye sorulursa verece�im cevap �udur:

- "Spor; vatan�n, milletin ali menfaatlerine tecav�z edenleri g�rtla��ndan yakalay�p memleket ve millet hadimlerinin huzuruna getirebilmek kabiliyeti maddiye ve maneviyesidir. "

Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 51-52

Atat�rk VE ALEMDAR

Atat�rk, Osmanl� Padi�ahlar� aras�nda Y�ld�r�m ve Beyaz�t, Fatih, Yavuz, IV. Murat'� be�enirdi. Sadrazamlar aras�nda da Alemdar Mustafa Pa�a'ya k�zard�:

- Biraz k�lt�r� olsayd� Cumhuriyeti ilan ederdi!.. derdi.

- B�y�k Re�it Pa�a'n�n k�lt�r�, Alemdar Mustafa Pa�a'n�n k�lt�r� birle�ebilseydi, ben tarihe ba�ka bir g�revle girerdim, demi�ti.

N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, Sh 321-322

OLUR �EY DE��L

Muallimler Ankara'da bir i�tima yapm��lar, i�timaa iki �� muallim han�m da i�tirak ederek salonda ayr� bir yere oturmu�lard�.

Muallim han�mlar�n i�timaa gitmelerini ho� g�rmeyen Meclis'in sar�kl�lar� Gazi'ye �ikayete gidiyorlar.

Gazi k�zarak:

- "Kimmi� Muallimler Cemiyeti Reisi? �a��r�n onu!"

Ve Mazhar M�fit birka� dakika sonra i�eri girince g�rleyen bir sesle ��k���yor:

- �Siz Muallimler i�timamda ne yapm��s�n�z? Ne ay�p �ey bu?"

Mazhar M�fit �a�akal�r. Gazi'den bu hareket mi beklenirdi? Sar�kl�lar muzaffer bir besaretle g�l�yor. Sar�kl�lar ne�e i�inde Gazi'nin sesi hep ayn� tonda devam ediyor.

- "Olur �ey de�il olur �ey de�il!"

Mazhar M�fit hala ayakta ve hala ne diyece�ini �a��rm�� bir halde cevap vermeye �al���yor:

- "Efendim vallahi..."

- "B�rak b�rak ben hepsini biliyorum; i�timaa Muallime Han�mlar��da �a��rd�n�z. Fakat onlar� niye ayr� s�ralara oturttunuz? Sizin kendinize mi itimad�n�z yok, T�rk han�m�n�n faziletine mi ? Bir daha �yle ayr�l�k gayr�l�k g�rmeyeyim, anlad�n�z m� ?

Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar� Sh 59

PEYN�R, ZEYT�N, SO�AN VE KURU EKMEK

Mustafa Kemal Pa�a, Erzurum ve Sivas Kongreleri�ne kat�lan arkada�lar�yla birlikte ciddi para s�k�nt�s�ndayd�. Erzurum'dan Sivas'a intikal s�ras�nda, yoldaki durumlar�n� Mazhar M�fit ��yle anlat�r:

"�n�m�zde ve Pa�a'n�n �st�n iradesi ve dahi ����� alt�nda yeni ve engin bir sava� ufku a��lm��t�. Erzurum'dan sonra yeni bir irade, yeni bir madde ve mana hamlesi ile b�y�k vatan sava��na at�lacak, Erzurum'da kurulan b�y�k temele bina edilecek eserin ikinci safhas�ndaki �al��malara kat�lacakt�r.

Sesimi biraz y�kseltmi� olaca��m ki, �ndeki arabadan Mustafa Kemal Pa�a arkaya bakarak eli ile;

- Daha y�ksek sesle!... diyerek i�aret veriyordu. Ve bu i�aret �zerinedir ki, yine gayri iradi, gayri ihtiyari olarak dilimin ucuna:

"Ey gaziler yol g�r�nd� tarihi �ark�s� geldi ve ben bu �ark�ya ba�lay�nca insiyaki bir sirayetle hemen b�t�n otomobillerdeki arkada�lar da bana kat�ld�lar ve hep bir a��zdan bu �ark�y� okuduk ve s�yledik. Ar�zas�z ��le vaktini bulduk. Her kilometreyi ar�zas�z kat ettik�e adeta sevin� duyuyor ve:

- Otomobillerimiz bu vaziyette bizi Sivas'a selametle ula�t�ra bilecekler �midini muhafaza ediyorduk. Bir p�nar ba��nda mola verdik. Pa�a:

- Hemen yeme�imizi yiyelim, vakit kaybetmeksizin yine yola devam edelim dedi.

��nk� 4 Eyl�l'de kongrenin a��lmas� kararla�t�r�lm�� oldu�una nazaran, yolculu�umuz muayyen bir programla tayin ve tespit edilmi�tir.

Hareket ve molalarda o programa uymak zorundayd�k. Ancak pa�an�n;

- Yeme�imizi yiyelim deyi�inde sonraki vaziyetimizin biraz ac�kl� oldu�unu da tebar�z ettirmeyelim. Yemek deyince, bilhassa Anadolu'daki kara yolculuklar�nda g�n g�rm�� insanlar i�in yemek; tavuk, hindi, so�uk et, su b�re�i, k�fte vesaire gibi �eylerden d�z�len nevaledir.

Hepimiz de bu �e�it nevalelerle yolculuk etmi� insanlard�k. Fakat, bu defa nevalemiz; peynir, zeytin ve kuru ekmekten ibaret bir az�kt�. Su ba��nda rastlad���m�z k�yl�ler de torbalar�ndan birka� ba� kuru so�an ikram ettiler. Fakat, pa�a ba�ta olmak �zere hepimiz en b�y�k bir lokantada pi�irilmi� veya ziyafette tertiplenmi� yemeklerden ve �stanbul tabiri ile et'ime-i nefise-i lezize (en g�zel yemekler) den daha m�kemmel ve daha i�tahl� olarak zevkle kuru so�an�, peyniri, zeytini, ekme�imize kat�k ederek ve p�nar�n buz gibi suyunu i�erek karn�m�z� doyurduk.

�lgin� Olaylar Ve Anektotlarla Atat�rk, Sh 21-22

Atat�rk'E B�R K�YL�N�N CEVABI

Tarihimiz say�s�z sava�larla doludur. Biz bu sava�lardan ba�kald�r�p ne memleketi imar edebilmi�iz, ne de kendimiz refaha kavu�mu�uzdur. Bunun sebebi, bizim su�umuzda oldu�u kadar d��manlar�m�zdad�r da. ��nk� ba�ta Moskoflar olmak �zere d��manlar�m�z hep ��yle d���n�rlerdi :

- T�rklere rahat vermemeli ki, ba�ka sahalarda ilerleyemesinler...

Bunun i�in de s�k s�k ba��m�za belalar ��kar�rlar, sava�lar a�arlar, balkan milletlerini �istiklal� diye k��k�rt�rlard�.

Biz b�yle durmadan sava��rken de o zamanlar askere al�nmayan gayri m�slimler durmadan zenginle�irlerdi.

Onlar�n neden zengin, bizim neden fakir kald���m�z� bir k�yl�, Atat�rk�e verdi�i k�sa bir cevap ile gayet veciz olarak izah etmi�tir.

Atat�rk, Mersin'e yapt��� seyahatlerden birinde, �ehirde g�rd��� b�y�k binalar� i�aret ederek sormu�:

- Bu k��k kimin?

- Kirkor'un...

- Ya �u koca bina ?

- Yargo'nun

- Ya �u ?

- Salomon'un...

Atat�rk biraz sinirlenerek sormu�:

- Onlar bu binalar� yaparken ya siz nerede idiniz? Toplananlar�n arkalar�ndan bir k�yl�n�n sesi duyulur:

- Biz mi nerede idik? Biz Yemen'de, Tuna Boylar��nda, Balkanlar�da, Arnavutluk Da�lar��nda, Kafkaslar'da, �anakkale'de, Sakarya'da sava��yorduk pa�am...

Atat�rk bu hat�ras�n� naklederken:

- Hayat�mda cevap veremedi�im yegane insan bu ak sakall� ihtiyar olmu�tur, der dururdu.

Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 18

Atat�rk'�N A�ZINDAN T�RK K�YL�S�

Bir g�n Ak�ehir civar�nda bir k�ye gittim. �ok ya�mur ya��yordu ve so�uk vard�. Kendimi belli etmeyerek, bir evin �n�nde duran kad�na: �bac� ya�mur var, so�uk var. Beni �at�n alt�na kabul eder misin dedim ? Hi� teredd�t etmeyerek �buyrun� dedi ve beni bir odaya ald� odada ate� olmad��� ve yeni bir ate�in yak�lmas� uzun zamana ba�l� oldu�u i�in:

"�sterseniz bizim odaya gidelim. Orada haz�r ate� var" dedi. Gittik. M�teakiben kom�ulardan birka� kad�n ve birka� erkek geldi. Beraberce konu�maya ba�lad�k. Konu�urken bana en m�him sualleri soranlar kad�nlar oldu. Askerin vaziyetini, d��man�n halini, en m�him d��man�n hangisi oldu�unu sordular ve bunlar� sorarken hi� bir tela� ve tekayy�de l�zum g�rmediler. �nsanca konu�tular. Fakat, biraz sonra, benim kim oldu�umu anlay�nca tela� g�sterdiler ve s�yledikleri, sorduklar� �eylerden kendilerine bir zarar gelece�ini zannederek korktular! ��nk� �imdiye kadar resmi bir adamla a��k�a konu�may� b�y�k bir kabahat telakki etmi�lerdi...

Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 14

SATIN ALINMAYAN ADAM

Atat�rk ge�en d�nya harbi ba�lad��� zaman T�rk ordusunda alman general ve subaylar�na m�him mevkiler verilmesinin aleyhinde bulunmu�tu. Alman mare�ali falkenhayn bu gibileri itirazdan vazge�irmek i�in �e�itli �arelere ba�vuruyordu. Bu s�rada Mustafa Kemal Pa�a�n�n yedinci ordu kumandanl���na hareket edece�i g�n�n gecesi, �stanbul�da Akaretler'de 74 numaral� eve alman mare�alinin karargah�nda memur olan bir T�rk kurmay subay� ile gen� bir alman subay� geldiler. Ufak sand�klar i�inde baz� �eyler getirdiler. Mustafa Kemal sordu:

- Bunlar nedir?

Alman subay cevap verdi.

- �stanbul'dan ayr�l�yorsunuz; size Mare�al Falkenhayn bir miktar alt�n g�ndermi�tir.

- Bu paralar bana yanl�� geldi. Ordunun levaz�m reisli�ine g�nderilmesi laz�md�.

- Efendim, o da ba�ka...

Mustafa Kemal paran�n ne kadar oldu�unu anlad�ktan sonra, alman subay�n�n �n�nde, onlar� teslim ald���na dair senet imzalad�; fakat alman subay� bunu kabul etmedi. O zaman Mustafa Kemal T�rk subay�na emretti:

- Bu zabit bilmiyor, senedi als�n. Mare�ale versin ve siz de paralar� gelip almas� i�in levaz�m reisli�ine haber g�nderiniz...

Bir ka� ay sonra Atat�rk yedinci ordu kumandanl���n�, vekil olarak Ali R�za Pa�a'ya b�rakm��, ayr�lm��t�; alt�nlar� da ona teslim ederek makbuz alm��t�. Bu makbuzu iki yaverine verdi ve emretti.

- Mare�al Falkenhayn'e gidiniz; kendisini g�r�n�z; bu makbuzu vererek benim imzam�n bulundu�u ka��d� ondan al�n�z!

Mare�al Falkenhayn yaverine:

- Mustafa Kemal Pa�a'ya b�yle bir para verdi�imi hat�rlam�yorum; bende imzal� senedinin bulundu�unu da bilmiyorum. Bunun i�in Ali R�za imzal� ka��d� da kabul edemem! dedi. Mustafa Kemal Pa�a �u haberi yollad�;

- Verdi�iniz alt�nlar oldu�u gibi duruyor; onlar i�in size senet verilmi�tir. Sizde b�yle bir senedin bulunmay��� alt�nlar� yok edemez. Vesikay� kaybetmi� olabilirsiniz; o halde verdi�iniz alt�nlar� size iade edece�iz; ald���n�za dair siz bize makbuz veriniz! Ben alt�n i�in memleket menfaatleri hakk�nda m�samaha g�sterecek insanlar dan de�ilim. Paralar�n�z duruyor, fakat onlardan daha k�ymetli olan Mustafa Kemal imzas� sizde kalamaz!

Olaylar Ve Atat�rk, Sh 63-64

HAK�K� �NSAN

Atat�rk, muhtelif vesilelerle maiyetinde �al��an kimselerin samimiyet ve sadakatlar�n� imtihan etmesini gayet iyi bilirdi. �nsanlar�n halet-i ruhiyesini, niyet ve emellerini te�his ve temyiz etmekte �elaleler sa�an bir zekaya malikti.

O b�y�k insan, bir gece �ankaya k��k�ndeki bir ziyafette devrin vekillerinden maruf bir zata ��yle bir sual sorar:

- Beni hakikaten sever misiniz?

Muhatab� hemen cevab� yap��t�r�r:

- Sevmek ne kelime Ata'm, tapar�m!

- Peki her dedi�imi de yapar m�s�n�z?

- Derhal

Atat�rk, bu s�z �zerine belinden tabancas�n� ��kar�r ona uzat�r.

- �yleyse, al tabancam�, s�k kafana...

- �Aman Atam� der, herhalde benimle �aka ediyorsunuz. Benim �lmemi istemezsiniz. Meseleyi anlayan Atat�rk, yeleleri kabaran bir aslan mehabetiyle d��ar�da hizmet eden askeri yan�na �a��r�p ayn� sualleri sorup, cevab�n� ald�ktan sonra, kar��s�nda Toroslar�dan kopmu� bir kaya par�as� gibi duran bu ba�r� yan�k Anadolu �ocu�una tabancas�n� uzat�p kafas�na s�kmas�n� emreder. Aslan Mehmet�ik, bu emri bilateredd�t yerine getirir, fakat kendisine bir �ey olmaz. ��nk�, Atat�rk, daha �nce tabancas�ndaki merminin kur�ununu ��karm��t�r.

��te o zaman, Atat�rk yan�ndakilere ��yle der:

- Beni ve vatan� seven hakiki insan� g�rd�n�z m�?

Ruhu �ad olsun.

Atat�rk'�n N�kteleri-F�kralar�-Hat�ralar�, Sh 17

SARI�IN YARBAY

Atat�rk, kendisini ilk g�renlerin �zerinde son derece olumlu etkiler yapan bir insand�.

�anakkale muhabereleri s�ras�ndayd�.

O g�ne kadar hi� kar��la�mad���m bu yarbay tabancas� belinde, d�rb�n� g��s�nde avurtlar� ��k�k sar���n sar� b�y�klar� hafif�e yukar�ya do�ru b�k�k, incecik belli ve orta boylu bir zatt�.

At�ndan atlay�nca bana bir �ey sormadan ve s�ylemeden sa� eliyle d�rb�n�n� ald� ve ufku taramaya ba�lad�. Eldivenli olan sol elinde g�m�� kabzal� bir k�rba� vard�. Bir tarafta d��man�n yakla�an donanmas�n� g�zetlerken sol elindeki k�rbac� ile hafif hafif getrlerine vuruyordu. Getrleri ile ayakkab�lar�n�n ve mahmuzlar�n�n temizli�i bilhassa dikkatimi �ekti.

D�rb�n� bir ara g�zlerinden �ekti. Kendimi takdim etmek f�rsat�n� buldum. G�zlerine bakt�m. O g�ne kadar tesad�f etmedi�im bir tesir alt�nda kald�m.

O g�zlerde �im�ekler �ak�yordu sanki... Bir iki defa daha d��man donanmas�na bakt� ve s�yledi�i tek c�mle �u oldu;

- Bu g�nk� geli� ba�ka geli�tir.

Seri bir hareketle elimi s�kt�. �abuk bir hareketle at�na bindi. D�rt nala uzakla�t�.

- Bu zat kimdi? diye arkas�ndan baka kald�m. Sonra bu tok s�zl�, insan� her hareketiyle tesir alt�nda b�rakan yarbay�n Mustafa Kemal oldu�unu arkada�lar�mdan ��rendim.

Said Arif Terzio�lu, �nsanc�l Atat�rk

ADAM OLMAK

Bir g�n mecliste, halk partisi t�z��� konu�uldu�u zaman, hoca milletvekillerinden biri k�rs�de a��r tenkitlerde bulunuyordu. Tenkitler hi� de ho�a gidecek �eyler de�ildi.

Hoca bir aral�k:

- Bu "asri" kelimesi ne demektir? deyince, Mustafa Kemal, reislik makam�nda oturdu�unu unutarak, yukardan hatibe do�ru e�ilerek:

- Adam olmak demektir, hocam adam olmak... demi�ti.

Do�rusu b�t�n ink�lap program�n�n da �zeti bu idi.

F. R�fk� Atay, �ankaya

�NSAN, ASKER VE BABA Atat�rk

 Asker, politikac� Atat�rk ayn� zamanda iyi bir de baba idi. �ocuklarla yak�ndan ilgilenirdi. Bilhassa askeri okullar�n talebeleri en �ok ilgilendi�i ki�ilerdi.

1929 y�l�n�n bir sonbahar�n trenle �stanbul'dan Ankara'ya d�n�yordu. �zel tren Hereke istasyonunda k�sa bir duru� yapm��t�... Birden Ata'n�n g�z� istasyon meydan�nda silah �atm�� istirahat eden er k�yafetli gen�lere ili�ti. Ve bunlar� bir el i�areti ile yan�na �a��rd�. Ko�u�tular, trenin bir ad�m yak�n�nda levent v�cutlar sanki birden �ak�l�p kald�lar. G�zleri atalar�ndayd�. Bir emir bekliyor gibiydiler.

- Siz kimsiniz ne yap�yorsunuz burada?

Hepsi bir a��zdan g�k g�r�lt�s�n� and�ran bir hayk�r��la cevaplad�lar.

- Harbiye Stajeriyiz pa�am, manevraya gidiyoruz.

Fazlaca m�tehassis olan Atat�rk;

- Bu k�sa duraklamadan faydalanarak size baz� �eyler s�ylemek isterim! dedi. Bir an g�zlerini onlar�n �zerlerinde gezdirdi ve ��yle devam etti,

- Madem ki, zabit olacaks�n�z mesle�inizin size y�kledi�i sorumlulu�u m�drik olarak �al���n. Kendinizi gelece�e ona g�re haz�rlay�n, T�rk tarihini tetkik ederseniz g�receksiniz ki bu millet ne zaman y�kseldi ise T�rk subaylar�n�n omuzlar�nda y�kselmi�, ne zaman d��m�� ise zabitlerinin �izmeleri alt�na d��m��t�r.

Harbiye talebeleri Ata'n�n bu nasihat�n� b�y�k bir dikkatle ve "haz�r ol" vaziyette dinlediler. Atat�rk'�n g�zleri denize dalm��t�. Tekrar a��r d���ncelerden s�yr�l�r gibi bir hareket yaparak.

- "Sizin bir mar��n�z var, onu bana s�yleyin� dedi, mar� bitince geri d�nd� ve arkas�nda bekleyenlere bir �eyler s�yledi. Ko�u�malar oldu. Atat�rk tekrar pencereden d��ar�ya uzand��� zaman elinde b�y�k�e bir paket vard�. Tren a��r a��r hareket ederken Atat�rk gen�lere hitaben ��yle diyordu;

- "Size bir �eyler ikram etmek isterim. Kusura bakmay�n, yol hali ba�ka bir �eyim yok. Belki hepiniz sigara i�miyorsunuz, belki bir k�sm�n�z i�iyor, bir k�sm�n�z i�miyor, ama bu sigara benim sigaramd�r. Bundan hepiniz i�eceksiniz. Say�lar� az oldu�u i�inde tabirimi mazur g�r�n onlar� nefes nefes i�menizi isterim."

Gen� Harbiyeliler hep bir a��zdan "Sa�ol Pa�am" diye ba��rd�lar ve Ata'n�n att��� paketi havada kapt�lar.

Ata�n�n bu s�zleri �zerinden 33 y�l gibi �ok uzun bir zaman ge�mesine ra�men o g�nleri ya�ayanlar�n kulaklar�nda ��nlamaktad�r.

- "Nefes, nefes i�menizi isterim!"

Tren uzakla�t�ktan sonra uzun uzun Ata'n�n ard�ndan bakan bizler, ne demek istedi�ini ��zmeye �al���rken bir kar���kl�k oldu ve sigaralar kap���ld�.

Bunlardan �� tanesi g. M. K. (Gazi Mustafa Kemal) markal� sigara bana bu hat�ray� nakleden Emekli Albay Fuat Ulu�'un en k�ymetli hat�ras� olarak s�ylenmektedir.

Sait Arif Terzio�lu, �nsanc�l Atat�rk

D��MAN DA KAHRAMAN

Birg�n �anakkale�ye giden bakanlardan birine Atat�rk ��yle dedi:

- Orada Mehmet�ik an�t�n�n ba��nda �ehitleri anacaks�n�z. Siz olmasayd�n�z, siz g���slerinizi �elik kalelere kar�� siper etmeseydiniz, bo�az elden gider, �stanbul elden giderdi diyeceksin.

- Evet efendim.

- �anakkale'de yaln�z bizim �ehitlerimiz yok. Bu topraklar �zerinde kanlar�n� d�ken insanlar� da o kahraman d��man sava���lar�n� da sayg�yla anacaks�n.

Bakan�n ricas� �zerine bu son s�ylenecekleri Atat�rk'�n kendisi haz�rlam��t�r. Nutuk �udur:

"Bu memlekette kanlar�n� d�ken kahraman, burada bir dost vatan�n topra��ndas�n�z. Huzur i�inde uyuyunuz. Sizler Mehmet�iklerle yanyana koyun koyunas�n�z. Uzak diyarlardan evlatlar�n� harbe g�nderen analar! G�zya�lar�n�z� dindiriniz; evlatlar�n�z bizim ba�r�m�zdad�r, huzur i�indedirler. Onlar bu toprakta canlar�n� verdikten sonra art�k bizim evlad�m�z olmu�lard�r."

Bu nutku yabanc� gazeteler haber ald�ktan sonra, haftalarca, aylarca Avusturalya'dan, Yeni Zelanda'dan sevgi minnet mektuplar� ya�m��t�.

F. R�fk� Atay, Hat�ralar 

B�R RESSAMLA KONU�MA

Y�llar sonra bir ressam, Mustafa Kemal'e Sakarya Sava���n� g�steren bir tablo hediye etti. Kendisi, �n planda ya��z bir sava� hayvan�na binmi� olarak g�r�n�yordu. Ressam, tebrik beklerken, birdenbire Mustafa Kemal'in "Bu tabloyu kimseye g�stermeyin" demesi �zerine �a��r�p kald�. Kimse ne s�yleyece�ini bilemiyordu. Mustafa Kemal a��klad�:

- "Sava�a kat�lm�� olan herkes bilir ki, hayvanlar�m�z bir deri, bir kemikten ibaretti, bizimde onlardan arta kal�r yan�m�z yoktu. Hepimiz iskelet halindeydik. Atlar� da, sava���lar� da b�yle g��l� kuvvetli g�stermekle Sakarya'n�n de�erini k���ltm�� oluyorsunuz dostum."

Beh�et Kemal �a�lar, Atat�rk Denizinden Damlalar

D�NLER�M

Bir g�n Atat�rk'e kuvvetinin s�rr�n� sordum;

- Durur dinlerim... dedi, sonra tekrar etti.

- Dinlerim ve sustu.

Noelle Roger, Olaylar Ve Atat�rk, TSK Mehmet�ik Vakf� Yay�n�

BABALIK DUYGUSU

D���n, o'nun varl��� ile son s�n�r�na ula�an bir ne�e i�inde ge�mi�ti. Ata ayr�lmak �zere aya�a kalk�nca kendisini u�urlamak i�in halk iki s�ra diziliverdi. Sevecen bak��lar�n� sa�a sola y�nelterek yava� yava� ilerlerken bir yerde duraklad�, sonra durdu, elini yedi sekiz ya�lar�nda bir k�z �ocu�unun ba��na uzatt�.

�ocu�un arkas�nda yer alan ve anas� ile babas� olan �ifte yava��a seslendi: "�peyim mi?

Herkesi derinden duyguland�ran bu iste�i ana baban�n nas�l yerinde bir minnetle kar��lad�klar� kestirilebilir.

Atat�rk �ocu�u iki eliyle kald�rd�, �pt� ve yere b�rakt�. Fakat sahne bununla kapanm�� olmad�.

Uyan�k ve duygulu �ocuk : "Ben de �peyim ne olursunuz Atat�rk" diye direndi.

Ata, belki de hi� ummad��� halde kendisine babal�k mutlulu�u tatt�ran bu i�ten davran���, �ocu�u bir daha yerden alarak y�z�ne yakla�t�rmakla kar��lad�.

Bilmiyorum, halk bu dokunakl� sahneyi, g�zleri ya�l� alk��layarak kutlu k�larken, o �elik iradeli insan�n da iki damla g�zya��n� tutamad���n� g�rebilmi� mi idi?

Mehmet Ali A�akay, Atat�rk'ten 20 An�

ATANIN ANAFARTALAR'DAN B�R ANISI

Atat�rk Anafartalar'da d��man� �a�k�na �evirirken gerektik�e hasm�n�n durumundan bilgi edinmek i�in "bir dil yakalay�n!" der, Mehmet�ikler de ne yap�p yap�p kar�� taraftan bir asker yakalar getirirlermi�.

Bir g�n getirilen dilden gerekli bilgiler al�nd�ktan sonra ata sormu�:

- Peki, sen yeni Zelandal�s�n madem, T�rklerden ne k�t�l�k g�rd�n ki vuru�mak i�in kalkm�� ta oralardan buraya gelmi�sin?

Yeni Zelandal�n�n bunu s�rf spor i�in yapt���n� ve kendisinin sportmen oldu�unu ���ngen bir tav�rla s�ylemesi �zerine Ata:

- �yi ama, sportmenli�in ne i�e yarad�? Baksana, bir erimizin �n�ne d��m�� kuzu kuzu buraya getirilmi�sin! Deyince tutsak �u kar��l�kta bulunmu�:

- Sizin eriniz spor kurallar�n� �ok kaba bir �ekilde �i�neyince ben ne yapabilirdim? Sportmen olmayan has�mlarla kar��la�aca��m� bilseydim hi� gelmezdim!

Me�er Mehmet�ik, Zelandal�y� en can alacak yerinden yakalayarak s�k�p bay�ltm��, av�n� ay�l�ncaya dek s�rt�nda ta��m��, sonra da elini �ekmeden T�rk siperlerine de�in s�rm��.

Ata bu �yk�y� anlat�r. Zelandal�n�n sportmenlik anlay���na, Mehmet�i�in de kulland��� pratik (!) usule g�lerdi.

Mehmet Ali A�akay, Atat�rk'ten 20 An�

YERE D��EN BARDAKLAR

Az �nce k�me k�me, birbirinden ayr�, birbirinden uzak birer alem ya�ayan bah�e halk� ans�z�n ortak bir topluluk gibi ayn� duygunun �evresinde birle�mi� oldu. Atat�rk'�n geli�i onlar� �ylesine b�y�lemi�, g�n�llerini o denli kayna�t�rm��t�. Onun toplay�c� g�c� kendini burada da g�stermi�.

Oraya Bo�azi�i mehtab�n�n tad�n� ��karmaya gelenlerin g�z�ne, o'ndan ba�ka her �ey art�k g�r�nmez olmu�tu. M�zik susmu�, �imdi herkes ok�ayan bak��larla o'na bak�yor, sesini duyurmak i�in konu�mas�n� bekliyor.

Oysa, kendisi birka� saat kendi kimli�inden ve �evresinden uzak, etiketsiz, protokols�z s�radan bir yurtta� �zg�rl���n� ya�amak i�in gelmi�ti.

Bakt� olmuyor. �stelik e�lencesini bir yana koyan halk�n kendisinden bir �eyler bekledi�ini de g�rmekte. Ata bir gence y�nelerek bu bekleyi�e son veriyor:

- Siz, delikanl�, ne i� yap�yorsunuz?

Delikanl� biraz �a�k�n, ama �ok mutlu, aya�a kalk�yor:

- Resim yapar�m, pa�am.

- G�zel. Demek sanat��s�n�z. �imdi bize sanat�n ne oldu�unu anlat�r m�s�n�z?

Gen�, sanat�n tan�m�n� yap�yor. Ata toplulu�a bakarak:

- Nas�l? Bu tan�m� nas�l buldunuz? Diyerek bir konu�ma a��yor.

M�zikle u�ra�t��� anla��lan ba�ka bir gen� kalk�yor, de�i�ik bir tan�m yap�yor. Bu akademik konu�ma umulandan �ok ilgi topluyor, tart��ma genelle�iyor s�z isteyenler parmak kald�r�yor. Derken konu de�i�iyor. Bu kez hukuk ele al�n�yor.

Herkes kulak kesilmi�, Atat�rk'�n bu konular �zerindeki d���ncelerini dinlerken araya beklenmedik bir olay giriyor. E�i ve �ocuklar�yla bir k��ede oturan ya�l�ca bir efendinin elinden nas�lsa bir bardak kurtuluyor ve o sessizlik i�inde kulaklar� irkilten �ang�rt� ile yerde par�alan�yor. Herkesin yerici g�zleri bu yak���ks�zl��� yapan�n �zerinde toplan�yor. Adamca��z nerde ise sakarl���n�n verdi�i utan�tan �lecek. Demeye kalmadan ikinci bir �ang�rt� bu kez bak��lar� kendi barda��n� da yere b�rakt�ktan sonra eli hen�z havada duran Ata'n�n g�len y�z� ve ho�g�r�rl�k ta��yan g�zleri �zerine �ekiyor.

Ve halk, bu davran��taki inceli�i kavrad���n� uzun, �ok uzun alk��larla anlat�yor.

Mehmet Ali Aakay, Aat�rk'ten 20 An�

YARALI MUSTAFA KEMAL

(Halide Edip Ad�var, orduya bir nefer olarak kat�lmay� istemi�. Bu iste�i ba�komutanl�k�a kabul olunmu� ve garp cephesine gidip kat�lmas� emri gelmi�. Sakarya meydan sava��n�n arifesindeyiz. Mustafa Kemal Alag�z k�y�nde, cephenin yan� ba��nda).

... Bir zabit beni Mustafa Kemal Pa�a�n�n karargah�na g�t�rd�. Solda toprak y���nlar�n�n alt�nda birka� evin ����� yan�yordu. Bir tek karanl�ktan geliyordu. O'da telefon servisini yapan bir askerin "inler, katranc�, inler, katranc�" diye bir k�yle muhaberesiydi. Sa� taraf bir �ukur, i�inden su ge�iyor. Arkas�nda �� ev daha var. Bu evlerin arkas�nda yine ���klar� yanan �ad�rlar; uzun ve sivri bir direk; telsiz tesisat�. K�y yollar� karanl�k ve �amur i�inde. Ay batm��, gece yar�s� oluyor. K���k bir tahta k�pr�y� ge�erek �b�r taraftaki eve gittik. Mustafa Kemal Pa�a'n�n muhaf�zlar� kap�da; onlardan biri beni yukar�ya ��kard�. Pa�a�n�n yaveri Muzaffer Bey beni Pa�a�n�n odas�na g�t�rd�. �ok ayd�nl�k ve tek l�ks lambas� olan bir Anadolu odas�.

Mustafa Kemal Pa�a, oturdu�u koltuktan g��l�kle kalkmaya �al��t�. ��nk� kaburga kemikleri hala a�r�lar i�indeydi. Pa�a�ya do�ru kalbimde mutlak, bir h�rmetle gittim. O m�tevazi odada b�t�n gen�li�in, "bir millet ya�as�n diye �lmeyi g�ze alan karar�"n� temsil ediyordu. Ne saray, ne ��hret, ne herhangi bir kudret, onun o odadaki b�y�kl���ne yakla�amaz. Gittim, elini �pt�m.

"Safa geldiniz han�mefendi" dedikten sonra bana bir sandalye g�sterdi. Ve Ankara hakk�nda havadis sordu. Ayn� zamanda tahta masan�n �zerindeki bir haritaya e�ilerek : durumu, d�rt ya��ndaki bir �ocu�un bile anlayabilece�i kadar a��k ve sade bir ifade ile anlatt�. ��te Sakarya k�vr�larak gidiyor. Nehrin etraf�na �zerlerinde k�rm�z� ve mavi ka��t kelebekler titre�en toplu i�neler konulmu�. E�er askeri durum hakk�ndaki duygular�m� Mustafa Kemal Pa�a'ya s�ylesem mutlaka g�lerdi. Yunan ordusu kocaman bir canavar gibi Ankara'ya yakla�m�� g�r�n�yordu. Buna muvazi olarak Sakarya'n�n do�usunda T�rk ordusu da k�vr�larak bu canavar�n Ankara'y� yutmas�na mani olmaya �al���yordu. Siyah canavar o kadar kocamand� ki, insana korku veriyordu.

"E�er Ankara'ya gider de bizi geride b�rak�rsa ne yapar�z?" diye sordum. Korkun� bir kaplan gibi g�ld�.

- "�yi yolculuklar efendiler" derim; arkalar�ndan vurarak onlar� Anadolu�nun bo�lu�unda mahfederim!

Halide Edip Ad�var, T�rk�n Ate�le �mtihan�

B�R G�N YANILMI�IM

�Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz�dir. �leri!� Emrinden ve b�y�k taarruz haz�rl�klar�ndan �nceki g�nlerdeyiz.

Mustafa Kemal Ke�i�ren�de yak�n adamlar�yla Ankara�da son gecesini ge�irdi. Ayr�ld��� zaman bir hayli yorgundu. Yan�ndakilere:

- �Taarruz haberini al�nca hesap ediniz. Onbe�inci g�n �zmir�deyiz� demi�ti.

�zmir�den d�n���nde kar��lay�c�lar aras�nda o gece beraber bulunduklar�ndan bir ikisini g�r�nce:

- �Bir g�n yan�lm���m!� dedi.

Falih R�fk� Atay

Atat�rk VE ANNES�

Bu ana; o�luna daha be�ik �ocu�u iken, vatan ve millet sevgisini telkin eden ninnilerden ba�lam��, O�nu her �a��nda ayn� akidelerle b�y�tm��, k�yde, �ehirde tahsile sevketmi� ilim ve irfan a��lam��t�. Yeti�en, mevkiini bulan halaskar o�lunu o, Mustafa kemal yapm��t�.

Anas�n� ziyaretlerinin her birinde Atat�rk o�nun m�barek elini b�y�k bir sayg�yla �perdi. Sonra anas�n�n kar��s�nda o b�y�k adam k���l�r Mustafa, hatta Mustafac�k olurdu.

�ankaya�da bu ana-o�ul g�r��melerinin birinde �ahit oldu�um bir vaziyeti, k�ymeti hudutsuz olan bayan Z�beyde�nin faal zekas�n�n bir numunesi olarak arz edece�im.

Atat�rk, anas�n�n elini �pt�. Bayan Z�beyde o�luna elini uzat�rken co�kun sevgisinin g�zlerinde toplanan b�t�n ifadesiyle Atat�rk�� ba�r�na basmak istiyordu. O�nu kucaklad�ktan sonra Aziz T�rk Milleti�ne e�siz bir halaskar kahraman veren ana olmak itibariyle gururlanmal�yd�. Fakat �yle olmad�, bahtiyarl���n� g�len ve �irin y�z�nden okurken o B�y�k T�rk Anas� kollar� aras�nda uzakla�an ci�erparesinin eline sar�ld�. Atat�rk:

- �Ne yap�yorsun anne� dedi. Elini �ekmek istedi.

Bayan Z�beyde, s�kunetle ve kat�i bir ciddiyetle:

- �Be senin anan�m, sen benim elimi �pmekle bana kar�� olan vazifeni yap�yorsun, fakat sen vatan� ve milleti kurtaran bir devlet reisisin. Ben de bu aziz milletin bir ferdiyim ve onun tebaas�y�m. Elini �pebilirim� cevab�n� verdi.

O�lunun elini �pmekten ziyade bayan Z�beyde, bu hareketiyle o�lunun mevkiinin en b�y�k ihtirama lay�k oldu�unu etraf�ndakilere i�aret ediyordu. B�y�k T�rk Anas� say�n bayan Z�beyde�yi ne zaman hat�rlasam g�zlerim ya�ar�r, O�nun buna benzer hat�ralar� �n�nde derin h�rmet duyar�m. Bu m�lakat sayesinde gerek O�nu ve gerekse o�lunu her ikisinin b�y�k terbiye ve nezaket kabiliyetlerini daha yak�ndan tan�m��t�m.

Cevat Abbas G�rer

Atat�rk VE ADALET

Bir�ok kimsenin d���nd�klerinin aksine Atat�rk�e ve istediklerine muhalif fikir s�ylemek kabildi. Hatta samimi olmak �art�yla makbuld�. O�nun her dedi�ine kavuk sallayan ekseriye kendi samimiyetlerinden ��phe edenlerdir. �u hikaye buna ne g�zel bir misaldir.

Atat�rk bir Bal�kesir seyahatinde kendisine Milli M�cadele�de yak�n hizmetler etmi� bir kimsenin m�racaat� ile kar��la�t�. Bir mevzuda haks�z olarak mahkum oldu�unu s�yleyerek �ikayet etti. Atat�rk:

- �Hakl�s�n, meseleyi ben de biliyorum� dedikten sonra refakatinde bulunan gen� bir adliye m�fetti�ini �a��rd�. Mevzuu anlatt� ve karar�n d�zeltilmesini istedi. M�fetti� hikayeyi dinledikten sonra:

- �Efendimiz, karar b�t�n adli s�ralardan ge�tikten sonra tekemm�l etmi� (yetkinle�mi�). H�km�n infaz�ndan ba�ka yap�lacak kanuni �are yoktur.

Atat�rk:

- �Ama ben s�yl�yorum bu i� haks�zd�r. ��nk� ben i�in usul�n� biliyorum, dedi.

Gen� adliye m�fetti�i �srar etti:

- Efendimizin bu beyan� kanun nazar�nda bir de�i�iklik yapamaz. Adliye vekaletinin de bir �ey yapmas�na imkan yoktur.

Ortada so�uk bir hava esti. �imdi bir f�rt�na kopaca��na h�k�m veriliyordu. Fakat, Atat�rk �ayan� hayret bir s�kunla sordu :

- Peki, bir adli hata olursa kanun bunun tashihini �ng�rmez mi?

M�fetti�:

- Yeni delille mahkemenin tekrar� istenebilir.

O vakit, Atat�rk, m�racaat eden zata d�nd�:

- Beni �ahit olarak g�ster. Onda yeni deliller oldu�unu haber ald�m diye iddia et. Ben mahkemeye gider ve �ahitlik ederim.

Sonra adliye m�fetti�ine d�nd�:

- Size te�ekk�r ederim, dedi ve m�racaat��ya da.

- Neden bana vaktiyle m�racaat etmedin? Zaman�nda gelir �ahitlik ederdim. Beyhude mahkemeleri de kanunu da i�gal etmezdin. Her vatanda�, hatta reisicumhur dahi olsa adalete h�rmetle m�kelleftir.

M�nir Hayri Egeli

Atat�rk VE BABA KAVRAMI

Diyarbak�r�da pa�a kumandand�. Ben de emir subay� idim. Babam, Pa�a�n�n i�ti�ini duymu�tu. �zinden d�nerken bana:

- Bir damla bile i�ersen hakk�m� helal etmem, dedi. D�nd�m. Karargaha vard���m ak�am Mustafa kemal Pa�a yak�n subaylar�yla sofrada oturmu� i�iyordu. Bana da bir kadeh koydular. Ben i�er gibi yap�p vakit ge�iriyordum. O vakit ba� yaveri olan Cevat Abbas, usulca Pa�a�ya e�ildi:

- Pa�am, Nesip i�miyor, atlat�yor, dedi.

O vakit Mustafa Kemal bana d�nd� kadehini kald�rd�:

- Nesip �erefine, dedi.

Ben k�pk�rm�z� olmu�tum. Pa�a sordu:

- Ne o bir mazeretin mi var?

- Pa�am diye cevap verdim. Sizin i�in can�m� feda ederim, yaln�z buraya gelmeden babam bana i�ki i�memem i�in yemin ettirdi de teredd�d�m odur.

Mustafa kemal o vakit:

- B�rak kadehi �yleyse, dedi. Baban�n emri, benim emrimden �st�nd�r. Seni taktir ettim. Babas�na hayr� olmayan�n, kimseye hayr� olmaz.

Mehmet Nesip Himalay

YANLI�LARIMI HALK D�ZELTS�N

Atat�rk bir g�n T�rkiye�ye ziyarete gelen yabanc� bir zatla Ankara palasta halk�n �n�nde ve aras�nda konu�urken ��yle demi�ti;

Ben d���ncelerimi daima halk�n huzurunda s�ylemeliyim. Yanl���m varsa, halk beni tekzip etsin.

Bano�lu, Niyazi; N�kte Ve F�kralarla Atat�rk, �stanbul 1967, C: 3, S. 5 - 6

ORDU VE POL�T�KA

Me�rutiyetin ilan� �zerine h�rriyeti sa�lamakta az veya �ok gayret g�stermi� olan subaylar, kendilerini birden bire politika i�ine yuvarlanm�� buldular. �st ve ast aras�nda orduyu ayakta tutan geleneksel sayg� ve disiplin de �ok azalm��t�. Bir g�n, �ok gen� bir ittihat�� te�menin, �mr�n� sava� meydanlar�nda ge�irmi� bir t�men kumandan�ndan bahsederken:

- Adam y�z�me dik dik bakt�. Fakat ben selam vermek bile istemedim. Dedi�ini yak�n bir arkada��m anlatt�. Ne ittihat ve terakki cemiyeti subaylara ve ne de subaylar, cemiyete s�z ge�irmez oldular. Genel merkez inisiyatifi kaybetti. ��nk� daha �nce de anlatt���m gibi ne bir program� ne de o program� uygulayacak lideri vard�. Talat (Pa�a) bir g�n bize:

- Vallahi, ben de �a��rd�m, kald�m. Suyun durulmas�n� bekliyoruz demi�ti. Olaylardan en ziyade, m�teessir olan Mustafa Kemal�di. �htilalden �nce yapt��� uyarmalar�n hi� bir etki yaratmam�� oldu�unu g�rm��, teess�r� b�sb�t�n artm��t�.

Diyordu ki:

- Ordu muhakkak ve derhal siyasetten �ekilmelidir. Aksi takdirde, bir kudret olmak vasf�n� kaybedecektir. Bu ise memleket i�in bir felaket olacakt�r.

Cebesoy, Ali Fuat; S�n�f Arkada��m Atat�rk, 2. Bask�, �stanbul 1981, S. 134 - 135

F�K�RLERE SAYGI

Ak�am Konya Valisi �zzet Bey, K��k�te bir ziyafet vermi�, yeme�e Konya Milletvekilleri de davet edilmi�ti. O zamanlar Atat�rk��n �zel kalem m�d�r� olarak gezide bulunan Hasan R�za (Soyak)��n bu yemekle ilgili bir hat�ras�n� buraya aynen al�yoruz:

Konya�da Atat�rk�e, halk taraf�ndan hediye edilmi� olan konakta - ki, �imdi vali kona�� olarak kullan�lmaktad�r- mebuslardan baz�lar�n�n da davetli olarak bulundu�u bir ak�am yeme�inde, milli m�cadeleden s�z a��lm��t�. Sofrada bulunanlar, o zamana ait hat�ralar�n� anlat�yorlard�. Atat�rk �ok ne�elenmi�ti. Bu tatl� sohbet en hararetli noktas�na geldi�i bir s�rada mebuslardan Refik Bey (Koraltan) Atat�rk�e hitaben uzun bir nutuk vermeye koyuldu; �zet olarak, �her �eyi yapan sensin, b�t�n varl���m�z� sana bor�luyuz; sen olmasayd�n, ba�ka hi� kimse, hi�bir �ey yapamazd�, bundan sonra da yapamaz. Allah seni ba��m�zdan eksik etmesin...� demek istiyordu.

Atat�rk��n ne�esi ka�m��, bunalmaya ba�lam��t�, bahsi kapatmak istedi:

�Beyefendi,� dedi, �b�t�n yap�lanlar, herkesten evvel B�y�k T�rk Milleti�nin eseridir. Onun ba��nda bulunmak bahtiyarl���na ermi� bulunan bizler ise, ancak onun �uurlu fedakarl��� sayesinde ve fikir ve iman birli�i i�inde m��terek vazife g�rm��, �ylece ba�ar� kazanm�� insanlar�z. Hakikat bundan ibarettir.�

Fakat Koraltan, alkol�n tesiriyle co�mu�tu, susmak niyetinde de�ildi, at�ld�: �Pa�am bu kadar y�ksek tevazua tahamm�l�m�z yoktur.�

Atat�rk art�k iyice sinirlenmi�ti; sesini biraz y�kselterek cevap verdi:

�Efendim; m�saade buyurunuz... Ortada tevazu filan yok... Ger�e�in ifadesi vard�r. Zat�alinize bir �eyi hat�rlataca��m; elbette dikkat etmi�sinizdir; ben �n�m�ze ��kan meseleler hakk�nda, her zaman uzun uzad�ya konu�ur, isti�arelerde bulunurum; herkesi s�yletir ve dinlerim. �tiraf edeyim ki, konu�ulacak meselelerin hal �ekilleri hakk�nda vaz�h bir fikre sahip olmadan m�zakerelere girdi�im olmam��t�r; bu konularda, ancak arkada�lar�m� yani sizleri dinledikten sonrad�r ki kanaate varm���md�r. Binaenaleyh tatbikatta oldu�u gibi, verilen kararlarda da hepimizin hissesi vard�r, bunu bilesiniz.�

Biraz sustuktan ve d���nd�kten sora devam etti:

��imdi mevzuun as�l ince noktas�na geliyorum; beyefendi; i�eride ve d��ar�da �ahs�ma kar�� suikastlar tertip edilmesinin sebep ve hikmeti nedir; hi� d���nd�n�z m�? Bu tertiplerin pe�inde ko�anlar�n benimle bir �ahsi al�p veremedikleri mi vard�r? O da de�il... Sizin s�zlerinizin de onlar�n sakat muhakemesine uygun oldu�unu bilmem fark edebiliyor musunuz?

�ok rica ederim beyefendi. E�er samimi iseniz; bu fikri kafan�zdan ��kar�n�z. Hatta b�yle d���nenlere rastlarsan�z, onlara da ayn� �eyi ihtar ediniz. Herkes milli vazife ve mesuliyetini bilmeli ve memleket meseleleri �zerinde o zihniyetle, d���n�p �al��may� itiyat edinmelidir.�

Sonra sofradakilere d�nd�:

�Efendiler,� dedi; �Size �unu s�yleyeyim ki, �nk�l�p�� T�rkiye Cumhuriyetini benim �ahs�mla kaim zannedenler �ok aldan�yorlar, T�rkiye Cumhuriyeti; her manas� ile, B�y�k T�rk Milleti�nin �z ve aziz mal�d�r. K�ymetli evlatlar�n�n elinde daima y�kselecek, ebediyen payidar olacakt�r. �imdi rica ederim art�k bu bahsi kapayal�m, bir daha da tekrar etmeyelim.�

�nder, Mehmet; Atat�rk Konya�da, Ankara 1989, S. 100

�V�LMEY� SEVMEZD�

Atat�rk bizden biridir.

Ulusuyla b�t�nle�me y�neliminin en tipik g�stergelerinden biri de �u k�sa �yk�de belirlenir:

�Cumhuriyetin onikinci y�l d�n�m� i�in bir s�ra d�vizler haz�rlanm��t�. Bunlar i�inde ��yleleri vard�: �Atat�rk bizim en b�y���m�zd�r�, �Atat�rk bu milletin en y�cesidir�, �T�rk Milleti as�rlard�r ba�r�ndan bir Mustafa Kemal ��kard�.�

Listeyi dikkatle g�zden ge�irdi. Bunlar ve bunlara benzeyenleri �izdi. Hepsinin yerine �unu yazd�: �Atat�rk bizden birisidir.�

Bano�lu, Age, S. 11

K�MSEY� UYANDIRMAK �STEMED�M

�zmir zaferinden sonra trenle Ankara�ya d�nm��t�. Vali daha �nceki istasyonlardan birinde kendisini kar��lama�a gitti:

- Nerededir? diye sordu.

- Daha giyinmedi. Dediler.

Vali Atat�rk��n ahbab� idi. Biraz teklifsizli�e vurarak kompart�man kap�s�na kadar gitti:

- B�sb�t�n ��plak de�ilsiniz ya efendim... dedi.

- Hay�r ceketsizim.

��eri girdi Atat�rk:

- Uyuyamad�m, dedi, battaniye yast�k koymam��lar. Koluma dayand�m, a�r�d�. Setremi yast�k yapay�m dedim, ���d�m. Uyuyamad�m kald�m.

- Peki ama efendim ni�in haber vermediniz?

G�l�mseyerek cevap verdi:

- Hepside benim kadar uykusuzdurlar. Rahats�z etmek istemedim.

Atay, Falih R�fk�, Baban�z Atat�rk, Bayrak, Atat�rk��l�k Nedir, Atat�rk Ne �di, �stanbul 1980, S. 106 - 107

�DEAL�ST

Erkan-� Harbiye Mektebi�ni bitirir bitirmez, staj bahanesiyle �am�da V. Ordu Merkezi�ne s�r�lm��t�.

O s�rada, mensup oldu�u s�vari alay�, Havran�da patlak veren bir isyan� bast�rmaya sevk edilirken, Mustafa Kemal, �am�da al�konmak istenmi�ti.

Bu hareket, �ok a��r�na gitti. K�tas�yla beraber sevkini istemek i�in, alay kumandan�na m�racaat etti. Alay kumandan�:

- Siz bu alayda stajyersiniz! Kumanda etti�iniz b�l���n as�l kumandan� vazifesi ba��na ge�mi�tir. Harekata o gidecektir. Zaten siz erkan�harp zabitisiniz. B�ylece �etin i�lere gelemezsiniz. Biz, sizi istirahat edin diye �am�da b�rakt�k. Merak etmeyin, maa��n�z verilecektir.

Deyince b�sb�t�n sinirlenmi�. F�rka kumandan�ndan da bir �ey ��kmayaca��n� d���nerek, Ordu Kumandan� M���r Hakk� Pa�a�ya ba�vurmak te�ebb�s�nde bulunmu�, fakat onun taraf�ndan da kabul edilmedi�ini g�r�nce, arkada�� M�fit�le beraber, atlar�na binerek, habersizce, Havran�a gitmi�ler, harekata i�tirak ederek yararl�klar g�stermi�ler.

�am�a d�n��lerinde, kar��la�t��� muameleyi bir t�rl� af ve hazmedemeyen Mustafa Kemal, bir g�n �ar��da dola��rken, tesad�fen girdi�i bir d�kkanda, tan��t��� -bu d�kkan sahibi- t�ccardan, -bilahare �orum mebusu olan- doktor Mustafa Cantekin ile ahbapl��� ilerletince, doktorun kendisine:

- �htilal yapmak laz�m!.. Bu idareden ba�ka t�rl� kurtulunmaz. Ben T�bbiye�nin son s�n�f�ndayken bu emeli takip etti�im i�in hapse t�k�ld�m, sonra, i�te b�yle s�r�ld�m. Benim kafamda bir�ok arkada�lar var. Behemehal ihtilal yapmak laz�m. Bu yolda �lmekten bile �ekinmem!.. Deyince, Mustafa Kemal�in verdi�i cevap:

- Hay�r, mesele �lmekle bitmez!... As�l, �lmeden evvel, idealimizi yaratmak, tahakkuk ettirmek ve yerle�tirmek �artt�r!..

Olmu�tu. Bu 1905 senesinde oluyordu. Ve o gece, orada, Mustafa Kemal, �� kafadar arkada��yla �nk�l�p yolundaki ilk ad�m�n� atarak, (vatan ve h�rriyet) cemiyetini kurmu�tu.

Bano�lu, Age, S: 72-73

JAPON VEL�AHDINA VER�LEN DERS

Japon Veliahd� gelmi�ti. B�y�k ve m�kellef bir ziyafet sofras�ndayd�lar. Atat�rk bir aral�k Japon tarihinden s�z a�t� ve bir meydan muharebesini anlatt�.

Japon Veliahd� hayret etmi�ti.

Atat�rk tarihten mitolojiye ge�ti ve yine Japon mitolojisinden konu�tu.

Veliahd�n a�z� a��k kalm��t�.

S�z edebiyata intikal etti. Gazi:

- Japon �iirinin d�nya edebiyat�nda �ok b�y�k yeri vard�r... Diyerek me�hur Japon �airlerinden m�sralar okudu.

Veliaht:

Bunlar� nereden biliyorsunuz? diye soramad�. Fakat Atat�rk��n bilgi ve haf�zas�na hayran kalm��, onun esiri olmu�tu.

Atat�rk hep b�yleydi. Herkesi kendine esir ederdi. Her �eyi planl�yd�. O, b�t�n bunlar�, veliaht gelmeden on g�n �nce terc�meler yapt�rarak ��renmi�, Japon Veliahd��na bu dersi vermeyi ve kendine hayran b�rakmay� kurmu�tu.

Niyazi 116-117

S�Z NAPOLYONA BENZ�YORSUNUZ.

Mustafa kemal, bu benzetmeyi reddetti ve:

- �Napolyon, arkas�na bir s�r�, muhtelif milliyetteki insanlar� toplayacak macera aramaya ��kt�. Ve bunun i�indir ki yar� yolda kald�. Ben bir anadan, bir babadan gelen karde�lerimle kendi vatan�m� kurtarmak davas� yolunday�m. Ve bu muhakkak ki muvaffak olaca��m!� Cevab�n� verdi.

Mustafa Kemal�in giri�ti�i m�cadeleyi hayret ve takdirle kar��layan Towsend, kendisine kar��s�ndaki d��man�n kudretini hat�rlatmak isteyerek:

- �Siz m�cadeleye mecbur oldu�unuz d��man�n ne kadar kuvvetli oldu�unu hesaba katm�yorsunuz. Bu d��man�n size her vas�ta ile, oturdu�unuz odadaki e�ya, yeme�iniz ve her �eyinizle bir fenal�k yapabilmesi ihtimali bile vard�r,� dedi.

Mustafa Kemal gayet sakin bir eda ile:

- �Evet, kar��mdaki d��man�n �ok kuvvetli oldu�unu biliyorum. Fakat insaniyeti m�dafaa eden kimseler �l�mle tehdit edilmelerine ra�men �lmezler ve ebediyen ya�arlar!� Cevab�n� verdi.

Sabaha kar�� m�zakere bitti�i vakit b�y�k bir hayranl�kla Mustafa Kemal�den ayr�lan Towsend, refakatindeki memur T�rk subay�na:

- �Ben �imdiye kadar 15 h�k�mdar ve cumhurba�kan� ile �zel ve resmi konu�malar yapt�m. Bu geceki kadar ezildi�imi hat�rlam�yorum. Mustafa Kemal�de b�y�k bir ruh kudretinin esrar� var, � dedi.

Bano�lu, Age, S:126

RE��D GAL�P��N KAFA TUTMASI

Dolmabah�e Saray��nda, bir ak�am Dr. Re�it Galip merhum, maarif meselelerini tenkit ederken, milli e�itim bakan� Esat Bey hakk�nda biraz sert bir lisan kullan�yor. Atat�rk:

- �Re�it Galip, Esat Bey benim hocamd�r. Soframda hocam hakk�nda b�yle konu�man� istemem�.

Deyince Re�it Galip teredd�ts�z:

- �Buras� sizin de�il, milletin sofras�d�r. Vak�a biz sarayday�z ama, hocan�z sultan hocas� de�ildir. Cumhuriyette tenkit serbesttir, diye ba�lay�nca Atat�rk:

- �Sofradan kalk! Emrini veriyor. Re�it Galip hi� ald�rmay�nca, Ata:

- �O halde ben kalkar�m, diye sofray� terk ediyor. Sofradakiler de da��lmaya haz�rlan�rken, yaver �u emri getiriyor:

- �Cumhurba�kan� hazretleri kendileri varm�� gibi sofran�n devam�n� rica ediyorlar�.

Ertesi sabah Re�it Galip, Ankara�ya hareket ediyor. Fakat aradan �ok ge�meden Milli E�itim Bakan� oluyor.

Bano�lu, Age, S:235

HALKIN NE�ES�N� H�� B�R ZAMAN BOZMAMALI

Milli M�cadele�den sonra �zmir�i ziyaret ediyordu. Naim Palas otelinde bir ziyafette bulunuyorduk. Ba�ka bir otelin bah�esinde �alan bandonun derhal getirtilmesini emretti. Biraz sonra, kendisine, emirlerini ni�in yerine getirmedi�imi �u suretle izah ettim:

- �Pa�am, halk bandonun etraf�na toplanm��, ne�e i�inde dans ediyor ve e�leniyor. Bunu bozmak istemedi�im i�in bandoyu getirtmedim. Af buyurunuz!�

Bir an d���nd�. �isabet ettin, dedi. Hi� bir zaman ve hi� bir surette halk�n ne�e ve huzurunu bozmamak laz�m.�

Bano�lu, Age, S:367

L�DER VE HUKUK PRENS�B�

Ankara Hukuk Fak�ltesi�nin a��l���nda, Atat�rk �u hitabede bulunmu�tu:

- �Cumhuriyetin m�eyyidesi olan bu ilmi m�esseseyi a�t���m �u anda duydu�um zevk-i maneviyi hi� bir te�ebb�s�mde duymad�m...�

Bir ak�am yeme�i toplant�s�ndayd�. Kendisinin bu s�zleriyle, Nopolyon�un Saint-Helene�de s�rg�nde s�yledi�i s�zlerle kar��la�t�rmak istedim.

- �Pa�am, dedim; Nopolyon da: (Hakiki zaferim, �imdiye kadar kazand���m 40�tan fazla meydan sava� de�ildir. ��nk�, bir zaferim var ki, onu hi�bir kuvvet silemeyecektir. O da, benim eserim olan ve ebediyen ya�ayaca��na inand���m Kanun-u Medeni�dir.) demi� ve hukuk anlay���n� d�nyaya ilan etmi�tir. Ama bir fark var: Siz hukuki d���ncenizi, bir askeri zaferden sonra ilan ediyorsunuz; Nopolyon ise bu s�zleri esaretle s�ylemi�tir. Binaenaleyh, onun samimiyetini beni ��pheye d���r�yor.�

Pa�a:

- ��ocuk, dedi. Tutuklu olmas�na ra�men belki Nopolyon da bu s�zlerinde samimiydi. Hukuk prensiplerini ihmal ve ihlal eden ve buna k�ymet vermeyen liderler, kurduklar� rejimi ya�atamazlar.�

Bano�lu, Age, S:456

TIP �YLE S�YL�YORSA, PEK�!...

Atat�rk�e b�brek sanc�s� gelmeden, kendisini muayene eden doktor Profes�r Sabit Erdelhum anlat�yor. Atat�rk zahmet etti�inden dolay� kendisine te�ekk�r ettikten sonra:

- �Bilgili muayene ve elkoymalar�n�za haz�r�m doktor!...� buyurdular. Muayeneleri bittikten sonra sordular:

- �Nas�l buldunuz, doktor...�

Te�hisim �z�c� de�ildi. Fakat kendilerine baz� baz� ���tlerde bulunmaya t�bbi zorunluluk vard�. Keyfiyeti kendilerine arzetti�im zaman, tatl� tatl� g�ld�ler ve bilhassa neyi ���tlemek istedi�imi sordular. Bu defa Gazi�ye ben sordum:

- �Ak�amlar� iki �� kadeh atar m�s�n�z, pa�am...�

Atat�rk bir s�re durdu, sonra gelerek �u cevab� verdi:

- �Evet, al�r�m ama, sordu�unuz kadeh adedine bir s�f�r eklemek suretiyle...�

Bu cevap beni endi�eye sevketmi�ti. �ki �� kadehin �n�ne s�f�r koydu�umuz zaman 20, 30 kadeh ederdi. Verilecek cevap ve ���d� tasarlamaya �al���rken Gazi sordu:

- �Niye sustunuz, doktor...�

�u cevab� verdim:

- �Susmad�m, pa�am. �u k�sa s�kutum emin olun bir �z�nt� ifadesidir.�

- �O halde doktor, kesin ���d�n�z� ��renmek isterim?�

- �O halde, pa�am, m�saade-i devletinizle arz edeyim ki, o iki �� kadehin �n�ne konan s�f�ra izin veremeyece�im.�

Boyunlar�n� b�kt�ler ve aynen ��yle dediler:

- �Acayip!.. Demek bu ���tte direniyorsunuz?�

- �Evet sayg� de�er pa�am, direniyorum.�

- �Demek bu s�f�r ekleme meselesine isminiz gibi sabit kademsiniz?�

- �T�p �yle s�yl�yor pa�am, emir ve irade sizin... Biz sadece t�bbi g�revimizi yap�yoruz.�

��te bu s�rada b�y�k Ata�n�n g�zleri �im�ek gibi bir defa �akt� ve bulundu�umuz odan�n duvarlar�nda dola�maya ba�lad�. Bir s�re sonra o emsalsiz bak��lar�n bir levhaya tak�ld���n� g�rd�k. Gazi Mustafa Kemal eliyle bu levhay� i�aret ederek:

- �Evet doktor, dedi hakl�s�n...�

Odadaki levhada �u c�mle yaz�l�yd�:

- �Hak belledi�in yolda gideceksin.� Huzurlar�nda h�rmetle e�ildim ve tekrar teyyiden arz ettim:

- �Evet pa�am, biz doktorluk g�revimizi yap�yoruz.�

Beni b�y�k iltifatlar�yla mahcup eden kahramanlar kahraman�, sonralar� ��rendim ki bu kadehlere s�f�r koymamak bahsinde en ne�eli anlar�nda bile sofralar�nda bulunan zevata:

- �Doktorluk g�revine kar��ma yok!...� buyurarak kadeh atmadan perhiz ederlermi�.

Bano�lu, Age, S:457

Atat�rk�E �PA�A� D�YEN KAYMAKAM NASIL AZARLANDI.

Atat�rk bir gece sabaha kar�� ani bir kararla ve habersiz olarak Alanya�ya ��km��t�. Sabah�n ilk saatleri... Be� ki�ilik bu gurup, s�cak bir �ey i�ecek, t�ra� olacak bir yer ar�yorlar. Bu s�rada bir jandarma eri, kendilerini tan�y�p kaymakam� durumdan haberdar ediyor. Kaymakam aya��na pantolonu, s�rt�na redingotu, ba��na melon �apkay� ge�irip ko�uyor. Fakat y�z� bir hayli t�ra�l�d�r. Heyecan ve �a�k�nl��� kaymakam�n her halinden bellidir.

�imdi f�kran�n �z�n� say�n Ali K�l��tan dinleyelim:

- �Kaymakam�n gayet sade ve samimi hali, heyecan ifade eden g�r�n��� Atat�rk��n pek ho�una gidiyordu. Atat�rk �ok keyifli ve ne�eliydi. Ara s�ra kaymakamla �akala��yordu. Bir aral�k kaymakam bir �ey anlatmaya ba�lad�.

- �Pa�a hazretleri!...� Diye hitap ederken, Atat�rk:

- �Kaymakam Bey, B�y�k Millet Meclisi�nin pa�al�k, beylik, efendilik gibi unvanlar� bir kanunla kald�rm�� oldu�unu biliyor musun?

Sonra bizi g�stererek ilave etti:

Bu arkada�lar milletvekilidir. ��i�leri bakan�ndan soruda bulunurlarsa ne yapacaks�n? Deyince, kaymakam bu �akay� da ciddiye alm�� ve:

- ��u halde size ne diye hitap edeyim?� diye sormu�tu.

Kaymakam�n bu hali Atat�rk��n �ok ho�una gitmi�, �ok g�lm��lerdi.

Bano�lu, Age, S:478

�HT�SASA H�RMET ED�N EFEND�LER!..

Atat�rk�e son model bir radyo hediye edilmi�ti. O ak�am radyoyu dinlemek ister, fakat oradakiler kar��t�rd�k�a acayip sesler ��kar, bir t�rl� radyo i�lemez. Atat�rk Kenan Bey�i (Erginsoy) �a��rmalar�n� emreder. Kenan Bey gelir. Birazda tesad�f�n yard�m� olacak, radyonun d��mesini �evirir �evirmez g�zel bir melodi duyulur. Atat�rk:

- �Efendiler�, der, �Bu radyo hepimize bir ders verdi. Her �ey, ancak uzman�n�n elinde k�ymet buluyor. �htisasa h�rmet edin efendiler!.. Bilgiye sayg� g�sterin!..�

Bano�lu, Age, S: 546

Atat�rk VE K�N

Atat�rk��n asla kini yoktur. Bir kimseye ne kadar k�zarsa k�zs�n, bir s�re sonra affeder, onlar� unutur, bir daha tekrar edilmesini ile arzu etmezdi. Bu y�zden civar�ndakilerden bir�oklar� zaman zaman g�zden d��er, sonra yeniden affedilir, yeniden eski mevkiini al�rd�. Fakat, asla g�z yummad��� �ey, bir kimsenin ekme�iyle oynanmas�yd�.

Yeni harflerin en b�y�k taassupla takip edildi�i bir devirde bir seyahati esnas�nda bir h�k�met b�rosuna girdi. A�t��� bir defterde ir deste eski harflerle yaz�lm�� notlar ve ka��tlar buldu. Defterin sahibi ya�l� bir memurdu.

Atat�rk, hayat�nda ender rastlanan bir hiddetle memurdan ba�lad�. Amirde bitirdi, hepsini kovdu. D��ar� ��karken de:

Bunlar mikroptur, efendim! Milli b�nyenin iyili�i nam�na temizlemeli!.. Diye ba��rd�.

Ak�am oldu. Vilayet kona��nda bir ziyafet vard�. Bir aral�k s�z yine yeni harflere geldi. Atat�rk, valiye sordu:

- �Bug�nk� yobazlara ne yapt�n?�

Vali:

- �G�revlerine son verdim, pa�am. Esasen �cretli hizmetlilerdi�.

Atat�rk duraklad�. Sonra usulca:

- �O olmad� i�te!...� dedi. �Bu adam kabahatli, muhakkak!.. Fakat, �olu�u �ocu�unun su�u ne?... Onlar� a� b�rakmaya hakk�m�z yok. Onu g�revine usulca iade et!.. Biz adamlar� cezaland�rmay�z, ama ekmekle oynamak do�ru de�ildir!...�

Bano�lu, Age, S: 354

BASKIN, ZAFER ���N B�R�NC� ANAHTARDIR

Olay, Harp Okulu�nda ge�mi�tir:

��retmen c�mlesini hen�z bitirmemi�ti ki, kap� birdenbire a��larak Atat�rk yanlar�nda yaverleri oldu�u halde s�n�fa giriyor.

��retmen:

- �Kalk!..� diye ba��r�yor.

B�t�n ��renci �elik yaydan f�rlayan ok gibi aya�a kalk�yor. Atat�rk yava� yava� k�rs� taraf�na giderek oturmalar�n� emrediyor. ��retmen, kendisini taktim ettikten sonra anlatt��� dersin konusunu k�saca izah ediyor.

Atat�rk, geli�i g�zel bir ��rencinin yan�na oturuyor ve ��retmenin dersine devam etmesini istiyor.

On dakikal�k bir zaman ge�iyor. S�n�f�n tavan�nda bir nevi al�c� ve verici tertibat bulunan ve do�rudan do�ruya okul komutan� odas�yla irtibatland�r�lm�� bir �e�it radyo i�lemeye ba�l�yor. (��renciler aras�nda ona espiyon ad� verilmi�tir.) g�r�lt�ler aras�nda okul komutan�n�n sesi duyuluyor:

- �O k�s�mda hangi ��retmen var?...�

��retmen hemen cevap veriyor:

- �Harp Tarihi ��retmeni Kurmay Bnb. ...�

- �Atat�rk s�n�flara girdi�i zaman tekmil verilecek ve anlat�lacak ders k�saca kendisine izah edilecektir�.

- Atat�rk �u anda s�n�fta bulunmaktad�r komutan�m!...�

��retmen cevap verince makina kapan�yor. Bu olaya Atat�rk hi� sesini ��karm�yor, ��retmende anlatmas�na devam ediyor.

Lakin b�t�n ��renciler hayretler i�erisindedir. Nas�l olmu�tu da Atat�rk i�in bu kadar tertibat alan okul komutan�n�n O�nun geldi�inden haberi olmam��t�?... Biraz sonra okul komutan� da yava��a s�n�fa giriyor, kap� yan�nda ayakta duruyor. Korku ve heyecandan sapsar� olmu�tur. Atat�rk��n geldi�imden nas�l haberim olmad�, nereden ve nas�l geldi? Der gibi bir ��retmene, bir de ��rencilere �a�k�n �a�k�n bak�yor.

Atat�rk a��r a��r oturdu�u s�radan kalk�yor ve k�rs�ye geliyor:

- �Arkada�lar�, diyor. �Afyon taarruzunu bask�n ile nas�l kazand���m�z� ��retmeniniz size detaylar�yla anlatt�. Yunanlar alt� ayda ge�ilmesi imkans�z dedikleri mevzilerini alt� saatten daha k�sa bir s�rede yarmaya muvaffak olu�umuzun s�rr� bundan ba�ka bir �ey de�ildir... �u anda sizin yan�n�za geli�imde bir bask�n sonucudur. Bunun etkisini sizlere b�rak�yorum. Yaln�z �unu unutmay�n�z ki: �bask�n zafer i�in birinci anahtard�r.��

Bano�lu, Age, S:489

TAM�MLE DEVR�M OLMAZ

1924 y�l�n�n ilkbahar�ndayd�. Erzurum ve Pasinler de depremde bir�ok k�ylerin evleri y�k�lm��t�. Zarar g�ren halkla g�r��mek i�in Pasinler�e gelen ata, halk�n i�inden ihtiyar bir k�yl�y� �a��rd�:

- �Depremden �ok zarar g�rd�n m�, baba?� diye sordu. Ata, ihtiyar�n ��phesini g�r�nce, tekrar sordu:

- �H�k�met sana ka� lira verse, zarar�n� kar��layabilirsin?�

�htiyar, K�rt �ivesiyle:

- �Valle pedi�eh bilir�, dedi!

Atat�rk g�l�msedi. Yumu�ak bir sesle:

- �Baba, padi�ah yok; onlar� siz kald�rmad�n�z m�?�

- �S�yle bakal�m, zarar�n ne?�

- �Padi�eh bilir!...�

Bu cevap kar��s�nda ka�lar� �at�lan Ata, kaymakama d�nd�:

- �Siz daha devrimi yaymam��s�n�z!� dedi.

Bu s�rada g�revini ba�arm�� insanlara �zg� a��r ba�l�l�kla ortaya at�lan tahrirat katibi:

- �K�ylere genelge yollad�k pa�am�, dedi.

Atat�rk��n f�rt�nal� y�z�, daha �ok kar��t�:

- �O�lum�, dedi, �Genelgeyle devrim olamaz!...�

Bano�lu, Age, S:352

Atat�rk��N EN SEV�N�L� DAK�KALARI

Rahmetli Tahsin Uzer�in an�lar�ndan:

Atat�rk, Trabzon�da b�t�n mallar�n� millete ba���lad��� g�nd�:

- �Hayat�m�n, hat�rlayabildi�im en sevin�li dakikalar�n� ya��yoruz!� dedi.

G�zlerini salonun i�inde dola�t�rarak ekledi:

- �Y�llarca �nceden d���nd���m bu i�i, Trabzon�da tamamlamak mukaddermi�!...�

Bano�lu, Age, S:567

D��MANIN �N�NDEN D��MAN G�B� GE�MEK �STER�M!

Atat�rk bir torpido ile seyahat ediyordu. Gece olmu� ve geminin b�t�n ���klar� yak�lm��t�. Bir adan�n �n�nden ge�erken Atat�rk, gemi s�varisini �a��rd� ve ona �u emri verdi:

- �Geminin b�t�n ���klar�n� s�nd�r�n�z!...�

Emrin niteli�ini kavrayamayan kaptan:

- �Aman Ata�m, bu ancak sava� ilan edilmi� memleketlere kar�� yap�lmaz m�?� diye kar��l�k verince, koca ata g�rleyiverdi:

- �Bilmiyor mu zannediyorsun? Sana verdi�im emri yap! D��man�n �n�nden d��man gibi ge�mek isterim!...�

Geminin ���klar� hemen s�nd�r�lm��t�.

Faik T�rkmen, Bano�lu, Age, S:121

S�Z�N�N ER�

 �cra vekilleri heyeti ba�kanl��� (ba�bakanl�k) konusunda bir konu�ma:

Mustafa Kemal Pa�a beni meclisteki odas�na davet etti:

- �Rauf karde�im� dedi. �Ni�in kabul etmiyorsun? G�r�yorsun ki meclis senin �zerinde duruyor. Ba�ka birini se�mek istemiyor. Anar�i olacak. Kabul etmeyi�inin sebebi nedir.�

- �S�yleyeyim pa�am�, dedim. �Ben bu g�revi kabul edersem, sen yine benim i�ime kar��acaks�n. Bende buna katlanamayaca��m ve �ekilmek zorunda kalaca��m. Halbuki, benim iman�m, bu ordular�n ba��nda bu milletin kurtaraca��n merkezindedir. Bu y�zden seninle anla�mazl��a d��meyi kesinlikle kabul edemem.�

Mustafa Kemal son derece samimi bir davran��la:

- �Karde�im, ben namussuz muyum?� deyince hayret ettim.

- �Ben b�yle bir �ey s�ylemedim.�

- �O halde, sana namusumla s�z veriyorum; Heyeti Vekile Reisleri�ni (Ba�bakanl��a) kabul et, h�k�met kur senin hi�bir i�ine kar��mayaca��m.� dedi. Ger�ekten dedi�ini yapt�.

Ar�burnu, Kemal; Atat�rkten Hat�ralar, Ankara 1976 S: 305

KANUN ADAMI

Sava��n ortalar�nda Binba�� Yakup Cemil (Bab�ali bask�n�nda Naz�m Pa�a�y� �ld�ren) sava��n k�t� y�neltilmesinden ve memleketin felakete gitmesinden dolay� bir h�k�met darbesi yapma�a giri�ti. O gece Enver Pa�a�y� �ld�recekti ve kuraca�� h�k�met Mustafa Kemal Pa�a, Harbiye Naz�r� (Mili Savunma Bakan�) ve Ba�komutan Yard�mc�s� olacakt�.

Bir arkada�� h�k�mete s�r vermi�, Yakup Cemil idam edilmi�ti.

Atat�rk bana demi�ti ki;

Yakup Cemil, giri�imini ba�arsayd�, ben yine g�revi kabul ederdim. Fakat Harbiye Naz�r� olunca ilk i�im Yakup Cemil�i kur�una dizdirtmek olurdu.

Ar�burnu, Age, S: 306

LOZAN

�cra Vekili Heyeti Reisi (Ba�bakan) s�fat�yla Lozan�da Delegeler Kurulu Ba�bakanl����na tebrik telgraf� g�nderdikten sonra ertesi g�n Meclis Ba�kan� Ali Fuat Pa�a (Cebesoy) ile birlikte, �ankaya K��k��ne giderek, Mustafa Kemal Pa�a ile bulu�tuk. Yeme�i orada hep birlikte yedik. Sofrada Latife (U�akl��il) han�mda vard�. Bar�� sorunlar� konu�urken, Pa�a:

- �smet (�n�n�) de Londra�dan yola ��km��, geliyor, deyince, g�l�mseyerek:

- Evet �yle... Ben de m�saadenizle gidiyorum, dedim ve anlatt�m:

- Lozan�da yazd��� telgraflar ve ald��� durum dolay�s�yla, konu�tuklar�m�z belli... Ger�i onun yaln�z beni de�il, ta�lamalar�na sizi de, bakan arkada�lar� da ama� edindi�i ve zaman icab� bunu ho� g�rmemiz gerekti�ini s�ylemi�tiniz ama, ben ne olursa olsun, bir daha �smet Pa�a ile y�zy�ze gelmem ve art�k onunla imkan� yok �al��amam. Bar�� antla�mas�n� imzalam�� oldu�u gibi, bunu uygulama i�ini de ona b�rakmak do�ru olur d���ncesindeyim.

Mustafa Kemal Pa�a �a��rd�:

- Demek onu kar��lamaya gelmeyeceksiniz?

- Hay�r, dedim. Beni mazur g�r�n, bunca yersiz ta�lamalar�ndan sonra, art�k �smet Pa�a ile kar�� kar��ya gelemem... Yar�n Sivas�a se�im b�lgeme gidip biraz dinlenece�im. Zaten Meclis�te yok...

�z�ld� ve gayet samimi g�r�nen, yumu�ak bir sesle:

- Rauf�u�um, dedi, ne s�yleyeyim bilmem ki, hakl�s�n... Bu �evre adam� ahl�ks�z yap�yor.

- Pa�am, �z�lme, dedim, bir d�z�ne ahl�kl� adamla sen bu memleketi kusursuz y�netirsin.

Bu, Mustafa Kemal Pa�a ile son g�r��memiz oldu. Sofradan kalk�nca, biraz ayak�st�, fakat art�k bu konulara de�inmeden, g�r��t�k ve kucakla�arak vedala�t�k.

Ar�burnu, Age, S:306-307

G�REV ANLAYI�I

Mustafa Kemal, Birinci D�nya Sava���nda �anakkale, �ngiliz ve Frans�z donanmalar� taraf�ndan zorland��� zaman �stanbul�u kurtard�ktan sonra bu kurtulu�un ge�ici oldu�una inan�yordu. Almanya�n�n yenilgiye u�rayaca��na ve onun yan�nda T�rkiye�nin de tehlikeye d��ece�ini anlam�� bulunuyordu. Bunun i�in Almanya yenilmeden �nce Osmanl� Devleti�nin tek ba��na bar�� yapmas� �aresini d���n�yordu. Mustafa kemal bir g�n bu nedenle o zaman bahriye naz�r� olan Cemal Pa�a ile g�r��m�� ve amac�n� anlatm��t�r. Cemal Pa�a, bunun nas�l yap�labilece�ini sorunca, benim elimde bir ordu var, d��man� buradan kovan d��manlar gerekirse �stanbul �zerine y�r�r, problem halledilir, demi�tir.

Cemal Pa�a ba�lang��ta buna uyar gibi g�z�km��t�r. Yaln�z ba��na yar�� yapabilmek i�in de�i�ikli�i olacakt�. Yeni h�k�mette Cemal Pa�a Sadrazam, (Ba�bakan) Mustafa Kemal Harbiye Naz�r� (Milli Savunma Bakan�) olacakt�. Y�netimde devrim yap�lacakt�. Bu bi�imde aralar�nda s�zle�tikten sonra Cemal Pa�a korkmu�, verdi�i s�zden d�nm��t�r. S�z�nden d�nmekle beraber olay� Harbiye Naz�r� Enver Pa�a�ya duyurmu�tur. Mustafa Kemal bundan �ok s�k�lm��, hatta k�zg�nl���n� yenemeyerek Cemal Pa�a�y� d�elloya davet etmi�tir. Mustafa Kemal, Cemal Pa�a�dan �z�r dilemesini istiyor. Ko�ullar�n� s�yl�yor. Kar��t bir durumda rast geldi�i yerde Cemal Pa�a�y� vuraca��n� s�yl�yor. Olay bu durumda olunca Enver Pa�a da durumdan memnun olur. Gerek Mustafa Kemal�i, gerek Cemal Pa�a�y� kendisine rakip olarak g�rd��� i�in her ikisinden de bu suretle kurtulaca��n� hesap ediyordu. Bu durumda Mustafa Kemal�in eski arkada�� Fethi Bey (Okyar) araya giriyor. Cemal Pa�a, Mustafa Kemal�den �z�r dilemeye raz� oluyor. Mustafa Kemal, Beyo�lu�nda Perapalas oteline geliyor. Belirli bir saatte Cemal Pa�a da orada bulunur.

Mustafa Kemal�in saptad��� ko�ullar �er�evesinde kendisini kabul ediyor.

Olay bu suretle kapan�yor.

Gazi, yukar�da not halinde kaydetti�im an�lar�ndan s�z ettikten sonra kendisine �u soruyu sormu�tu:

- �Pa�am, �ayet cemal pa�a verdi�i s�zde durmu� olsayd� ne yapacakt�n�z?�

�u cevab� verdi:

- �H�k�meti de�i�tirecek, hemen itilaf devletleri ile iyi ko�ullar alt�nda bar�� yapacakt�m. Bu suretle sonradan ba��m�za gelen felaketlerin �n�ne ge�ecektim. O zaman yaln�z bir bela kalacakt�. O da saltanat ve sultanlar belas� ve o belay� da kesinlikle memleketin ba��ndan atacakt�m. Fakat onun i�in ba�ka t�rl� bir yola ba� vuracakt�m�.

Ar�burnu, Age, S:307-308

HOCA VE Atat�rk

Erzurum Kongresi s�ralar�nda bir konu�ma esnas�nda:

Ajans�tan Erzurum�a yeni atanm�� olan ve bir ka� g�n �nce padi�ah taraf�ndan kabul edilen kendisine direktif verilen Re�at Pa�a�n�n �stanbul�dan hareket etti�ini yaz�yordu. Bu haber Mustafa Kemal Pa�a�y� d���nd�rd�. Biraz sonra oradaki arkada�lar�na Re�it Pa�a�y� tan�y�p, tan�mad�klar�n� ve nas�l bir adam oldu�unu sordu. Yeni valiyi i�imizden yaln�z S�leyman Necati tan�yordu. Re�at Pa�a�n�n 1912�de Erzurum�da bulundu�unu ve o zaman bile t�kenmi� bir ihtiyar oldu�unu s�yleyerek Pa�a�dan ni�in merak etti�ini ��renmek istedi. Mustafa Kemal Pa�a k�saca:

- �E�er i�imize zarar verecek bir adamsa, Trabzon�dan �stanbul�a geri �evirelim, ba��m�za i� a�mas�n� dedi.

Bu konu�ma toplulu�u aras�nda bulunan eski te�kilat� mahsusa �etincili�inden ve mollal���ndan kinaye olarak Piyerlermit takma ad�n� ta��yan Rize �yesi Hoca Necati at�larak, � pa�am, �z�lmeyin. Gerekirse kopda��nda temizleriz� dedi.

Mustafa Kemal ac� bir k�zg�nl�kla:

- �Hocam ne diyorsunuz? Kuttai tariklik (yolkeserek) ederek adam m� vurduraca��z? Bu memlekette h�k�ms�z vatanda� �ld�r�lemez. Vatanda� ancak mahkeme karar�yla cezaland�r�l�r. Devlet adam�n�n b�yle d���nmesi laz�m� kar��l���n� verdi.

Ar�burnu, Age, 308-309

ORDU VE Atat�rk

Serbest F�rka zaman�nda:

Gazi:

- Fethi (Okyar) Bey, S�reyya (�lmen) Pa�a�y� partinize ald���n�za �ok memnun oldum; kendisi hem �ehirci, hem te�kilat��d�r, buyurdular.

Ondan sonra bana d�nerek:

- Bak, ben, cumhurba�kan� olarak tarafs�z�m. Bir partinin ba��nda pek say�n arkada��m ismet pa�a hazretleri bulunuyorlar. Di�er partinin ba��nda pek say�n arkada��m Fethi Beyefendi bulunuyorlar. Bu iki parti birbirleriyle �arp��acak, birbirlerini kontrol edecek, birbirleriyle m�cadele eyleyeceklerdir. Lakin d�nyaya kar�� da: �T�rkiye�de de bir siyasal e�itim mevcut oldu�unu� kan�tlayacaks�n�z, buyurdular.

Ondan sonra, sofrada bulunanlara hitaben:

- �Bak�n�z! Ben, cumhurba�kan� s�fat�yla bu iki partiye kar�� tarafs�z kalaca��m, dediler. ��kr�, naili ve Abdurrahman Nazif pa�alara da:

- �Ordu; siz de benim gibi daima tarafs�z kalacaks�n�z; bu iki partinin m�cadelelerine kar��mayacaks�n�z�, buyurdular.

Ar�burnu, Age, S:310-311

GEREKEN� YAPMA

(Dadayl� Halit Bey) adl� an�lardan:

Birg�n sofrada uzun s�ren konu�malar ve fikir yoklamalar� s�ras�nda, Atat�rk, yan�nda oturttu�u Eski Maarif Naz�r�, koyu ittihat��lardan �zmit Milletvekili ��kr� Bey�le de konu�mu� Halit (Dadayl�) Bey�in de bulundu�u bir yerde bu g�r��menin gidi� bi�imini anlatan ��kr� Bey; f�rsattan yararlanmak, demokrasinin gereklerinden, Frans�z b�y�k devriminden ve h�rriyet ve millet egemenli�i prensiplerinden,

Bunlar�n Frans�zlar �zerinde yapt��� olumlu etkilerden s�z ederek, �rt�l� olarak bizde de b�yle olmas�n� diledi�ini s�ylemek istemi�. Bunun �zerine cumhurba�kan� Atat�rk��n cevab� �u olmu�:

- �Sen, beni Frans�z Cumhurba�kan��na benzetmek istiyorsun. Ben M�sy� Dumerg olmak istemem. Millet ve memleket y�netiminde neye gerekli g�r�l�rse onu yapar ve yapt�r�r�m. �

Arburnu, Age, S:311

�STANBUL VE Atat�rk

�B�t�n bu b�y�k ba�ar�lar�n nedeni olan Mustafa Kemal Pa�a�y� g�rmek hevesi, gayet tabii olarak, herkeste uyanm��t�. 29 Ekim 1923�de cumhuriyetle y�netim ilan edilmi� oldu�undan, her ilin halk� gibi, �stanbul halk� da, ziyaretini g�zl�yordu. Fakat, �stanbul halk�n�n bu istek ve arzusu bo�a ��km��t�. Mustafa Kemal Pa�a, binmi� oldu�u Hamidi�ye Kruvaz�r��nden inmeyerek, top selamlar� alt�nda bo�azdan Karadeniz�e ��karak, �stanbul halk�n� �z�nt�l� bir durumda b�rakm��t�r. Hatta, bir �ataya binerek, Hamidiye�nin arkas�ndan ko�an �ehremini doktor Emin (Erkul) Bey�i bile kabul etmemi�tir.

Memlekete ve devlete bu kadar bu kadar b�y�k hizmetler etmi� olan bir zat� yak�ndan g�rmek m�mk�n olmam��t�. Cumhurba�kan�n�n bu hareketinden en �ok �z�lenlerden biri de, elbette bendim. Kendimi adeta zaptedemiyordum. Doktor Emin Bey�in, belediye ba�kan� s�fat�yla, cumhurba�kan� �stanbul�dan ge�mesi dolay�s�yla, �stanbul halk�n�n has�l etti�i has�l ve ��kran� halk ad�na bir telgrafla Ankara�ya arz ve bildirdi�i s�rada, ben de, samimi bir hissiyat ile, ��i�leri Ba�kan� Recep Bey�e �u telgraf� �ektim:

��i�leri Bakan� Recep Peker Beyefendi�ye

Bug�n �stanbul halk� ad�na Belediye Ba�kan� taraf�ndan �ekilen telgrafa ben kat�lm�yorum. ��nk�, cumhurba�kan� hazretleri halk�n �n�nden ge�erken halk� selamlamam��t�r.

Doktor H�seyin Suat (Yal��n) Bey�de d���nceme kat�larak, ayn� anlamda ayr�ca bir telgraf da o �ekmi�ti.

�stanbul bas�n� bu telgraftan derhal haberi olarak telgraf�n metinlerini aynen gazetelerde yay�nlad�lar. Birka� g�n sonra, cevap olmak, �zere, Ankara�dan gelen bir telgrafta ��yle denmekte:

�Ali Haydar Mithat ve Doktor H�seyin Suat (Yal��n) nam�na zatlar�n kendilerini selamlamad���mdan dolay�, belediye ba�kan�n�n, halk nam�na olan telgraf�na kat�lmad�klar�n� i�i�leri bakan�na telgrafla bildirdiklerinden haberdar oldum. �stanbul�dan ge�erken binmi� oldu�um gemi, usul� dairesinde �stanbul ve say�n halk�n� selamlam��t�r. E�er, ali haydar Mithat ve H�seyin Suat ad�ndaki ki�ileri selamlamam�� ise, onlar� ger�ekten selamlanma�a yara��r bulmamalar�ndan ileri gelmi�tir. �

Ar�burnu, Age, S:312-313

SORUMLULUK

Gazi, memlekette yap�lan iyi i�lerden s�z eden bir zat�n :

- �Pa�am, halk b�t�n bu iyi �eyleri sizin eserinizdir diyor� s�z�ne kar��:

- �Evet; halk b�t�n iyili�i benden bildi�i gibi, b�t�n fenal�klar� bana y�kl�yor� buyurmu�tur.

Ar�burnu, Age, S:313

�ANAKKALE KAHRAMANI

Kas�m 1918:

Y�ld�r�m ordular� grubu komutanl���ndan �ekilip �stanbul�a geldi�i zaman, ilk defa, O�nu Meclisi Mebusan�da g�rm��t�m. �zzet Pa�a kabinesi �ekilmi�, yerine Damat Ferit gelmi�ti. Ahmakl��� m� hainli�inden, yoksa hainli�i mi ahmakl���ndan daha �st�n oldu�unu saptamak kolay olmayan kozmopolit tatl�su frengi ruhlu Sadrazam M�tareke H�mlerinin �i�nenmesine ses ��kartmak ��yle dursun, galip devletleri buna adeta k��k�rt�yordu. Meclis, �mitsizlik ve tefrika i�inde idi. Toplant�larda, �ubelerde, koridorlarda, enc�menlerde sava��n ve yenilgisinin sava� y�llar�ndaki suiistimallerin sorumlular� ve kabahatlileri etraf�nda fakat sonu�suz ve bo�una tart��malar y�r�t�l�yordu. Kurtulu� yolunu aramay� d���nen kimse yoktu. Bu kara g�nlerin birinde, sivil giyinmi�, sar���n, �elik mavi g�zl�, zarif, narin fakat enerjik bir adam, milletvekillerine:

- �Ben Harbiye Naz�r� (Milli Savunma Bakan�) olsayd�m, durumu kurtaracak tedbirleri hemen al�rd�m. �yle sizin zan etti�iniz gibi her �ey bitmi�, hi�bir �mit kalmam�� de�ildir�, diyordu.

O zaman milletvekillerinin �o�u bu �elik iradeli adam� tan�m�yorlard�; o kadar ki, baz� milletvekilleri, O�nun bu s�zleri mevkii ve ikbal h�rs�na ba�l�yorlard�.

- �Kim oldu�unu s�yl�yordu Anafartalar kahraman� Mustafa Kemal Pa�a.

Ar�burnu, Age, S:317-318

Atat�rk VE B�R�NC� D�NYA SAVA�I

Atat�rk anlat�yor:

- �Ben Birinci D�nya Sava���nda m�ttefiklerimiz i�in iyi sonu� verece�ine g�venemiyordum. Fakat olup bittiden sonra bulundu�um cephelerde sava�� ba�ar�ya ula�t�rmaya �al��t�m. Di�er cephelerde ise sanki tersine yar��ma vard�. Ba�komutan vekili her hareketinde bir ordu gibi... O ve arkada�lar� daha evvel T�rk milletini ve ordusunu ola�an d��� bir duruma sokmu�lard�: bu anla��lmaz durum ordunun yabanc� askeri kurulun elini terk tevdi edilmesidir. Bu g�r�� a��s�ndan Almanlar� ve alman askeri kurulunu ele�tirmek istemem. As�l ele�tiriye lay�k olanlar bittabi devlet ba�kan�m�z ve �zellikle devlet adamlar�m�zd�r. T�rk Ordu�sunun aciz ve kabiliyetsiz oldu�u kan�s�yla o kurulu, ayaklar�na kadar giderek ve rica ederek memleketimize davet eden onlard�r. Bu kurulla T�rk Milleti�nin yeteneksizli�inden ve beceriksizli�inden a��k s�retle bahsedilmi�, kendilerine hemen hemen gelip bizi adam etmeleri �nerilmi�tir. B�yle bir ba�vurma ile gelen kurul, dahil oldu�u �evre ve �evreye hakim olanlar� aciz, hatta haysiyetsiz kabul ederlerse mazur g�r�lebilir.

Ben, ordunun kay�ts� �arts�z, b�t�n s�rlar� ile, alman askeri kuruluna verilmesinden �ok �z�nt�l�y�m. Daha kara verilmezden evvel, rastlant� olarak bu olaydan haberdar oldu�um vakit, sesimin eri�ebilece�i makamlara kadar kar�� gelmeyi g�rev saym��t�m.

Yaln�z bilm�nasebe bu zemin �zerinde m�davele-i efkar etti�im dostlar�mdan biri ki o zaman Erkan� Harbiye-i Umumiye�den en y�ksek makamlardan birini i�gal ediyordu. Bana g�ya son derece samimi davranarak dedi ki:

- �Arkada�, bizim becerimiz senden �oktur; vak�a seni hissiyat ve hayalata sevkeden �ey, memleketine ve milletine a�k�nd�r, ama d���nm�yorsun ki, bu memleket ve halk senin hararetli zannetti�in kadar lay�k m�d�r? Bizim ba��m�zda pek b�y�k adamlar var; sen hen�z onlarla konu�mam��, onlar�n tecr�beli g�r��lerine g�r��lerini �evirmemi� ve memleketin her taraf�ndaki ba�ar�lar�n gizlili�ini anlayamam��s�n. E�er bir defa kendileriyle g�r��erek, ayn� fikirleri kabul etmekte bizden daha ileri gidece�ine ku�ku yoktur!�

- �Kimlerden s�z edildi�ini pekala anlam��t�m; fakat do�rulamaya gerek g�rmedim. B�y�k bir yanl��l�k i�inde bulunduklar�n� s�ylemekle yetindim. Kar��mdaki b�y�k sava�ta �lm��t�. O zaman kendini y�ksek hayallerin sahibi gibi tasavvur etmekten ileri gelen bir heyecan i�inde idi�, diyordu ki:

- �Evet �ok �eyler yapacaks�n�z;: fakat yapaca��n�z �eyler korkar�m ki, memleketi ��kar�lmaz bir girdaba sokmaktan ba�ka bir �eye yaramayacakt�r. E�er ben ve benim gibi d���nenler o g�n hayatta bulunursak, sizin bug�n ki s�zlerinizi be�enerek anmayaca��z. Temenni ederim ki, ��k�lmaz g��l�k i�inde b�rakmay�n�z.

Kar��mdaki, s�zlerimdeki ger�e�e ve samimiyeti anlamam�� g�r�nerek:

- �Merak etme karde�im!� dedi...

Ar�burnu, Age, S: 324-326

�NSAN SEVG�S�

��i�leri bakan� ��kr� Kaya, �anakkale b�lgesini denetlemeye giderken Atat�rk ��yle diyor:

- ��anakkale�yi ziyaret etti�in zaman aziz �ehitlerimizi de ziyaret edeceksin. Bu g�revi yapaca��na ku�kum yok. Yaln�z nas�l bir nutuk s�yleyeceksin! Ben s�yleyeyim; burada yatan aziz �ehitlerimiz sizi, sayg� ile an�yoruz, diyeceksin. Mehmet�ik an�t�n�n ba��nda hat ve huzur i�inde yat�n�z, diyeceksin. Siz, olmasayd�n�z, siz g��s�n�z� �elik kalelere siper etmeseydiniz, bu bo�az a��l�r, �stanbul al�n�r, vatan topraklar� istilaya u�rard�, diyeceksin�.

- �Evet, b�yle konu�aca��m!�

- �Hay�r, hay�r!.. Sen b�ylenin �st�nde �ok daha ba�ka konu�acaks�n. Orada, �anakkale�de yaln�z bizim �ehitleri de�il, o toprak �zerinde kan� d�k�len insanlar� da o kahraman sava���lar� da sayg�yla, anacaks�n!�

- �Pa�am, ben bunu yapamam, ��nk� bu s�zler ancak sizin s�yleyebilece�iniz y�ksek s�zlerdir�.

- �S�yleyeceksiniz! �anakkale�den d�nyaya kar�� b�yle konu�acaks�n�z. Senin b�yle konu�man gerek!�

(Atat�rk��n, o gece ��kr� Kaya�ya verdi�i notta �u c�mleler belirtiliyor.)

�Bu memleketin topraklar� kanlar� d�k�len kahramanlar! Burada bir dost vatan topra��ndas�n�z. G�n�l rahatl��� i�inde uyuyunuz. Sizler, Mehmet�iklerle yanyana, koyun koyunas�n�z. Uzak diyarlardan evlatlar�n� sava�a g�nderen analar! G�zya�lar�n� dinlendiriniz. Evlatlar�n�z, bizim ba�r�m�zdad�r. Huzur i�indedirler ve huzur i�inde uyuyacaklard�r. Onlar, bu toprakta canlar�n� verdikten sonra, art�k bizim evlatlar�m�z olmu�lard�r.�

(��kr� Kaya, topra��nda yendi�i milletlere kar�� g�sterdi�i y�ksek insanl�k duygular�n� anlatan c�mleleri, �anakkale�de s�yl�yor. Ankara�ya d�n�yor.)

Me�er, Mehmet�ik An�t��n�n ba��nda s�ylenen bu s�zleri not eden bir ka� yabanc� gazeteci varm��. Onlar bu s�zleri gazetelerine bildiriyorlar, nutuk d�nyaya yay�l�yor. Ve aradan hafta ge�miyor. ��kr� Kaya�ya telgraflar ya��yor. Ta Avustralya, Yeni Zelanda�dan, g�nlerce sonra mektuplar geliyor. G�zleri ya�l� analardan, karde�lerden, askerlerden... ��kr� Kaya, bu konu�mas�ndan dolay� kutlan�yor, alk��lan�yor.

Ar�burnu, Age, S:326-327

Atat�rk VE MACERA

Milli M�cadele hen�z birmi�, ordular�m�z Meri� s�n�r�na dayanm��t�. �ankaya�da oturuyorduk. Atat�rk��n Selanik�te �ocukluk arkada�� Nuri Conker dedi ki:

- �Pa�am ne duruyorsun? Her �ey elinizde. Selanik�teki eviniz bo� duruyor. Bir s�z�n�zle orada oturabilirsiniz; size kim engel olabilir?�

Atat�rk, hepimizin y�z�ne bakt� ve �unlar� s�yledi:

- �B�yle bir hareket b�t�n Avrupa�y� aleyhimize birle�meye sevkeder. B�y�k bir m�cadele iyi bir bi�imde sona erdi. Tehlikeli bir maceraya at�lamam.�

Ar�burnu, Age, S:195

HAYIR KARINI BO�AYAMAZSIN

Atat�rk, �zel hayat�n�n b�t�n tesad�flerinde kad�na cemiyet i�inde lay�k oldu�u �nemin verilmesini istemi�ti. Bunun bir �ok �rnekleri vard�r.

Anlataca��m�z olay�n kahramanlar�ndan baz�lar� ya�amakta olduklar�ndan ve Atat�rk��n �zel hayat�na dair yaz�larda isimlerden �ok, olaylar�n ehemmiyeti oldu�undan, biz isimleri rumuz olarak kaybetmeyi m�nasip g�r�yoruz.

Atat�rk��n, kocas�n� tan�d��� bir bayan (�) bir g�n:

- Pa�am, dedi, kocam beni bo�uyor. Bu ya�tan sonra, yeti�mi� �ocuklar�n anas� olarak ben ne yapabilirim ve bu �zd�raba nas�l tahamm�l edebilirim?...

Kad�n hakl�yd� ve hayat�n� uzun uzun anlamas�na l�zum yoktu. Zira Ata, (K) Bey�i, b�t�n hususiyetleriyle biliyordu. ��nk�, maiyetinde bulunuyordu ve parlak da bir mevkii vard�.

Atat�rk, bayan� teselli etti, teess�r duymamas�n� bildirdi.

Bay (K), Ata�n�n huzuruna ��kt��� vakit, Ata, kendisine �zg� ve anlaml� bir hitapla:

- (K), dedi, sen kar�n� bo�uyormu�sun, do�ru mu?

Ata�n�n hadiseden haberdar olu�u, Bay (K)�yi bir anda �a��rtt�. Fakat, kendini �abuk toplad� ve pek tabii inkar edemedi.

- Evet, dedi, do�ru.

- Buna neden l�zum g�rd�n?

- ...

Bay (K) bu suale ne cevap verse, haks�zd�. Zira, g�rd��� l�zum manas�zd� ve cemiyet hayat�m�z� bozan ge�ici ve fazla servetin verdi�i bir ��mar�kl���n sonucuydu.

- Cevap versene, nede l�zum g�rd�n?... Kar�n�n bir kabahati mi vard�?

- Hay�r pa�am, hi�bir kabahati yok.

- Peki, o halde?

Ata�n�n meseleyi, ciddi olarak ele alm�� oldu�unu hisseden Bay (K), Ata�n�n �ahs�ndan o zamana kadar g�rd��� iyi muameleden cesaret alarak:

- Pa�am, dedi, siz de Latife Han�m�� bo�ad�n�z dedi.

Bay (K)�n�n bu s�z� b�y�k bir bulu� telakki etmi�ti. �leri s�rece�i b�t�n nedenleri Ata ��r�tebilirdi, fakat bu dedi�i, Ata�y� , meseleyi fazla kurcalamaktan al�koyabilirdi. Bay (K), bu s�z� ile ne derece gaflete d��m�� oldu�unu biraz sonra deh�etle ��reniyordu.

Ata, kar��s�ndakinin g�sterdi�i bu cesarete, dudaklar�nda has�l olan �im�ek gibi bir g�l�msemeyle mukabele etti ve sordu:

- Sen ne kadar y�l �nce evlenmi�tin?

- ... Y�l �nce.

- O zaman neydin?

- ...

- Mebus muydun?

- Hay�r.

- Bug�nk� kadar ��hretin?

- Hay�r...

- Ve tabii o zaman y�rt�k �oraplar�n� yamat�yordun. Kirli g�mleklerini y�kat�yordun. Fakat ben, evlendi�imiz zaman neysem, ayr�ld���m�z zaman da oydum. Beyimize gelince, ��hret, servet ve sonra y�llar y�l� kahr�n� �eken �ocuklar�n�n anas�n� defedecek, daha ba�ka, gen� ve g�zel bir k�zla evlenerek ya�ayacak?!.. Hay�r i�te bu olmaz!..

Ama oldu, (K), e�ini bo�ad�, gen� bir kad�nla evlendi.

N. B. A, Bano�lu Age, S: 17 - 18

ATA, �MERHABA ASKER!"� NE ZAMAN S�YLED�?

Atat�rk��n Selanik�te kola�as� bulundu�u s�ralarda ge�en bir hat�ras�n� anlataca��z. Yaln�z, bu hat�ray� ba�lamadan �nce, bir noktaya ehemmiyetle de�inmek istiyoruz. Atat�rk, uluorta tesad�flerle de�il, b�t�n hayat�n� bu memleketin ve bu milletin h�rriyetine vakfederek y�llar ve y�llarca m�cadele ettikten sonra T�rkiye�yi bug�nk� uygar d�zeye ula�t�rm��t�r. Anlataca��m�z �ok k�ymetli hat�ra, bunun en canl� �rne�idir.

Bu olay�, Milli M�cadele�de emsalsiz hizmetleri ge�mi� bulunan Ziya K�l��tan dinledik ve ilk kez ne�rediyoruz.

Ziya K�l��, bu olay� ��yle anlatm��t�r:

1910 (1326) y�l�nday�z. Be�inci kolordu Erkan-� Harbiyesi�ne M�lhak Kola�as� Mustafa Kemal de Selanik�te bulunuyordu. Be�inci kolorduya mensup 38. Merkez alay� kumandan� miralay saadettin bey tedavi i�in �stanbul�a gidiyor ve izin al�yor.

Sadettin Bey�in kimi vekil b�rakaca��n� herkes merak etmekteydi. Biz ve kumandanlar, bu merak i�indeyken, hayretle g�rd�k ve ��rendik ki, kola�as� Mustafa Kemal, kendisine vekalet edecektir. Hayret ettik. ��nk� Mustafa Kemal k�demli y�zba��yd�, halbuki kendisinden �ok �st�n r�tbede olanlar vard�.

B�y�k r�tbeli subaylar�n bu hayretleri �abuk ge�ti ve yerine b�y�k bir merak ba�lad� . Mustafa Kemal, kendisini son derece sevdirmi�ti. Onun, �ehir i�indeki baz� jestleri, herkesi kendisine ba�lam��t�. �imdi, onun i� ba��na ge�mesini merak ediyorduk.

Alay�n teslim al�n�� g�n�n�, tarihimizin m�him bir d�n�m noktas� olarak kabul etmemiz laz�md�r. O g�n, Atat�rk , beyaz bir ata binerek gelmi�ti b�t�n g�zler ondayd�, alay�n �n�nde k�l�c�n� �ekerek selam vaziyeti ald�. Sonra at�ndan s�ratle yere atlad�. �imdi:

- Selam�n Aleyk�m asker! demesini bekliyorduk.

Fakat hi� beklemedi�imiz bir durum vukua geldi:

- Merhaba asker!..

Bu, ilk defa vaki olan bir olayd�. Askerler, nas�l kar��l�k vereceklerini bilemiyorlard�. Bu bir ka� saniyelik s�kutu, �stanbullu askerler doldurdular:

- Merhaba beyim!..

Ordu, ilk defa bir kumandandan (merhaba asker!) selam�n� al�yordu. Mustafa Kemal, alay� teslim ald�ktan sonra sert bir sesle, �rahat!� emrini veriyor sonra b�l�k kumandanlar�ndan birine yakla��yor. B�l���n� derin kol ile hareket ettirerek tak�m kolunda kendisine cephe almak �zere sevk etmesini emrediyor.

Bano�lu, Age, S: 31

B�YLE GE��L�R

�ngilizler �anakkale�de Anafartalar grubunu ma�lup edip de cepheyi s�kemeyince yeni bir harekete giri�tiler, bu cepheyi sa�dan �evirmek istediler.

D��man�n plan�n� bozmak i�in kire� tepeyi tutmak laz�md�; halbuki oraya giden tek bir dar yol sava� gemileri taraf�ndan makaslama ate� alt�nda tutuluyordu. Her an otuz sekizlik g�lleler korkun� patlay��larla ortal��� alt �st ediyor; �l�m sa��yordu; bir insan�n de�il, ku�un bile ge�mesine imkan g�r�lemiyordu.

Kire� tepeyi tutmak emrini alan T�rk subay ve askerleri teredd�t i�indeydiler; f�rsat g�zetiyorlard�. Lakin d��man�n ate�i bir an bile kesilmiyordu.

Atat�rk bu hali g�r�nce siperlere ko�tu; askerlerin aras�na kar��t� ve sordu:

- Ni�in ge�miyorsunuz?

��lerinden biri cevap verdi:

- Oradan b�yle ge�ilir!.. dedi ve ileri f�rlad�.

Mehmet�ik art�k durumu? O da kumandan�n�n ard�ndan ileri at�ld�. Toz, duman, alev ve �l�m kas�rgas�n� yaran askerler kar��ya vard�lar; tepeyi tuttular.

Kadircan Kafl�, Bano�lu, Age, S: 78 - 79

AFFETMEY� SEVERD�

Amasya�da bulundu�u s�rada bir aral�k milli emellere muhalefet yolunu tutmu� bulunan eski pa�alardan biri bir g�n Ankara�da beni ziyaret etti. Mustafa Kemal�in kendisini affetmesini istiyordu. Bunun i�in de benim yard�m�m� ricaya gelmi�ti. M�racaat�n� Atat�rk�e arz ettim.

Evvela ziyareti kabul etmek istemedi. Hatta:

- Nas�l?!... O adam hala serbest mi dola��yor? diye sordu.

- Serbest dola��yor olmal� ki, huzurunuza ��kmak cesaretini g�stermi�! dedim ve ilave ettim:

- Af, sizin b�y�kl���n�zd�r!.. Kendisini affetmeye mecbursunuz!..

- Peki... D���n�r�z!.. dedi, fakat bu i�in arkas�n� b�rakmad�m:

- Kendisine s�z verdi!. Bu alicenapl��� g�stereceksiniz !..

O zaman:

- Peki! dedi, �a��r�n�z gelsin!..

Ve sab�k pa�a, ayaklar�na kapanarak, ondan af dilerken, Mustafa Kemal, g�ya arada hi�bir hadise ge�memi� gibi, kendisini g�ler y�zle kar��layarak, yan�ndaki sandalyeye oturttu. Sigara verdi, kahve �smarlad� ve ge�mi�e hi� temas etmeyerek, onunla birka� dakika konu�maktan �ekinmedi.

Atat�rk, kerim adamd�. Affetmesini �ok severdi. Kimleri ne zaman affedece�ini de bilirdi...

Bano�lu, Age, S:115 - 116

GENERALLE ASKER B�RD�R!..

Atat�rk, S�merbank dokuma fabrikas�n�n a��l�� t�reninde haz�r bulunduktan sonra manevra sahas�na hareket etmi�ti.

Yolda bir sel yata��na saplanm�� olan top arabas�n�n tekerleklerini batakl�ktan ��karmaya u�ra�anlar aras�nda bir generalin bulundu�unu g�r�nce, kendisine sonsuz takdirlerini bildirdiler. Ve iltifatlarda bulundular.

Daha sonra, �maviler� taraf�na ait bir tank birli�inin yapt��� h�cum s�ras�nda � pembeler� den bir askerin ans�z�n siperinden f�rlayarak tanklardan birinin �st�ne s��rad���n� ve �of�r�yle m�cadeleye ba�lad���na tan�k oldular. O zaman yak�nda bulunanlara, evvelce g�rd��� generalin fedakarl��� ile bu askerin g�sterdi�i cesaretin birbirine denk oldu�unu beyan ederek, ��yle dediler:

- Biz, Milli M�cadele de b�t�n T�rk Milleti, bu �ekilde �al��t�k. B�yle kahraman generaller, subaylar ve askerlere dayanarak sava�� kazand�k. Onlar var olduk�a kimse vatan�m�za g�z dikemez!...

Bano�lu, age, s: s. 38

Atat�rk A�LIYOR

Ak sa�l� bir ninenin a�z�ndan:

Yavrular�m , siz bilmezsiniz, bir zamanlar � k�y�m�ze d��man geliyor! � dediler. Biz p�l�y� p�rt�y� toplay�p g��ebeler gibi yola d��t�k. Sinan pa�a ovas�nda bir k�ye yerle�tik.

G�nler ge�ti. Bir g�n d��man ans�z�n k�ye geldi. Art�k gidecek ba�ka bir yer olmad���ndan, d��man i�inde kalm��t�k. Bir sabah uyand���m�z zaman uzaklardan top sesi geliyordu. �kurtulduk, kurtulduk!� diye sevince d��t�k. Tam bu s�rada k�y�n �te ba��nda dumanlarla beraber g�klere alevler y�kseldi. K�y yan�yordu. Her taraftan ba�r��malar geliyordu. Kimimiz yar� ��plak, kimimiz yar� yanm��, bir halde k�y�n korulu�unda yerle�tik. Art�k d��man da k�y� terk etmi�ti.

Biraz sonra atl�lar�m�z, ellerinde al bayraklar oldu�u halde, yel gibi yoldan ge�tiler. Ba��rd�k, durmad�lar. Hepimiz yollara d�k�lm�� a�l�yor, s�zl�yorduk. Derken kar�� yoldan bir toz bulutu y�kseldi. Hepimiz g�zlerimizi oraya diktik.

Biraz sonra bir otomobil g�r�nd�. Ve yava�layarak yan�m�zda durdu. ��inden alt�n gibi sa�l�, kalpakl� bir adam f�rlad�. Durdu. G�zlerini peri�an durumumuza d�nd�rd�. Uzun uzun, derin derin bakt�. Bu s�rada biz yan�ndaki subaylara sokulduk. Onlarda onun gibi bak�yordu. Bir tanesini �ekerek:

- Bu adan kimdir? diye sorduk. Hafif�e:

- Mustafa Kemal, dedi.

O zaman hepimiz co�tuk. Bu ad� her zaman duyuyorduk.

- Pa�am, bizi kurtar, kurtar!.. diye ba��rd�k. Ayaklar�na kapand�k. O, hala dalg�n dalg�n, ba�� yerde d���n�yordu. Birden do�ruldu. Sa� eli havadayd�:

- Sizi bu �ekle sokanlar cezalar�n� g�rd�ler ve daha da g�recekler!.. Diyerek elini �im�ek gibi a�a��ya indirdi ve o anda g�zlerinden iki damla ya� yuvarland�.

Bano�lu, Age, S: 386 - 387

Atat�rk�� A�LATAN K�YL�

�nebolu�dan Kastamonu�ya geliyoruz. B�t�n Kastamonu halk�, k��lan�n ilerisine toplanm��. B�y�k Gazi�nin 24 saat evvelki �apka hakk�nda s�yledi�i nutuk Kastamonu da ilk defa olumlu �ekilde etkisini g�stermi�. Ba�ta Kastamonu Valisi Fatin (Sab�k Bursa Milletvekili Fatin G�vendiren) oldu�u halde, b�t�n memurlar, ��retmenler beyaz �apka giymi�ler. Ata, Kastamonu�ya gelirken �ar�afl� pe�eli kad�n ��retmenler kar��lam��t�. �imdi bu kad�n ��retmenler, pe�elerini a�m��lar... Yol boyunca beyazl�, ye�illi carl� Kastamonu �ehir ve k�y kad�nlar� dizilmi�ler. Gen� ihtiyar, kad�n erkek, �ocuk, (ya�a!.. Varol!..) diye ����r�yorlar. Bu sesler Ilgaz��n eteklerinde akisler yaparak y�kseliyor. Y�kseliyor ve ta ileride Kastamonu kalesine �arparak sanki Kastamonu�nun heyecan�n�n sesli bir ifadesi gibi tekrar akis yaparak etrafa da��l�yor.

- Ya�a!.. Varol!..

Gazi, manzaran�n ihti�am�na daha fazla dayanamad�. Otomobilinden indi, hen�z iki ad�m atmam��t� ki, yolun iki taraf�n� dolduran ve tarlalara ta�an ak �emberli, g�k pe�tamall� T�rk analar� Ata�n�n etraf�n� sararak ayaklar�na kapand�lar.

- Ah pa�ac���m�z... Sana y�llarca s�rt�m�zda g�lle ta��d�k . Seni d�nya g�z�yle g�steren rabbimize hamd-� ��kr olsun. And�m�z vard�. Aya��n� �pecektik!..

Atat�rk... Alt�n sa�l�, keskin bak��l� Atat�rk mendilini g�zlerine kapad�. Devirler yaratan, devletlerin s�rt�n� yere getiren Atat�rk... Bir b�y�k kumandan. Bir dahi... Bir kurtar�c� a�l�yordu. G�z ya�lar�, kahraman T�rk kad�nlar�n� �zerine daml�yordu.

Zeki Cemal Bak��elebio�lu, Bano�lu, Age, S: 410 - 411

BENDEN YAPILMAYACAK EM�R �IKMAZ!..

Rahmetli Nevzat Tando�an��n Ankara Valili�i�ne atand��� tarihlerdeydi. O da bir gece Ata�n�n sofras�na davet edildi. Ata, Nevzat Bey�e iltifat ediyor, s�k s�k rak� veriyordu. Nevzat bey, kendini bozmadan i�meye dayan�kl�l�k g�steriyordu.

Bir ara ata, �smet pa�a�ya d�nd�:

- Vali olgun adama benziyor. ��ki ya i�ilir ya hi� i�ilmez. Dima�� alkole dayanmayanlar i�kiden ka��nmal�d�rlar.

Ve bunun �zerine hemen Tando�an�a hitaben �u soruyu sordular:

- Normal veya alkoll� kafa ile verilen emirler derhal yap�lmal� m�d�r?

Nevzat Bey hemen cevap verdi:

- Emirleriniz kay�ts�z �arts�z tatbik edilir, pa�am.

- Neden b�yle oluyor?

- Milletin temsilcisi, devletin ba�kan�s�n�z. Amiri mutlaks�n�z, pa�am.

Ata, tane tane cevap verdi:

- Hay�r... Benim her emrim yap�l�r, ��nk� benden yap�lmayacak emirler ��kmaz!..

Bano�lu, Age, S: 433

T�RK, KEND� D��ER, KEND� KALKAR!..

Frans�zlarla Hatay meselesine dair anla�ma yap�ld��� g�nlerden biriydi. Hatay�dan d�n���nde Eski�ehir�de kald�. �ereflerine Orduevi�nde bir ��len verildi. ��lende Eski�ehirli bir gen� arad� ve buldu. Ona Fransa hakk�nda bir �eyler yazd�rd� ve okuttu. Bunda Frans�zlar�n sava�acak durumda olmad�klar�ndan bahsediliyordu. Son derece ne�eli ve heyecanl�yd�. Yani, i�ildi. Milli oyunlara ba�land�. Ata�m�z bir arl�k b�sb�t�n co�tu. Zeybek havas�na kendisini kapt�rd�. Ata�a kalkarak oynamaya ba�lad�. Co�kunlu�u o dereceyi bulmu�tu. Dizini yere vururken bir aral�k sendeledi. Halk, onu kucaklay�p kald�rmak istedi. ��aretle onlar� durdurdu. Ve:

- T�rk, kendi d��er, kendi kalkar!... diyerek, zemberek gibi yerinden f�rlad�.

Bano�lu, Age, S: 448 449

A�A� SEVG�S�

Bah�e mimar� Mevl�t Baysal anlat�yor:

�ankaya k��k�nde, bah�esini yap�yordum. Bir g�n Atat�rk, yaveri ve ben, bah�ede dola��yorduk. �ok ihtiyar ve geni� bir a�ac�n Ata�n�n ge�ece�i yolu kaplad���n� g�rd�k. A�ac�n bir yan� dik, bir s�rt, di�er yan� suyu �ekilmi� bir havuzdu. Ata, havuz taraf�ndaki k�sma yaslanarak kar�� tarafa ge�ti. Derhal at�ld�m:

- Emredersiniz derhal keselim pa�am.

Bir an y�z�me bakt�, sonra:

- Yahu, dedi, sen hayat�nda b�yle bir a�a� yeti�tirdin mi keseceksin.

Bano�lu, Age, S: 484

�NG�LTERE TAHTININ SONUNU G�REN Atat�rk

1932 y�l� yaz�ndayd�k. �stanbul donanm��. Yer yerinden oynam��t�. T�rk tarihinin hi� bir devrinde g�r�lmeyen bir �eref halesi �stanbul�un pembe ufuklar�n� yald�zlam��t�. Birka� g�nden beri VIII. Edvard ve sevgilisi Madam Simpson, Atat�rk��n ve T�rkiye�nin en b�y�k misafiri s�fat�yla �stanbul�da bulunuyordu.

�ngiltere kral�, kendisine g�sterilen samimi misafirperverlikten fevkalade m�tehassis olmu�tu.

...�ki g�n sonra Atat�rk�le misafiri Moda�da deniz yar��lar�n�; bulunduklar� geminin g�vertesinden hareketle seyrediyorlard�. Mustafa Kemal pek keyifli, pek ne�eliydi. T�rk delikanl�lar�n g�sterdi�i ba�ar�dan derin bir iftihar duydu�u muhakkakt�.

Kral VIII. Edvard, yan�nda Madam Simpson ile oturuyor. Kral nedense d���nceli ve �zg�nd�. Onlar� ne�elendirmek ve kederlerini da��tmak i�in b�y�k Atat�rk, b�t�n zekas�n� kullan�yordu. Bir ara, madam elindeki d�rb�n� ile yerinden kalkt�. Davetliler ve gazeteciler madam�n harekat�n� dikkatle takip ediyorlard�. Kral da ba�� ile Atat�rk�� selamlayarak madam�n arkas�ndan kalk�nca bu ayr�l�� biraz daha dikkati �ekmi�ti. Atat�rk��n, yan�ndakilere e�ilerek bir �ey s�yledi�i g�r�lm��t�. Bu s�zleri merak edenler, sonra bu f�s�lt�da b�y�k bir hakikatin ya�ad���n� hayretle m��ahede etmi�lerdir.

Atat�rk. ��yle demi�ti:

- Kral�n. Madama kar�� zaaf� oldu�unu g�r�yorum. Korkar�m ki, taht�n� bu kad�n y�z�nden kaybedecek!

Samih Nafiz Tansu

DAH� K�ME DERLER?

Her zaman Atat�rk onu sormaz veya s�nava �ekmez ya! Bir g�n de, sofrada, ne�eli bir zaman�nda Atat�rk�� s�nava �ektiler arkada�lar�ndan biri, sordu:

- L�tfen cevap verin bakal�m; dahi kime derler?

Atat�rk teredd�t etmeden ve kendisinin s�nava �ekilmesini yad�rgamadan, cevap verdi:

- Dahi odur ki , ileride herkesin takdir ve kabul edece�i �eyleri ilk ortaya koydu�u vakit herkes onlara delilik, der.

Bano�lu, Age, S. 512

Atat�rk�E HAKARET EDEN K�YL�

Atat�rk�e hakaretten san�k bir k�yl� hakk�nda takibat yap�l�yordu. Durumu Ata�ya arz ettiler:

- Mahkemeye veriyoruz, dediler, size k�f�r etmi�.

Ata sordu:

- Ben ne yapm���m ona?

Evrak� tetkik edenler a��klad�lar:

- Gazete ka��d� ile sard��� sigaray� yakarken ka��t tutu�mu� da ondan.

Atat�rk�e bunu s�yleyen bir milletvekilidir. Ata sormu�:

- Siz hi� gazete ka��d� ile sigara i�tiniz mi?...

- Hay�r...

- Ben Trablus tayken i�mi�tim, bilirim. Pek berbat �ey. K�yl� bana az k�f�r etmi�. Siz bunun i�in mahkemeye verece�inize, ona insan gibi sigara i�meyi sa�lay�n�z!..

Bano�lu, Age, S. 7

(Bu F�kray� ��kr� Kaya�dan Hikmet Feridun Es Nakletmi�tir. )

KIYMET B�L�RD�

�anakkale�de �ok kritik bir durumda, h�cum eden d��man� mutlaka durdurmak laz�m gelince, elinde o anda ba�ka haz�r bir kuvvet bulunmad��� i�in, s�varileri feda etmekten ba�ka �are kalmad���n� g�rd� :

Kumandanlar� Esat Bey�i �a��rd�. Emrini verdi. Esat Bey�de:

- Ba� �st�ne!... deyince Mustafa Kemal, galiba kavrayamad�, d���ncesiyle sordu:

- Ne demek istedi�imi anlad�n�z m�?

- Evet efendim, �lmekli�imizi emrettiniz!

Aradan seneler ge�ti. Esat Bey, Pa�a olarak Vahdettin H�k�meti�nin �stanbul Polis M�d�rl��� vazifesinde bulundu. Yani, Atat�rk�e kar�� cephe alanlar�n saf�nda...

�yle iken, Atat�rk, s�rf �anakkale�de �l�m emrini (ba��st�ne!) diye kabul eden ve bilhassa durumu, kumandan� gibi bir liyakatle kavray�p kabiliyetini g�steren Esat Bey�i sevmekte, saymakta devam ediyordu.

Bano�lu, Age, S. 122

B�R MEMLEKET� ORDU KURTARMAZ!

Afgan Savunma Bakan� Gazi Mahmut Han, Ankara�ya gelmi�ti. �erefine bir ge�it yap�ld�. T�rk askerinin g�z ve g�n�l dolduran varl���, dost memleket kumandan�n� pek m�tehassis etmi�ti:

- �Bu vatan� istila edecek d��man yoktur!..� dedi

Atat�rk �u cevab� verdi:

- �Vard�r... ��nk� bir memleketi, sadece ordu korumaz. Bir memleket topraklar�n�n alt�nda ve �st�nde insan elinin yapaca�� bir �ey kalm��sa, o memleket her zaman istila edilebilir!..�

Ve, eliyle sefirler trib�n�ne yan yana oturan Alman ve Frans�z ate�e militerlerini i�aret etti:

- ��imdi onlar da benim gibi d���n�yorlard�r...�

Bano�lu, Age, S. 193�

B�Z , H��B�R ZAMAN MEVK�-� �KT�DARDA KALACA�IZ D�YE �DD�ADA BULUNMADIK!..

Serbest f�rka zaman�ndayd�. Genel sekreter Hasan R�za, olan biten olaylar hakk�nda memleketin muhtelif yerlerinden gelen telgraflar� Atat�rk�e sundu�u zaman Atat�rk bu telgraflar�n bildirdi�i haberlerden canlar� �ok s�k�lm��t�. Bu m�nasebetle Atat�rk�le Hasan R�za aras�nda ge�en konu�ma �ok dikkate de�er. Atat�rk:

- �Fethi Bey bu i�i yapamad�. Meseleyi hemen ayak tak�mlar�na aktard�. Mamafih olan olmu�tur. Biz �imdi i�imize bakal�m.�

Hasan R�za, bu nedenle baz� ku�kular�n� a��klad�:

- Pa�am, g�r�l�yor ki vaziyet korkun�tur ve tehlikeye do�ru gidiyor. Bu vaziyet kar��s�nda acaba ne yapmak laz�m gelecek?�

- �Bu bir anar�i g�r�nt�s�d�r. Biraz daha ilerler ve �n�ne ge�ilmez bir hal al�rsa o zaman ben derhal f�rkan�n ba��na ge�ece�im. Fethi Bey'i de ikaz ederek ve onunla beraber evvela kar��m�za ��kan gericili�i ve anar�iyi yok etmeye �al��aca��m. Evvela onlarla m�cadele edece�im.�

- �Pa�am, ya onlar (Fethi Bey ve arkada�lar�) vaziyetten faydalanarak iktidar� ele ge�irirlerse?...�

- �Olabilir. Hi�bir zaman iktidarda kalaca��z diye bir direnmede bulunmad�k.�

- �Pa�am, ya onlar iktidara ge�tikten sonra devrim esaslar�ndan d�nerlerse?�

Ka�lar�n� �atarak:

- �Haa!.. ��te o zaman sen, ben ve devrime taraftar olanlar birle�ir b�yle bir te�ebb�s� derhal yok ederiz. Bundan asla ��phen olmas�n.�

Bano�lu, Age, S. 243 - 244

UZA�I G�R��

Mustafa Kemal, Selanik�te bir ak�am, Sa�l�k M�fetti�i olan doktor Tevfik R��t� Aras, Nuri Conker, Salih Bozok Beyler�le birlikte Olimpiya birahanesinde oturmu� i�erlerken devletin d�� siyaseti s�z konusu olmu� bu arada da Mustafa Kemal ve ac� ele�tiriler yapt�ktan sonra, i�i �akaya d�km�� ve Tevfik R��t� Bey�i g�stererek:

- Bu yanl�� siyaseti bir g�n doktor vas�tas�yla d�zelttirece�im!.. demi�.

Yak�n ve teklifsiz arkada�� Nuri Conker alayla cevap verdi:

- Ne... Ne?!.. Sen mi d�zelteceksin?

Bunun �zerine ata ile aralar�nda ��yle bir konu�ma ge�mi�:

- Evet. Ben, doktoru d��i�leri bakan� yapaca��m! B�t�n falsolar� ona tamir ettirece�im!..

Nuri Bey �akas�na devamla:

- Demek sen, doktoru d��i�leri bakan� yapacaks�n! Ya beni?...

- Seni de vali ve kumandan yapar�m!

Salih Bozok at�l�r:

- Her halde bu arada beni de bir �ey yapars�n�z?

- Salih, seni yaver yapaca��m ve yan�mdan ay�rmayaca��m!..

Nuri Bey yine dayanamaz:

- Allah��n� seversen, sen ne olacaks�n ki, hepimize �imdiden b�yle birtak�m g�revler veriyorsun?

- Bu memuriyetleri veren ne olursa i�te ben o olaca��m!..

Bano�lu, Age, S. 280

YALNIZ G�ZLER�M YA�ARIYOR

Atat�rk, eline gelen bir i�i bitirmeden rahat etmezdi. Zaruret mencut de�ilse, i�i ileriye b�rakmak adeti de�ildi. Bazen hi� durmadan okudu�u, 48 saat �al��t��� da ola�and�r.

Buna dair bir an�y� Ata�n�n Genel Sekreteri Hasan R�za Soyak��n a�z�ndan dinleyelim:

- �Bir �stanbul seyahatinden Ankara�ya d�n�yorum. Derhal k��ke gittim. Hizmet�ilere Atat�rk��n ne durumda oldu�unu sordum. ��ki g�n iki gece, devaml� okuyor, birka� defa banyo yapt�. Ve �ezlongda istirahat etti,� dediler.

Hemen yatak odas�na girdim. Atat�rk, koltu�a ba�da� kurmu�, oturuyordu. �o�u kez bu �ekilde otururdu. Elinde bir tarih kitab� vard�. Bitirmeye �al���yordu. Bana:

- �Ho�geldin,�dedikten sonra: �Elime bir kitap ge�ti, bilmem ne zamandan beri okuyorum,�diye ilave etti.

- �Yorulmad�n�z m�, pa�am?� diye sordum.

- �Hay�r, dedi, yaln�z g�zlerim ya�ar�yor; fakat onunda �aresini buldum. Biraz t�lbent ald�rtt�m ve par�a par�a kestirdim. Bu par�alarla g�zlerimi siliyorum.�

Bano�lu, Age, S. 341

HAN� D��MAN YOKTU?

Atat�rk� �n me�hur bir saat hikayesi vard�r. �anakkale� de, g��s�n�n sol �st cebindeki saate bir kur�un isabet etmi�ti... Bu f�kran�n birka� t�rl�s�n� dinlemi�tim. Fakat �imdi anlataca��m de�i�ik �eklini, bir izci kafilesini �anakkale Harp Sahas��n� gezmeye g�t�rd���m�z zaman bize k�lavuzluk eden bir jandarma y�zba��s�ndan ve tam olay�n ge�ti�i �Kemal Yeri�nde dinledim:

Askerlikte aranan en m�him vas�flardan biri, ��abuk karar verme� denilen meziyettir.

�anakkale Kahraman� Mustafa Kemal, Koca �imentepe�nin �n kesimindeki dalgal� s�rtlara kadar ilerledi. Burada bir g�zetleme m�frezesi vazife g�r�yordu. Komutan, m�freze komutan�n�n yan�na sokuldu:

- Yak�nda d��man var m�? diye sordu.

Te�men, teredd�ts�z cevap verdi:

- Hay�r, pa�am, yoktur!..

Mustafa Kemal, bu teminat �zerine aya�a kalkt�, d�rb�nle ileri bakmaya ba�lad�. ��te tam bu s�rada birka� t�fek birden patlad� ve kur�unlardan biri, Mustafa Kemal� in g��s�ne rastlad�. Kur�un -bahtiyar bir tesad�fle- g���s cebindeki b�y�k saate �arpm��t�.

Mustafa Kemal, hakl� bir hiddetle tak�m komutan�na ��k��t�:

- Hani d��man yoktu?!.

Tak�m komutan�, Anafartalar Kahraman��na ald�rmad� bile. Askerlerine d�nd� ve y�ksek sesle:

- Benim tak�m, s�ng� tak, h�cum!.. Emrini verdi.

Yere yatm�� olan tak�m, bir anda zemberek gibi bo�and�; mar� mar�la h�cuma ge�ti; az ileride, arazinin dalgal� olu�undan faydalanarak gizlice yak�na kadar sokulmu� olan bir ke�if mangas�n� tepeledi ve tekrar eski yerine d�nd�.

Mustafa Kemal�in hiddeti kalmam��t�. Yatt��� yerden bu manzaray� zevkle, gururla seyrediyordu.

R�za Ru�en Y�cer, Bano�lu, Age, S. 226-227

�K� ATE� ARASINDA

�al�da cepheyi dola��yorduk. Hi� fark�na varmadan, d��manla �arp��an avc�lar�m�zla, d��mana ate� sa�an top�ular�m�z aras�na girmi�iz.

O s�rada yan�m�za geldi�inde bo� bir atla bir s�vari geldi. Ve Atat�rk�e:

- Kumandan Pa�a bu at� g�nderdi. Sizi top�u menzilinde bekliyor! dedi. Atat�rk, askere:

- Sen, dedi, bu at� ona g�t�r, binsin de o buraya gelsin!..

�ok ge�meden, 11. F�rka Kumandan� Merhum Dervi� Pa�a yan�m�za geldi.

Atat�rk ondan vaziyet hakk�nda malumat istedi. Dervi� Pa�a:

- D��manla durmadan �arp���yoruz pa�am! dedi.

Tam o s�rada arkam�zdan m�thi� bir grup ate� ba�lam��t�. Toplar�m�z da�lar� sarsarcas�na g�rl�yorlard�.

Atat�rk, Dervi� Pa�a�ya:

- Biz burada iken top�ular�m�z�n gerimizde kalmas� olmaz! dedi. Onlar� bizim �n�m�ze ge�irmek laz�m.

Ve Dervi� Pa�a�n�n bu emri derhal tatbik ettirip geli�inden sonra, g�ld�:

- Pa�am, �imdi de avc� hatt� ile top�u hatt� bir araya geldi. Bu oldu mu ya?

Anla��l�yor ki Atat�rk, d��man�n i�ini bir an �nce bitirmek ve kuvvetlerimizi derhal h�cuma ge�irmek istiyordu. Dervi� Pa�a�n�n zekas�, onun bu niyetini kavram��t�:

- Pa�am, dedi, emredersiniz, avc� hatt�n� da ileri s�relim!..

Atat�rk, maksad�n�n �abuk anla��lmas�na memnun olmu�tu. G�ld�:

- Derhal!..

Fakat bulundu�umuz mevki ile avc� hatt� aras�nda telefon tesisat� yoktu. Dervi� Pa�a bu emri bizzat tebli� i�in at�na atlam��t�.

Ben, onun bu �ok tehlikeli hareketini �nlemek, bir ba�kas�n� g�ndertmek istedim:

Koca Pa�a�n�n ka�lar�n� �at�p da bana:

- Baksana! Emri kim veriyor? deyi�ini ve hayvan� ate� hatt�na do�ru d�rtnala u�uru�unu �mr�m boyunca unutamam!

On dakika sonra avc�lar�m�z harekete ge�tiler ve bir saat sonra diki� tutturamayan d��man askerleri, murat da�lar�na do�ru �il yavrular� gibi da��ld�lar!..

Atat�rk��n bu dahiyane m�cadelesi kim bilir ne kadar uzayacak olan bu i�i bir saate s��d�r�vermi�ti. Bu sava�� kazan���m�z�n ertesi g�n� de Trikopis esir d���r�ld�.

Bano�lu, Age, S. 242-243

ATA�NIN ANAFARTALAR�DAN B�R ANISI

Atat�rk Anafartalar�da d��man� �a�k�na �evirirken gerektik�e hasm�n�n durumundan bilgi edinmek i�in �bir dil yakalay�n!� der, Mehmet�ikler de ne yap�p yap�p kar�� taraftan bir asker yakalar getirirlermi�.

Bir g�n getirilen dilden gerekli bilgileri al�nd�ktan sonra ata sormu�:

- Peki, sen Yeni Zelandal�s�n madem, T�rklerden ne k�t�l�k g�rd�n ki vuru�mak i�in kalkm�� ta oradan buraya gelmi�sin?

Zellanda�l�n�n bunu s�rf spor i�in yapt���n� ve kendisinin sportmen oldu�unu �v�ngen bir tarzla s�ylemesi �zerine ata :

- �yi ama, sportmenli�in ne i�e yarad� ? Baksana, bir erimizin �n�ne d��m��, kuzu kuzu buraya getirilmi�sin! deyince tutsak �u kar��l�kta bulunmu�.

- Sizin eriniz spor kurallar�n� �ok kaba bir �ekilde �i�neyince ben ne yapabilirdim? Sportmen olmayan has�mlarla kar��la�aca��m� bilseydim hi� gelmezdim !

Me�er Mehmet�ik, Zelandal�y� en can alacak bir yerinden yakalayarak s�k�p bay�ltm��, av�n� ay�l�ncaya kadar s�rt�nda ta��m��, sonra da elini �ekmeden T�rk siperli�ine de�in s�rm��.

Ata bu �yk�y� anlat�r. Zelandal�n�n sportmenlik anlay���na, Mehmet�i�in de kulland��� pratik (!) usule g�lerdi.

A�ak�y, Age, S. 19-20

MUTLU B�R DALGINLIK

Sava��n s�k��an zamanlar�nda orduda bozgunluk yaratabilecek davran��lar� komutanlar�n hemen o anda kendi elleri ile �l�mle cezaland�rmalar� bir g�renektir. Birinci cihan sava��nda gerekli gereksiz bu yola sapan bir komutan dile d��m��t�r.

Bir g�n Atat�rk��n sofras�nda bu konu ele al�nm��, tart���l�yordu, kendisi bu �areye hi�bir zaman ba�vurmad���n�, bu yolu sapanlar�n �o�unlukla beceriksiz ve duygusuz ki�iler oldu�unu s�yleyerek :

- Bir kez, az kals�n birini �ld�r�yordum, fakat umulmad�k bir unutkanl�k beni bu kara lekeden kurtarm�� oldu, diyerek olay� anlatt�:

Kurtulu� Sava���n�n ba��nda, herkesin kendini sorumsuz birer ba� sayd��� o g�nlerde bir tan�d���n�n, hi� bir ho�g�r�rl�kle ba���lanamayacak a��r, �ok a��r bir su� i�ledi�ini haber alm��. O denli �z�lm�� ve �fkelenmi� ki ne olursa olsun, o herifin cezas�n� kendi eliyle vermek i�in �n�ne ge�ilmez bir h�rsa kap�lm��. Hemen arabas�n binerek su�lunun k�rdaki evine ko�mu�. Yolda giderken de, pantolonun arka cebinde duran tabancas�n�, kolayl�k olsun diye paltosunun cebine aktarm��.

Arabay� uzaktan g�r�p tan�yan adam konu�unu buyur etmek �zere evin kap�s�n� a�arken ata da bah�e kap�s�ndan i�eri giriyormu�. Hemen o anda tabancas�n� �ekmek i�in elini arka cebine atm��, cebi bo�!

Tabancan�n yerini de�i�tirmi� bulundu�unu hat�rlay�ncaya dek adam i�i anlam��, hemen geri d�nerek arka pencereden atlam�� ve o semtin ba�lar� i�inde g�r�nmez olmu�.

Ata onu adaletle kar�� kar��ya b�rakmaktan ba�ka bir �ey yapamad���n� anlad�ktan sonra s�z�n� ��yle bitirmi�:

- ��te elimi kana bulamak gibi bir kara lekeden beni bu mutlu dalg�nl�k kurtarm��t�.

A�ak�y, Age, S. 22-23-24

MUSTAFA KEMAL VE GENERAL TOWNSHEND

Birinci D�nya Sava���nda, Irak�ta, �ngilizlerle sava��yorduk. Bir aral�k ele ge�irdikleri k�t�lemara kalesini az sonra bizim ordu �evirmi�, epey u�ra�t�ktan sonra d���rm��, i�indekileri de komutanlar� general Townshend ile birlikte tutsak etmi�ti. Komutan �stanbul�a getirilerek sava��n sonuna de�in Heybeliada�da g�zalt� edilmi�, b�rak��ma olunca da yurduna d�nm��t�.

Anadolu�da kurtulu� sava�� ba�lad�ktan sonra General Townshend�in g�ney k�y�lar�m�zdaki limanlardan birine geldi�i ve Mustafa Kemal ile g�r��mek istedi�i bildiriliyor. Ata onu Konya�da kabul ediyor, ama ikisi kar��la��nca general �a�k�n �a�k�n durakl�yor ve ��yle bir konu�maya yol a��yor:

- Affedersiniz, g�r�yorum ki i�in i�inde isim benzerli�inden do�an bir yanl��l�k var, ben sizi ba�ka bir Kemal sanm��t�m.

- Nas�l bir Kemal?

- K�t�lemara�da ordumla birlikte �evrilmi�ken kar�� tarafta Kemal adl� �ok centilmen bir komutan vard�. Onunla has�m olmakla birlikte ayn� zamanda �ok da dost olmu�tuk. Bu i�in ba��na onun ge�ti�ini sand�m da...

- Onunla dost oldu�unuz gibi benimle de dost olabilirsiniz. Buyurun, oturun.

General oturur. �ki asker, iki insan birbirini anlamakta gecikmezler. Biri kar��s�ndakinin nas�l kutsal bir dava pe�inde oldu�unu, �b�r� de �tekinin hala has�m durumunda olan bir devletin generali olmakla birlikte ne denli insanca d���nd���n� g�r�r.

General hayran kald��� yeni dostuna birka� g�n konuk olduktan sonra ayr�lmak i�in izin isteyince pa�a ��yle bir �neride bulunur:

- Ben Ankara�ya d�nece�im. Orada, i�lerinde sizin do�rudan do�ruya kendi dilinizle konu�abilece�iniz kimseler de bulunan arkada�lar�m var. �ster misiniz birlikte gidelim ? Onlarla da tan��m�� olursunuz.

Ankara� ya d�n�yorlar. General orada yeni tan�d�klar ediniyor. Yurduna d�nmek �zere vedala��rken pa�a ona soruyor :

- Arkada�lar�m� nas�l buldunuz?

- �ok centilmen insanlar, ancak korkar�m ki i�lerinde sizi benim anlad���m �l��de hen�z anlamam�� olanlar vard�r.

Pa�an�n kar��l��� �u olmu�:

- Bunu biliyordum. Fakat bu halin size de sezdirilecek bir derecede oldu�unu �imdi anlam�� oluyorum.

A�ak�y, Age, S. 24-25

���NDEK�LER SAYFASINA D�N

 

�zmir' de D��man Bayra��na Sayg� 10.09.1922
Ayn� g�n ��leden sonra bir at�n kuyru�una ba�lanm�� yerde s�r�yen Yunan bayra��n� g�r�nce " Bayra�� ters ta��yabilirler fakat; yerde s�r�nd�rmesinler, bu bizim adetlerimize yak��maz " diye haber g�nderir ve bayrak at�n kuyru�undan kald�r�l�r.

Daha sonra Mustafa Kemal yan�na yazar Ru�en E�ref' i ve yaverlerini alarak otomobiline biner, biri otomobilinin �n�nde di�eri arkas�nda yer alan iki k�srakl� s�vari b�l���n�n aras�nda, Konak Meydan�'ndan Kar��yaka' da onu konuk etmek i�in haz�rlanm�� eve gitmek �zere ayr�l�r.

Kar��yaka' daki kalaca�� eve geldi�inde evin mermer tara�as�na ��kt�ktan sonra kap�n�n �n�ne ipek bir Yunan bayra�� serilmi�tir. �zerine bas�lacak bir yol hal�s� gibi yay�lm��t�r. Kad�n ve erkek orada bulunan �zmirliler:

" Buyurunuz ge�iniz.... Bizim �c�m�z� yerine getiriniz. Yabanc� kral bu evden i�eri, bizim bayra��m�za basarak girmi�ti. Siz l�tfedin, bu kar��l�kla o lekeyi silin! Buras� sizin �ehrinizdir. Bu ev sizin evinizdir. Bu hak sizindir " diye yalvar�yorlard�. Mustafa Kemal yerde serili bayra��n �n�nde durur, a�layarak yalvaran kad�n ve erkeklere tatl�l�kla bakarak;

" O ge�mi�te k�t� etmi�. Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak �i�nenmez. Ben onun hatas�n� tekrar edemem " der. Bayra�� kald�rt�r ve bembeyaz mermerlere basarak i�eri girer. Ru�en E�ref �nayd�n " ��te sen �zmir' e ilk g�n zaferinle b�yle girdin " der.

 10.09.1922

Konak Meydan�'na �zmirli T�rklerin b�y�k kurtar�c�lar�na arma�an� olan bir a��k otomobil getirirler. Otomobilin her yan� k�rm�z� beyaz kurdelelerle k���k beyaz g�llerle s�slenmi�tir. G�l bah�esi gibi arabay� be�enerek seyreder. �zmirlilerin inceli�inden duygulan�r. Fakat; �i�eklerin aras�ndaki kuzuyu fark edince, Ru�en E�ref (�nayd�n) Bey'e d�nerek:

"Aman! �abuk gidin s�yleyin; �u kuzuyu kesmesinler..."

Ru�en E�ref Bey anlat�r:

"A�a��ya �ok h�zla ko�tum. Fakat; kap�n� �n�ne var�nca g�rd�m ki beyaz mermere al kanlar yay�lm��, vaktinde yeti�emedi�imi arz i�in ba��m� ve ellerimi kald�r�p yukar� sana do�ru bakt�m. G�rd�m ki balkondan �ekilmi�sin �imdi o an� bir daha hat�rlad�k�a, sald�rgan ordusunu yok etmi� bir Muzaffer Ba�komutan�n bir kuzu kan� d�k�lmesine bakamayacak derecede bir insan y�re�i ta��r oldu�unu hasretle bir daha an�yorum."

 

 
Ne Arars�n Tanr� ile Aramda

Ne arars�n Tanr� ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorars�n?
Hakikaten g�z�n yoksa haramda
Ba�� a���a neden t�rban sorars�n?

Rak�, �arap i�iyorsam sana ne
Yoksa sana bir zarar�, i�erim
�kimiz de gelsek k�ldan k�pr�ye
Ben d�r�stsem sarho�ken de ge�erim.

Esir iken m�mk�n m�d�r ibadet
Yat�p kalk�p Atat�rk' e dua et...
Senin gibi d�rz�lerin y�z�nden
Dininden de so�uyacak bu millet.

��galdeki hali sak�n unutma
Atat�rk' e dil uzatma sebepsiz
Sen anandan yine ��kard�n amma
Baban kimdi bilemezdin �erefsiz.
                                                                                                      

                                                                                                                            Neyzen TEVF�K....                       G�nderen: Dr. H�lis Refik AKBABA

"  Ey milletim,
Ben, Mustafa Kemal' im...
�a��n gerisinde kald�ysa d���ncelerim,
H�l� en hakiki m�r�it, de�ilse ilim,
Kurusun dama��m, dilim.
�z�r dilerim...
Unutun t�m dediklerimi.
Y�k�n, dikti�iniz heykellerimi...

�zg�rl�k h�l�,
En y�ce de�er
De�ilse e�er...
Prangal� kals�n diyorsan�z, k�leler...
Unutun t�m dediklerimi.
Y�k�n, dikti�iniz heykellerimi...

Yoksa, �a�da� medeniyetin bir anlam�,
Orta�a�a ta��mak istiyorsan�z zaman�,
Ba� tac� edebiliyorsan�z
Sanat�n i�ine t�k�ren adam�...
Unutun t�m dediklerimi.
Y�k�n, dikti�iniz heykellerimi...

Yetmediyse ac�s�, �iddetin, sava��n.
Anlam� kalmad�ysa
Yurtta sulh, d�nyada bar���n.
E�er varsa �d�l�, silahlanmayla yar���n.
Unutun t�m dediklerimi.
Y�k�n, dikti�iniz heykellerimi...

�zlediyseniz fesi, pe�eyi.
Ayd�nl��a ye�liyorsan�z, kara geceyi.
H�l� medet umuyorsan�z
��htan, �eyhten, dervi�ten.
�ifa buluyorsan�z,
Muskadan, �f�r�k��den...
Unutun t�m dediklerimi.
Y�k�n, dikti�iniz heykellerimi...

E�it olmas�n diyorsan�z, kad�nla erkek...
Kara �ar�afa girsin diyorsan�z,
Yobaz�n gazab�ndan �rkerek...
Diyorsan�z ki, okumas�n
Kad�n�m�z, k�z�m�z;
Budur bizim al�n yaz�m�z...
Unutun t�m dediklerimi.
Y�k�n, dikti�iniz heykellerimi...

Fazla geldiyse size, H�rriyet, Cumhuriyet...
�zlemini �ekiyorsan�z,
Saltanat�n, sultan�n...
H�l� �nemini anlayamad�ysan�z,
Millet olman�n...
Kul olun, �mmet kal�n,
Fetvas�n� bekleyin, �eyh�lislam�n...
Unutun t�m dediklerimi.
Y�k�n, dikti�iniz heykellerimi.
RAHAT BIRAKIN BEN�... "

S. APAYDIN   G�nderen: Dr. H�lis Refik AKBABA

�ARPICI B�R ANI 

Mustafa CO�TURO�LU anlat�yor: ( Sosyal �izofreni ve Yarat�c� D���nce. s: 198,199 ) � Bir dostumun k�z� Almanya� da bir fak�ltenin asistan�d�r. Erkek karde�i de bu fak�ltenin ��rencisidir. Bir g�n bu delikanl�, K�br�s konusunda Arap bir ��renci ile tart��maya giri�ir. Tart��ma, okul arkada�l��� s�n�r�n� �ok a�m��t�r. ��nk� Arap gen�, a��r dil kullanarak ��yle der: � Sizin art�k K�br�s� ta borunuz �tmez. ��nk�, K�r Mustafa Kemal d�nemleri art�k bitmi�tir. Hem de O� nun �vd��� gen�li�in damarlar�nda o eski kan kurumu�tur... � S�z�n� etti�imiz gen� birka� kez susmas�n� s�ylerse de  Arap gen� ald�r�� bile etmez; yine onur k�r�c� s�zlerini s�rd�r�r. Bunun �zerine tart��ma yumrukla�maya d�n���r; Arap gencin di�leri d�k�lerek kan i�inde yere t�k�ld��� g�r�l�r. Bu tats�z olay kar��s�nda duruma el konur ve hemen T�rk genci disiplin kurulu karar�yla fak�lteden kovulur. Asistan olan abla telgrafla babas�na � hemen gel � der. Baba heyecan i�inde u�a�a biner, Almanya� ya u�ar. Vard���nda durumu ��renir: Anlat�lan nedenle �ocuk okuldan kovulmu�... Hemen k�z� ile do�ru fak�ltenin dekan�na ��karlar. Kovulu� nedenini sorar, ald��� kar��l�k; �Alman okullar� bir d�v�� arenas� de�ildir � olur. K�z�n arac�l���yla ��yle bir soru y�neltir dekana: � Ben �imdi Almanya� n�n birli�ini sa�layan b�y�k devlet adam� BISMARC� a a��r, yerici s�zler s�ylesem say�n dekan�n g�nl� raz� olur mu? � Dekan bu soruya sert bir tepki g�stererek asistan k�za, � baban ��ld�rm�� m�? � diye sorar. Baba, � Ulusal bir b�y���n�ze kar�� g�sterdi�iniz duyarl�k ve ba�l�l�k beni duyguland�rd�. Ama, benim o�lum da sizin gibi bir duyarl�k g�stermi�tir. Sizin i�in b�y�k devlet adam� Bismarc ne ise, bizim i�in de Atat�rk odur. Benim o�lum bir T�rk �ocu�u olarak Atat�rk� e sald�r� kar��s�nda duygusuz kalamazd� � der ve olup bitenleri yine k�z� arac�l���yla ayr�nt�l� olarak s�zlerine ekler: � Okuldan Arap ��renci kovulaca��na benim o�lum kovulmu�tur � der. Dekan, konu�ulanlar� dinler ve olay� anlat�ld��� bi�imde do�rulayacak tan�klar�n olup olmad���n� sorar. Kendisine on kadar tan�k ad� verilir. Bunun �zerine Dekan, � Biraz bekleyin � der ve ��kar. Bir saat dolmadan geri d�nen Dekan, � Bu andan itibaren o�lunuz okulumuzun ��rencisidir. Olay anlatt���n�z gibi imi�.Ve Arap ��rencinin de fak�ltemizle ili�i�i hemen kesilmi�tir � diyerek s�zlerine �unlar� ekler: � Atat�rk, sadece sizin �nderiniz de�ildir. O insanl���n mal�d�r. Biz de ATAT�R� � b�y�k �nder biliriz. Kim olursa olsun O� na dil uzatanlar� kendi �at�m�z alt�nda bar�nd�rmay�z.�  G�nderen: Bahattin KARAASLI

VAR MI BOYLE B�R MET�N?



            Y�l 1938. Bir �ranl� �air bir Tahran gazetesine �l�m�
�zerine bir �iir yazar. ��te o �iirin iki m�sras�n� sizlerle payla�mak
istiyorum. Diyor ki;

            "Allah bir �lkeye yard�m etmek isterse onun elinden tutmak
isterse ba��na Mustafa Kemal gibi lider getirir." dizelerindeki bu
k�skan�l��� olu�turabilen Mustafa Kemal.

            Y�l 1976, UNESCO �yelerine bir �neriyle gelir. �neri paketindeki
bir c�mleyi sizlere okumak istiyorum. Diyor ki "Bu g�n UNESCO'nun �zerinde
�al��t��� b�t�n projelerin isim babas� Mustafa Kemal'dir." �neri nedir ?
�neri ise onun do�umunun y�z�nc� y�l�nda, 152 �yesi vard� UNESCO'nun 152
�lkenin devletleri ayn� anda kutlas�n �nerisidir. Birden �sve� delegesi
aya�a kalkar ve ��yle s�yler:

            "Ne yani d�nyada bu kadar devlet adam� var hepsinin do�um g�n�n�
b�yle kutlayacak m�y�z?" �eklindeki kinayeli s�zlerine, Rus delegesi aya�a
f�rlar yumru�unu masaya vurur ve 152 �lkenin delegelerine aynen ��yle
s�yler;

            "Gen� delege arkada��m hat�rlatmak isterim ki Atat�rk �yle
d�nyadaki herhangi bir lider de�ildir, b�rak�n onu bir y�l anmay� her �lke
her problemimizde �are olarak aramal�y�z" s�zlerini d�kt�rtebilen bir
Mustafa Kemal. Sonra nemi olur? UNESCO tarihinde ilk ve tekdir hi� negatif
oy yok, hi� �ekimser oy yok 152 �lke �u metne imza atar; hani �sve� delegesi
demi�ti ya "ne yani" diye. O �sve� delegesi bu imzan�n at�ld��� g�n
mikrofona gelir ve aynen �unlar� s�yler;

            "Ben Atat�rk'� inceledim b�t�n �lkelerden �z�r diliyor ilk
imzay� ben at�yorum" diyecektir.

            ��te o muhte�em belge diyor ki;



" Atat�rk K�MD�R; Atat�rk ULUSLARARASI ANLAYI�, ��B�RL���,

BARI� YOLUNDA �ABA G�STERM�� �ST�N K���, OLA�AN�ST� DEVR�MLER

GER�EKLE�T�RM�� B�R �NK�LAP�I, S�M�RGEC�L�K VE YAYILMACILI�A

KAR�I SAVA�AN �LK �NDER, �NSAN HAKLARINA SAYGILI, D�NYA BARI�ININ

�NC�S�, B�T�N YA�AMI BOYUNCA �NSANLAR ARASINDA RENK, D�L, D�N,

IRK AYIRIMI G�STERMEYEN, E�� OLMAYAN DEVLET ADAMI,

T�RK�YE CUMHUR�YET�N�N KURUCUSU"

            Var m� b�yle bir metin! Bir filozof derki "bir �lke i�in k�stas
arad���n�z zaman o �lkenin en b�y�k liderini g�zden ge�irin" �u anda k�stas
arayan �lkelere san�yorum bundan daha iyi bir metin g�steremeyiz. ��te bu
metin 152 �lke taraf�ndan imzalanm��t�r. E�i olmayan devlet adam� metni.
Peki daha sonra ne olmu�tur; 151 �lkede hemen hemen bir y�l boyunca her
yerde bu metni g�rebiliriz, soruyorsunuz bana o bir �lke kim? ��te o �lkenin
ad�n� vermeye benim dilim maalesef varm�yor.

 

Prof Ilknur G�nt�rk�n Kalipci

 

�zmir'e giri�inin ikinci g�n�, Kordonboyu'ndaki Kramer Oteline gider. Gazinoya yaln�z girer. Garsonlar onu tan�mazlar. Yer olmad���n� s�yleyerek, onu kap�n�n �n�nde bir masaya s�k��t�r�rlar. Hi� itiraz etmez. Biraz sonra yaveri ve di�er arkada�lar� gelipte garsona onun kim oldu�unu s�yleyince, garson tela�lan�r. O ise olay� �nemsemez.

Hemen pencere kenar� bir masaya oturtulur. ��kisini yudumlarken, oray�, gen�li�inin ge�ti�i Selanik'teki Beyaz Kule gazinosuna benzetir. �ok duygulanan Gazi, garsona sorar : Kral Kostantin'de buraya gelip, bir kadeh i�ti mi ? Hay�r, Pa�a Hazretleri. �yleyse, niye �zmir'i almak istemi� !?

 

Garson, bar�n k��esindeki masay� g�sterir:

 

29 EK�M 2006 Cumhuriyetin ilan��n�n 83. y�l�nday�z..

Ge�en y�llara inat�

T�m provokasyonlara, medya maymunlar�na, duvar ustalar�na, Siyonist pe�ke��ilere inat�

Rejim d��manlar�na, gitar �alan �ocuklara, ova siyaseti sevdal�lar�na, af merakl�lar�na, federatif yap� hayaliyle zevkten uyu�mu� kendinden ge�mi�, ac�nas� hale gelmi� AB-D a��klar�na inat�

K�rm�z� koltuk esirlerine, �eyhlerin besilerine, sorospular�n vezirlerine inat�
Milli kelimesinden korkanlara, T�rk olmaktan utananlara, AB u�aklar�na, ye�il k���t ku�aklar�na inat�

Ev ev dola��p ayakkab� satanlar, ba�lardaki �rt�den medet umanlar, her Allah�n g�n� yeni gaflar yapanlar, timsah g�zya�lar� ile evlad�na hasret kalanlar�

Babalar�n�n mal� gibi pazarlay�p, bankalar� bo�altanlar�

El kad� yol cad� hayranlar��

�ifre k�r�c�lar, b�y�k �statlar, k��e tutucular, yatak malzemeciler..

Demokrasi a���� gibi g�r�nen k�resel beyzadeler�

Ey bu �lkeyi soyup so�ana �eviren a�abeyler ve yanda�lar�..

Ey g�z g�re g�re kanunlar� hi�e sayanlar..

Ey milletin,devletin paras�n� babas�n�n kasas� gibi harcayanlar..


Ey k�rlerle sa��rlar birbirini a��rlar zihniyetindekiler..

Vatanda�a hakaret ederek �st�nl���n� sa�layamazs�n!

Sayg� g�rmek isterim diyorsun ama say�lamazs�n!

Sayg� kavram� seninle o kadar uzak ki.. Sen onun yan�ndan bile ge�emezsin..


Biz T�rkler sessiz,sakin,terbiyeli g�r�nebiliriz.. Sab�rl� olabiliriz.. 
B��ak kemi�e dayanmadan incitmeyiz kar��m�zdakini�
Son s�z� s�ylemeden ince eler s�k dokuruz..

Biz T�rkler ;
Bilmeden at�p tutmaz..Hele d��manlar�n� hi� hafife almaz..
Muhta� oldu�umuz kudretin damarlar�ndaki asil kanda oldu�unu biliriz..
�ok �nemli bir �zelli�i daha var biz T�rklerin..
Unutmamak..
Yap�lanlar� asla unutmay�z..
Kin g�tmeyiz..Ba���lamay� severiz..Merhametliyiz..Misafirperveriz..

Ama konu �zg�rl���m�z, ba��ms�zl���m�z,T�rkiye Cumhuriyeti�nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal�imiz ve Laiklik olunca da biraz durup d���nmek laz�m derim..

Bak�n y�lar �nce misafirlik hakk�nda Gazi Kimlere ne s�ylemi� :

Pera Palas ���l ���l.
Pera Palas �stanbul'un en �nl� ve l�ks oteli.
�kinci l�ks otel Tokatl�yan.

�stanbul'a gelen Avrupal� zenginler, Pera veya Tokatl�yan'� tercih ederler. Bug�n �stanbul'u i�gal eden s�m�rgeci subaylar i�in Pera Palas'ta odalar ayr�lm��. Seksen s�m�rgeci subay ve generalin e�yalar� yerle�tirilmi�; fakat kendileri otele gece yar�s�ndan sonra girmi�ler. Onlar� otelde Levanten kad�nlar, cilveli Rum k�zlar, Ermeni dilberler kar��lam��. Viski ve �ampanya su gibi ak�yor. Ortalarda dola�an g�zeller, s�m�rgeci subaylara bayg�n bak��lar g�nderiyorlar.

Bug�n, s�m�rgeciler d�rt y�ld�r sava�t�klar� Osmanl�n�n ba�kentini i�gal etmi�ler. Ordular�, �stanbul sokaklar�nda zafer y�r�y��leri yapm��. Bug�n, �ngiliz, Frans�z, �talyan, Amerikan ve Yunan askerlerinin ayak sesleri, Sultanahmet'in, S�leymaniye'nin, hatta �stanbul'un yedi tepesinden y�kselen ezan seslerini bast�rm��.

Bug�n T�rk'e kar�� kazand�klar� tarihi zaferin tad�n� ��kar�yorlar.

�ngiliz Ordular� Kumandan� General Harrington da yan�nda be� general ile Pera Palas'a girer. Pard�s�lerini emre haz�r bekleyen yaverlerine f�rlatt�ktan sonra bara ge�erler. Yeni gelenlerin pat�rt�lar� bile, Pera'n�n di�er salonlar�ndan gelen �uh kahkahalar� bast�ramaz.

General Harrington'un masas�, be� dakika i�inde viski, �ampanya ve her t�rl� mezelerle donat�l�r. Ve b�t�n �ampanya kadehleri havada toku�ur; 'Konstantinopolis�in �erefine! '

Konstantinopolis; �stanbul! T�rk'�n g�z bebe�i �stanbul.

S�m�rgeciye g�re Bizans, �stanbul'da yok edilmi�tir. T�rk de kendi g�z bebe�inde yok edilecektir. Bunu saklamaya hi� gerek duymuyorlard� ve i�e �stanbul'dan ba�lam��lard�.

General Harrington'un masas�nda kadehler arka arkaya;
'Konstantinopolis�e' diye toku�tu.
Pera'n�n b�t�n salonlar�nda kadehler toku�uyor. Kadehlerin '��n ��nlar�' �uh kahkahalar�n kaba g�l��melerin aras�nda eriyor. General Harrington kadehini bir daha kald�rm��t�r. Masadaki generallerin kadehleri de toku�mak �zere havalan�rlar; fakat b�t�n g�r�lt�ler birdenbire b��ak gibi kesilir.

G�zleri sessizli�in kayna��na d�nm�� olan General Harrington ve arkada�lar�n�n elleri havada kalm��t�r. Sadece onlar�n de�il, bardaki b�t�n g�zler kap�ya y�nelmi�tir.
Bedenini saran pa�a �niformas�, omuzlar�ndaki apoletleri, g��s�ndeki madalyalar� ve her ad�mda g�c�rdayan parlak �izmeleriyle bara bir T�rk subay� girmi�tir.

B�t�n g�zler, b�t�n bak��lar donmu�tur. Ortal�ktaki sessizli�i birka� kad�n�n i� �eki�leri y�rtar. Bir Frans�z kad�n�n kendisini tutamaz. Sar���n T�rk subay� yan�ndan ge�erken; 'Ne g�zel adam.' diyerek yan�ndakine g�sterir.

T�rk subay�n�n g��s�ne bast�rd��� astragan kalpa�� sol elinde. Koyu sar� sa�lar� arkaya taranm��. Mavi g�zler �zerindeki kal�n ka�lar �at�lm��, bak��lar buz gibi. Otel M�d�r� M�sy� Martin, T�rk subay�n�n �n�nden sayg�yla y�r�rken iki garson arkas�ndan se�irtir.

Sar� sa�l� subay, b�t�n g�zlerin �zerinde oldu�unun fark�nda; fakat o ho� bir vurdumduymazl�k i�inde. Sar���n subay�n masas�na yerle�mesini bekleyen M�sy� Martin sayg�yla geri �ekilir.
�ki garson, sar���n subay�n sipari�lerini alarak uzakla��rlar. Di�er salondaki u�ultu tekrar ba�lay�nca bardakiler de kendilerine gelirler. Buna ra�men b�t�n masalardan ka�amak bak��lar sar���n pa�aya gidip gelir ve sonra f�s�ldamalar.

General Harrington'un masas�ndaki kahkahalar�n yerini merak alm��t�r.
Kimdir bu adam?

B�t�n Pera'daki u�ultular� kestiren, g�zel kad�nlara i� �ektiren bu T�rk subay� kimdir?
Kald� ki b�yle bir g�nde, Osmanl� yerle bir edilmi�ken, kendileri zafere kadeh kald�r�rken, meydan okurcas�na Pera'ya giren bu T�rk subay�n�n burada ne i�i vard�r ve bu ne cesarettir?

�zellikle kendilerini bile s�radan bir s�r�tmayla ge�i�tiren otel m�d�r�n�n bu T�rk subay�na iltifat� nereden gelmektedir?

General Harrington merak�na ma�lup olur ve bir tepsi i�erisinde T�rk pa�as�n�n sipari�lerini g�t�ren garsona i�aret eder. Generaller, garsonun elindeki tepsideki k���k rak� �i�esiyle k���k bir tabaktaki beyaz leblebiye baka kal�rlar.

General Harrington, e�ilen garsonun kula��na T�rk subay�n� g�stererek kim oldu�unu sorar.

Garsonun cevab� hepsini dondurur. Biraz �nce muhte�em giri�iyle salonlar� susturan T�rk subay�; �ngilizlerle, Frans�zlara Anafartalar'� dar eden, Conkbay�r�'n� cehenneme �eviren, �anakkale'de kendilerine dayak atan Binba�� Mustafa Kemal'dir.

�anakkale'deki Binba�� Mustafa Kemal, �u an kar�� masada oturan Mustafa Kemal Pa�ad�r.
�ngiliz generallerin masas�nda art�k kahkaha yoktur. �stisnas�z hepsi nam�n� bildikleri Binba�� Mustafa Kemal'in hayran�d�rlar. Kendisini �abuk toparlayan General Harrington garsonu tekrar �a��r�r:
- Hemen gidiniz, General Mustafa Kemal'i masam�za davet ediniz.

General Harrington'un davetinden masadakilerin hepsi memnun olmu�tur. Emri alan garson, Kemal'in masas�na do�ru giderken generalle birlikte t�m bardakilerin g�z� onun �zerinde toplan�r.
Kemal i�kisinin ilk yudumundan �nce bir Bafra maden sigaras� tellendirmi�, a�z�na birka� beyaz leblebi atm��t�r. �a��rmad��� halde kendisine do�ru gelen garsonu g�r�nce meraklan�r:

- Bir �ey mi var �ocuk?

Garson sayg�yla e�ilir:

- Zat-� �linize bir daveti iletmekle vazifelendirildim pa�a hazretleri.

Kemal; 'H�mm.' diye g�l�msedikten sonra sorar:

- Nas�l bir davetmi� bu?

Garson, bar�n k��esindeki masay� g�sterir:

- General Harrington ve arkada�lar� sizi masalar�na davet ediyorlar efendim.

Kemal ba��n� �evirir ve garsonun g�sterdi�i y�ne bakar. General Harrington ve arkada�lar� g�zlerini d�rt a�m�� g�l�mseyerek kendisine bakmaktad�rlar. �ngiliz ve Frans�z generaller, onunla g�z g�ze gelince tipik bir s�r�tmayla ba� e�erek selam verirler. Kemal de bir ba� e�mesiyle selam� iade ettikten sonra garsona d�ner:

Harrington cenaplar�na sayg�lar�m� iletiniz; lakin onlar�n benim masama gelmeleri gereklidir. L�tfen kendilerini masama davet etti�imi s�yleyiniz. Burada ev sahibi olan biziz, kendileri misafirimizdirler.


Bu cevaba garson �a��r�r; fakat as�l �a�k�nl��� Kemal'in cevab�n� duyan General Harrington ve arkada�lar� g�sterir. �a�k�nl�k da de�il, resmen bozulurlar. Bozulmalar�n�n as�l sebebi reddedilmek de�il, misafir addedilmektir. 

�imdi;

Bu �lkede misafir olanlar �ok..
 

� Ata�ya sayg� duru�unda sap gibi ayakta durmaya gerek yok� (12.05.1994 )

� 10 Kas�mda yaygara kopart�ld�� ( 14.11.1994 )

� �stanbul�u Medine yapaca��z.� (Akis)

�Cumhurba�kan��n�n imam hatipli olaca�� g�nler yak�nd�r.� (5.2.1996 Akit)

Bu s�zleri sarf edenlerin, ben de�i�tim diyenlerin, �nce �apkalar�n� ya da sar�klar�n� yok belkide feslerini �nlerine al�p tekrar bir d���nmesi laz�m geldi�ini hat�rlat�r�m..
Gazi Mustafa Kemal�in kurdu�u T�rkiye Cumhuriyeti siz isteseniz de istemeseniz de ilelebet laik, Atat�rk devrimlerine ba�l� ve ba��ms�z olarak kalacakt�r.

Kimseye boyun e�memi�tir..

Bundan sonra da e�meyecektir..

�imdi durup dururken nerden ��kt� bunlar demeyiniz..

S�cak a��klamalar�n oluk oluk yap�ld��� �u g�nlerde birilerine hat�rlatma yapma gere�i hissettim..
Haz�r bug�n Cumhuriyetin 83. y�l�n� kutlarken, yan gelip yatanlara, siyasete katanlara, kilise ha�� satanlara, soyk�r�m� tutanlara, PKK ya tapanlara, Sevr� e ���k yak�p Lozan� a �atanlara�
�st�ne al�nmas� gereken al�n�r..
Kimse kal�c� de�ildir..
Bu b�yle biline, anla��la! 

Zeynep ORUNCAK (T�RK)
29.10.2006

VARLI�IM T�RK VARLI�INA ARMA�AN OLSUN !

 

 

 

 


Yazar : Korg. �MER KE�EC�G�L

An�lar-F�kralar

"ACEM�'D�R SAYIN CUMHURBA�KANIM"

"ACEM�'D�R SAYIN CUMHURBA�KANIM"

�ran �ah�, Atat�rk'�n davetlisi olarak T�rkiye'yi ziyaret etmektedir.
Misafir i�in haz�rlanan gezi program� gereyince birlikte Bal�kesir'e
gelirler.
Burada askeri birlikler g�r�lecektir. Garnizon Komutanl���'nca denetleme
i�in her s�n�ftan bir b�l�k haz�rlanm��t�r. Bunlardan biri de "Makinal�
T�fek B�l���d�r" ve hayvanl�d�r.
Bu b�l���n komutan� y�zba��, birli�ini �nceden bu �nemli g�n i�in
haz�rlarken, birli�e yeni gelen bir kat�ra "Acemi" ad�n�n verildi�ini
hat�rlar. Bu kat�r�n yedek�isine ertesi g�nk� denetlemede Atat�rk ve
misafiri �ran �ah�'n�n kar��s�nda durmas� halinde k�sa k�nyesini s�yledikten
sonra yedekledi�i kat�r�n� tan�t�rken, onun ad�n� kesinlikle "Acemi" olarak
s�ylememesi, bunun yerine ayn� anlama gelen "Yeni Asker" demesini, �ah'�n
�lkesinin insanlar�n�n "Acem" olarak bilindi�inden misafirin bir kat�ra bu
ismin verilmesinden �z�lece�i ve buna sebep olman�n ise birlikleri i�in �ok
b�y�k bir ay�p olaca��n� s�yler.
�nemli g�n gelir �atar. �nde �ran �ah�, hemen yan�nda Atat�rk, arkada di�er
komutanlar ve misafirler olmak �zere haz�rlanan birlikler g�r�lmeye
ba�lan�r. S�ra "Makinal� T�fek B�l���'ne" gelince bu b�l���n komutan�
Y�zba�� Uslu da denetleme s�ras�ndaki emirleri almak �zere �ah ile
Atat�rk'�n hemen arkas�nda y�r�meye ba�lar.
�ran �ah� b�l���n sonundaki "acemi" adl� kat�r�n �n�nde durur!
Yedek�i Er tekmile ba�lar:
"Mehmet o�lu �brahim Yal�k, yedekledi�im kat�r�n t�rnak numaras� 341" der,
duraklar. "Acemi" demiyecekti ama onun yerine ne diyece�ini unutmu�tur.
Misafirlerin arkas�ndaki komutan�na bakar, ne demesi gerekti�i d���n�r.
Y�zba�� Uslu bir g�n �nceki ikaz�n� hat�rlamas� i�in eliyle kendisini
i�aret eder.
Bu i�aret �zerine er tekmiline devam eder.
"Ad� Y�zba�� Uslu. Is�rmaz ve tepmez anlam�nda" diyerek, tekmilini tamamlar.
�ah fark�na varmaz. Y�r�mesine devam eder. Atat�rk biraz geride kal�p
Y�zba��'ya: "Bu hayvan�n hakiki ad� nedir?" diye sorar.
B�l�k Komutan�:
"Acemi'dir Say�n Cumhurba�kan�m" diye yan�t verince, Atat�rk Er �brahim'in
yan�na gider. Onun yana��n� ok�ar ve:
"Aferin!" der.
B�l�k Komutan� Y�zba�� Uslu'ya d�n�p:
"Bu askere bir ay izin verin, yaverimden (emir subay�) yol har�l���n�
alabilirsin" der ve �ah'�n yan�na giderek denetlemeye devam eder.
 

 

 

                                                                                              Di�er bir ANEKDOT i�in

Bir Onceki Yap�t Teknik Aksakl�k Bildiriniz Edebiyat At�lyesi Girisi T�rkce veya Di�er Bir Dil Yan�lg�s�n� Bildiriniz S�zl�k Telif Haklar� Kanunu �mla K�lavuzu  Radyolu Dakikalar ODA AKDEN�Z ODA EGE ODA MARMARA Enstit� Girisi Bir Sonraki Yap�t